Salı, 09 Haziran 2020 15:49

Türk stratejisi, Hafter’in ecelini getiriyor

Türkiye’nin Libya’ya ayak basmasıyla Libya iç savaşının kaderi değişti. Özellikle Mayıs ayında, Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Batı Libya’da Watiyya hava üssünü ele geçirmesiyle Türkiye, Kuzey ve Orta Afrika’nın en büyük hava üssünü ele geçirdi (10.000 kişilik kapasite). Ayrıca Kuzey Afrika’da önemli bir istihbarat merkezini de konuşlandırma imkânına sahip oldu. Bu bağlamda Libya’nın en büyük petrol kuyusu da (Shara ve Elephant) Türkiye’nin güvenliğini tesis ettiği bölge de kaldı.

Başkent Trablus’un yaklaşık 900 km güneyinde olan Sharara, günde 315.000 varil üretir.  Libya’nın ham petrol üretiminin yaklaşık üçte biridir. Ancak sık sık saldırıya uğradığı için üretim engellenir. Ocak ayında Sharara’daki üretimin durması hazineye 5.2 milyar dolara mâl oldu.

Türkiye ve desteklemiş olduğu UMH’nin attığı bu cesur adımlar; BAE, Suud, Yunanistan, Fransa ve Mısır’ın açık desteklediği; Türkiye’nin tepkisini çekmek istemeyen Rusya ve ABD’nin de dolaylı yollardan ağır silahlarla donattığı General Hafter’in sonunun geldiğini gösteriyor. Bu bağlamda Hafter’in Mısır ziyaretini ‘son hamlesi’ olarak değerlendirmek gerekir. 

Zira Türkiye ve UMH; petrol havzası olan ve dünyanın en kaliteli ve en düşük maliyetli petrolü olan Sirte petrol havzasını ele geçirmesi durumunda Libya iç savaşı sona ermiş olacak. Nitekim Sirte’yi tam ele geçmişken Rusya ve Mısır hava kuvvetleri tarafından bir tuzak sonucu 20’den fazla UMH askeri şehit düştü. Şu an Sirte şehir merkezine 15-20 km uzaklıkta adım adım ilerleme sağlanıyor. Bu durumda Tobruk ve Bingazi’nin düşmesi kaçınılmaz demektir. Elbette Hafter başta olmak üzere Doğu Libya’da faaliyet gösteren uluslararası enerji şirketleri Türkiye’nin ve UMH kazanımlarından rahatsız oldu.

İsrail, Türkiye ile yeniden diyalog çağrısında bulunurken; Yunanistan Savunma Bakanı ‘Türkiye ile her türlü çatışmaya hazır olduklarını’ açıkladı. Sisi Mısır’ı Libya’nın doğusundan ağır silahlar yığmaya başladı.

Türkiye ve UMH, Libya’da alan kazandıkça Hafter, ‘ateşkes’ ilan ediyor; zaman kazanıyor, ancak ‘ateşkesi’ de kendisi bozuyordu. ‘Kahire Bildirgesi’ olarak bilinen ve Hafter’in Sisi ile birlikte kararlaştırdığı açıklama da “ateşkes ve yabancı milislerin ülkeden ayrılması’’ isteniyor. Sisi, ateşkesi Hafter’in parlamento başkanı Agila Salih ile birlikte açıkladı. Sisi ayrıca “BM’yi Cenevre’deki barış görüşmelerini yeniden başlatmaya, savaşan tarafların yanı sıra Avrupa Birliği, Afrika Birliği, Arap Birliği ve Libya’nın komşularının da katılımına” çağırdı. Yunanistan’ın yaptığı gibi Sisi’de; tüm Avrupa ve dünyayı Türkiye’ye karşı ittifak etmeye çağırıyor.

