CIA içimizde karargâh kurmaya devam ediyor. Nerden çıktı demeyin, bakın size kronolojik bir geçmişten bahsedeyim, Kuzey Atlantik Antlaşması diye bildiğimiz örgüt, bir Anglosakson derin akılın merkezidir. Uzun vadeli plan dâhilinde derin yapılanma adına çıkarlarını korumak için her türlü vekil savaş alanlarının oluşumuna zemin oluşturmaktadır.
İngiliz derin aklının Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra, varlığına son vermesi beklenen NATO, son yılarda yeniden şımartılarak. Hem daha kural tanımaz hem de daha hırçın bir yapıya dönüştürülmüştür. NATO, yeni görev alanı ve biçimini de sanki “canının istediği her yerde Amerika’nın çıkarlarını koruyan ve kollayan uluslararası silahlı güç unsurudur.
1960-70 döneminde NATO, İkili Anlaşmalar ve askeri üslerin varlığıyla SSCB’nin ve sosyalist sistemin varlığının uğradığı tehdidin önceliği ve güncelliğidir.
Diğeri ise, Türkiye’nin 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinin yaygın işkence, cinayet ve katliamlarıyla henüz karanlık evrakların kamuoyu ile paylaşmamış olmasıdır.
Ne var ki, karanlık tarihe baktığımızda, Türkiye istihbaratının Amerika ile bağlantısının hep var olduğunu görmekteyiz.
Örneğin, MİT Başkanı Fuat Doğu’nun CIA’dan para aldığına, NATO gizli ordularının kurulmasında etkin rol üstlenen Nazi suçlusu General Gehlen’in öğrencisi olduğuna ilişkin ciddi kaynaklar bulunmaktadır.
Birçok kaynakta, Türkiye’de ilk Gladyo (Kontrgerilla) şubesinin NATO üyeliğiyle eşzamanlı olarak 4 Nisan 1952’de açıldığı dönem birçok subayımız CIA eğitim merkezinde görevlendirilmiştir. Türkiye içinde küçük Amerika’nın kurulduğu uzun yıllar bölge politikalarını ve siyasetini yönetmişlerdir. 1952’de Türkiye’de 320’si Dışişleri Bakanlığında, 144’ü Güvenlik Teşkilatında, 42’si Ticaret bakanlığında 507 Amerikalının çalışmakta olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Türkiye’de 1953’te kurulan ve Ankara da Jussmatt (Amerikan askeri yardım heyeti) binasında faaliyet gösteren kontrgerilla karargâhının adı Seferberlik Tetkik Kuruluydu ve kuruluş amacı, düşman kuvvetlerinin saldırısı ve yurdun bazı bölümlerini ele geçirmeleri halinde düşman kuvvetlerine karşı gayri nizami savaşa girecek mukavemet grupları örgütlemekti.
“Düşmanın kim olduğu belliydi. 2002 Yılında Ak Parti’nin iktidara gelmesi ile değişen dengeler ABD tarafından kabul görmediği gibi CIA ofisleri birer birer temizlenmektedir. Ancak halen uzantıları ve atıkları içimizde mevcuttur.
Yıllar geçmesine rağmen stratejisi değişmeyen ABD’nin halen umudu içimizde diri tuttuğu ve misyon temsilcilerine güvenerek Türkiye Cumhuriyeti’ne operasyon çekmektedir. İçimizde kriminal olan oluşumları ve uzantıları, ABD’nin arkalarında olması, lojistik destek vermesi, var olan ihanet odaklarını cesaretlendirmektedir.
Buna dair son zamanlarda DEM partisinin konuşmaları buna benzer CHP’nin iç kamuoyuna verdiği mesajlar, Zafer Partisinin mikro marjinal eylemleri derin Anglosakson aklının güvencesidir.
Bölgemizde ve Ortadoğu’da gelişen dengelere baktığımızda, İsrail’in bölgede oluşturduğu yeni savaş alanı, uzun vadeli bir çalışma ürünüdür. Kamuoyunda yazılıp çizilenlerin aksine derinlemesine incelenmesi gereken bir husustur. Suriye savaşı sonrası PKK/YPG gibi oluşumlar derin İngiliz aklı olup NATO’nun uzun vadeli çalışmalarına bağlı propaganda merkezleridir. Gazze üzerinden Türkiye’ye bir uyarı olarak Amerika’nın Türkiye’yi tehdit etmesidir. PKK/YPG alanlarına operasyon yapılmaması adına doğrudan bir tehdit olarak, bizlere mesaj verilmiştir.
Geçtiğimiz hafta verdiğimiz şehitlerin bir plan dahilinde Amerikan lojistik birimlerince sağlanan destek sonucu askerlerimiz PKK tarafından şehit edilmişlerdir.
Son zamanlarda örgüte verilen teknolojik destek ve silah araç gereçlerin, ABD tarafından sağlanıp gerekli uydu desteği verildiği ve koordinatlar üzerinden örgüte veri sağlandığı askeri uzmanlar tarafından dile getirilmeye başlandı.
Buradan uyarıyoruz, kolluk kuvvetlerinde, orduda ve poliste, hassas bölgelerde ve kritik görevlerde WhatsApp, Telegram vs. kullanmayın! Yetkili makamlar bunu yasaklamalı artık! Bunun büyük bir güvenlik zafiyeti oluşturacağını ne zaman anlayacağız? İyi niyeti olmayanlar bu bilgileri o gruplardan edinip sosyal medyada ve Telegram gruplarında paylaşıyor. Sızma çerez tarzı saldırılar sonucu koordinatlar belirleniyor yerleriniz tespit ediliyor, birer hedef olarak tespit ediliyorsunuz, size ait olmayan yazılımlar birer düşmandır.
Çok acil ve güvenlik içeren uyarıda, “Sınır ötesinde üs bölgelerinde TikTok kullanan askerler var! Tiktok’a girip bölgenin adını yazan herkes bunları görebiliyor. Teröristler de! Neden izin veriliyor anlamak mümkün değil! Tiktok’un bir tehdit olduğunu daha ne kadar anlatacağız?
Sizler ne zaman anlayacaksınız? İçişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı acilen önlem almak zorundadır. Vesselam.
Sabri Şahsuvar
