Salı, 14 Mart 2023 11:06

Büyük bir millet olmanın haklı tezahürü budur

Büyük Kahramanmaraş depremi, hepimizin yüreğini yaktı. Bu dinmeyen yürek acısını derinden hisseden ve yaşayanlardan olduk. 38 günü geride bırakıyoruz, bu acının izlerini millet olarak hiçbirimiz silemeyeceğiz. Acıların hafiflemesi adına yardımlaşmayla hepimiz bir şekilde insanımıza omuz vererek yüklerini azaltmak, acılarını paylaşmak, ortak olmak istedik. Bu yapılan insani ve vicdani davranış, insanımız adına umudun yolculuğu olacaktır.

Bu noktada Anadolu Yayıncılar Derneği ve İletişim Başkanlığı da önemli bir misyon üstlendi. Güzel bir hizmete vesile oldular. İletişim Başkanlığı, yerel ve ulusal basın mensuplarından oluşan 70 kişilik bir heyeti bölgeye götürdü. Bilgilendirme faaliyetleri için önemli bir misyon üstlenen İletişim Başkanlığı, ne yazık ki böyle acı bir süreçte bile dezenformasyonla mücadele etmek zorunda bırakıldı. 

Nedenini soracak olursanız, birçok gerekçe sıralayabilirim. Deprem sonrası hükümeti yıpratma adına yapılan bilgi kirliliği, STK’lara karşı imaj karalama operasyonu, devletin yardım ve organizasyon kurumlarına iftiralar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yıpratılması, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yapılan haksızlık ve daha niceleri…

Ülkemizde bazı kriminal oluşumların barındığı ayrılıkçı unsurların devleti kirletmediği gibi var olan akıl zekaları kirlettiğini görmekteyiz. Her kalemden deprem analiz uzmanlarının türediği ve her blok tiplemelerin ekran başında uzmanlaşmış(!) bir yapının çoğaldığı bir dönemde İletişim Başkanlığı, zorlu bir misyon üstlendi. Bu anlamda gazetecilerin yerinde inceleme yapabilmesi adına hayırlı bir hizmete vesile olmuşlardır. Her türlü yıpratmaya karşı bu misyonu layığıyla yerine getirmeye çalışan İletişim Başkanı Sn. Fahrettin Altun Bey’i ve ekibini yürekten kutluyorum. İletişim Başkanlığı’nın devlet politikalarında önemli bir vizyon ve misyonun temsilcisi olarak tescili yapılmıştır.

Bize düşen görev ise, gördüğümüz gerçeklikleri tüm şeffaflığıyla kamuoyuna aktarmaktır. En önemlisi de mesleğimiz gereği doğruları sizlerle paylaşma ihtiyacı içerisindeyiz. Her gazeteci arkadaşımızın bir misyonu olduğu kadar, kamuoyunu bilgilendirmek bir zorunluluktur.

Ben her depremle yüreğimizi sarsan illerimizden biri olan Malatya’yı inceleme fırsatı buldum. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Selahattin Gürkan Bey’i de bölge hakkındaki görüşleri üzerinden dinledim. Sizlere de bu samimi açıklamaları aktarmak istiyorum. 

Batı’daki gibi basın danışmanı ordularıyla gezmeyen, halkla iç içe tüm süreci aynı endişeyle yaşayan bir başkan gördüm karşımda. Belediyeyi algıyla değil, samimiyetle yönettiği, halkla iletişimden belliydi Sn. Gürkan’ın… Deprem anından itibaren hemşehrileri için çırpınan, yaralarını sarmak adına mücadele eden, kıymetli bir isim…

Depremin gerçekleştiği saat 04.17’den itibaren mümkün bölgelerden ilk itfaiye ekiplerinin sahaya çıktığı, emniyetin keşif çalışmalarına başladığı, yapılan anonslar ve kayıtlar üzerinde sabittir. İlk andan itibaren devletin tüm kurumlarının teyakkuza geçtiği bilgisini bizlerle paylaşan Sn. Gürkan, o acı anları anlatırken bazen gözleri doldu, bazen de daha önce hemşehrileriyle gezdiği sokakların harabe halini gösterirken ruh hali bozuldu. Yine de ilk andan itibaren verilen mücadeleyi anlatmaktan vazgeçmedi.  

Başkan Selahattin Gürkan’ın, altını çizerek bahsettiği mühim bir konu vardı… Ordunun sahaya inmediği iftirası… Ordu sahaya inmedi ve koordinasyon yoktu iftirası, halkı o dakikalarda büyük bir umutsuzluğa sevk etmiş, güvenilir olmayan insan profillerini de suça teşvik etmişti. Bu iftiranın sonuçlarını yine orduya ödetmek isteyenler ise hâlâ işledikleri günahın bilincinde değil. 

Peygamber Ocağı’na yapılacak en büyük ihanetlerden biriydi bu. Başkan’ın ifadesine göreyse, ilk yarım saatte ordunun sahada olduğu yönündeydi. Ordu anında bölgeye intikal etse de mevcut yıkım karşısında herkesin büyük bir şok yaşadığını, askeri birliklerin bu anlamda tam manada kolluk kuvvetleri ile sahada olduğunu söyleyen Gürkan Başkan’dır. Hatta kendisine “Vali beyle bir koordinasyon sorununuz oldu mu?” diye sorduğumda, “Kesinlikle olmadı ve eş güdüm halinde çalıştık” demesi gerekli bütün talimatların gerçekleştiğini de ispatlar nitelikte. 

Bir diğer bilgi kirliliğine neden olan hadise de yardımların bölgeye gitmemesi ve geç gitmesi iddiası… Başkan Gürkan’ın bu konudaki tavrı da çok net ve kıymetliydi. Sn. Gürkan, depremin olduğu ilk dakikalarda ilk arayan kişinin Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu, 04.45’de kendisini arayarak gerekli talimatların verildiğini aktardığını söyledi. Aynı zamanda İçişleri Bakanı’nın ve birçok bakanın bölgeye geldiğini, Kızılay, AFAD ve buna benzer bütün kurumların sahada olduğunu söyleyen Başkan Gürkan, ilk andan itibaren Malatya’ya sevk ve idare noktasında yardıma Elâzığ, Bingöl, Sivas ve Kayseri’nin yetiştiğini aktardı. Daha sonrasında birçok ilimizin Malatya’da olduğunu da ifade etti. 

Olayın sıcaklığını o dakikalarda yaşayanlar elbette bizler değildik. Ancak endişeyle araştırmadan yayılan her yanlış bilgi, ne yazık ki insanımız canına ve yaşam ihtiyaçlarını karşılayamamasına neden oldu. Bu acı tabloya neden olan birincil hataların beraberinde iftira ve dezenformasyonun olumsuz etkilerini görmezden gelmek haksızlık olur. Ekran başında klavye kahramanlığı yaparken Kahramanmaraş’tan Malatya’ya kadar bu bölgenin halkına saygı duyulmadığını gördük. Bu da içinde bulunduğumuz ortamın ne denli bir acımasızlıkla mücadele ettiğini bir kez daha gösterdi.

Evet, acımız büyüktür. Milletimiz ise daha büyüktür. Bu aziz milletin zor günleri beraber sırtlayarak aşacağına inancım hiçbir zaman azalmadı. Dileğim odur ki halkımızı kirli bilgiyle bir algıya maruz bırakanların da bu gerçekliği görmesi gerekiyor. 

 

Vesselam…

 

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/sabri-balaman/buyuk-bir-millet-olmanin-hakli-tezahuru-budur-41559.html

 

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...