Türkiye’nin Libya’da gümbür gümbür ilerlediği ve Kuzey Afrika’daki planları bozduğu askeri strateji, meyvelerini vermeye başladı. Ancak Türkiye’nin kazanımlarına değinmeden önce, kendi kazanımlarını garantiye almak isteyen Ruslar, iç savaşı içinden çıkılmaz hale getirmeye çalışıyor. Rusların Libya’daki birinci hedefi Akdeniz’de deniz ve hava üssü sahip olmak için Doğu Libya’da yani Hafter’in bölgesinde kalıcı olmak istiyor. İkincisi Avrupa’nın petrol ve doğalgazda bağımlı kalmasını istediği için Libya’nın istikrarsızlığı ve iç savaşın devamı petrol ve gaz üretiminin kapasitenin sürekli düşük kalmasına neden olacağında enerji piyasasında tek başına kalmak istiyor. Üçüncüsü Türkiye, Rusların en önemli enerji pazarı. Rusların en büyük müşterisi Türkiye’dir. Türkiye, enerji ihtiyacının % 60’ını Rusya’dan karşılıyor. Libya’da askeri kazanımlar, enerji işbirliklerini getireceğinden Türkiye’nin enerji piyasasındaki yakın partneri Libya olacak; dolayısıyla Ruslar, Libya petrol ve doğal gazının müşterilerini elinden alacağını gayet iyi biliyor.

Bu bağlamda Sirte’yi ele geçiren UMH’nın Mig’lerle vurulması ve Rus ağır silahlarının BAE ve Körfez ülkelerinin finansörlüğünde Hafter’e ulaştırılması yukarıda saydığımız stratejik ve finansal nedenlerden kaynaklanıyor.

UMH’nin Sirte’ye doğru ilerlemesi Fransa’nın tepkisine neden olacağı gibi Türkiye’nin bölgedeki Fransız çıkarlarına sekteye uğratmasından çekiniliyor. Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdelmacid Tebboune ve Tunus Cumhurbaşkanı Kais Said ile Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki genişlemesine karşı bir mağrip pozisyonu oluşturmak için telefon görüşmesi yaptı. Ancak Fas ve Cezayir, Türkiye’nin yanında olduklarını, Tunus ise Libya iç savaşında kimsenin yanında yer almayacaklarını açıkladı.

Fransızlar, Ruslar ile Türklerin ortak bir plan yaptığı konusunda fikirler iddia etse de; Rusların da Türkiye’ye karşı Mısır ve Fransa ile Sirte, Bingazi ve Tobruk meselelerinde bir mutabakata vardığı ‘eylemlerden’ anlaşılıyor. Son olarak Rusya, Sisi’nin bildirgesine destek verdi. Sirte’de UMH’yi bombalayarak 20’den fazla askeri öldürdü. BAE ve Körfez ülkelerine ağır silah vermeye devam ediyor.

Son tahlilde Türkiye ve UMH’ye ABD ve İngiltere’nin destek verdiği göz önüne alındığında Mısır ordusunun Libya’ya açık müdahil olmasının bedelini Sisi koltuğuyla ödeyecektir. Ortadoğu’da Türkiye’ye kafa tutmaya çalışan her ülke/lider çökmeye mahkûmdur. Hafter’in son hamleleri, aslında ecelinin geldiğinin bir göstergesidir. Panik haliyle her ülkeye bir takım taviz ve ödünler veriyor. Ancak elinde herhangi bir resmi yetki yok.

ABD ve Rusya’nın Mısır tanklarından habersiz olmadığını düşündüğümüzde Mısır ve Türkiye’nin karşı karşıya gelmesi ihtimal dahilinde olsa da; Mısır askeri böyle durumda ülkesine geri dönemez. İsrail’in Mısır’a istihbari bilgi verdiğini de düşündüğümüzde Mısır ordusunun ‘bağımsız’ davranmasını beklememekle birlikte Mısır iç siyasetinde kıyametin kopacağını da unutmamak gerekir. Bu bağlamda Rusların güvenilmez bir ortaklıkla Mısır ordusuna Libya’da danışmanlık yapabileceğini de hatırlatmamız gerekir.

Son tahlilde yukarıda saydığımız ülkeler hepsi bir araya gelse; Türk ordusunun kırıntısıyla baş edemediğini Libya ve Suriye’de görüyoruz. Bu bağlamda sahada görev yapan tüm TSK ve MİT personellerimizin ve resmi-gayri resmi unsurlarımızın Allah yardımcısı olsun.

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...