Salı, 25 Nisan 2023 22:22

SOĞAN – PATATES TARTIŞMALARININ GÖLGESİNDE MUHALEFETİN DIŞ POLİTİKA ÖNCELİKLERİNİ ANLAMAK…

İngiltere merkezli The Cradle isimli yayın kuruluşunun Mohammad Salami imzasıyla yayımladığı “Azerbaycan neden Türkiye seçimlerine elini uzatıyor?” (Why Azerbaijan is wringing its hands over Turkish elections?) başlıklı makale 14 Mayıs seçimlerini farklı bir açıdan değerlendirirken, içeride soğan – patates tartışmalarının gölgesinde kalan çok önemli jeopolitik konulara uluslararası boyutta bir pencere açmış.

 

Sanırım gerek Türkiye seçmeninin, gerekse muhalefet ittifakının soğan ve patates tartışmalarından başını kaldırıp bu konuları da ele alması ve sorgulamasının tam zamanı…

 

Makalenin konusunu özetleyen cümle;

“Azerbaycan yaklaşan Türkiye seçimlerini büyük bir endişeyle izliyor. Erdoğan'ın zaferi, Bakü'nün sertlik yanlısı bölgesel politikalarının devamlılığı anlamına gelir, ancak muhalefetin kazanması, son kazanımlarını baltalayabilir.”

 

Peki, neymiş Ajerbaycan’ın endişesi?

“(…) Azerbaycan'ın çatışma bölgesindeki(Dağlık Karabağ) Ermeni, Rus ve İran çıkarlarına karşı en büyük destekçisi Türkiye, Dağlık Karabağ'da Bakü için şaşmaz bir müttefik oldu ve Azerbaycan hükümetinin, Ankara'nın bu kritik rolü sürdürmesini sağlamak için Erdoğan'ın seçim zaferine büyük ölçüde ihtiyacı var…”

 

Ajerbaycan’ın endişesi çok da yersiz sayılmaz… Zira;

“(…)Muhalefetin 30 Ocak 2023’ de açıkladığı “Yurtta Sulh! Cihanda Sulh!” ilkesini vurgulayan ve dış politikalarının ulusal çıkar ve güvenlik temelli olacağını belirten 200 sayfalık “Ortak Mutabakat Metni” ne bakıldığında, dış politika yaklaşımları konusunda henüz kapsamlı bir anlaşmaya varmamış olmalarına karşın, Türk dış politikasını Erdoğan dönemi yönelimlerinden uzaklaştıracak şekilde değiştirme konusunda mutabık oldukları anlaşılıyor.

 

Nitekim söz konusu mutabakat metni, seçim sonrası Türkiye’nin dış politika eksenini 'batı' ile ortak eksende, Batı dışı stratejik yönelimler arayışından vazgeçmek; batı ile ittifak taahhütlerini tehlikeye atmadan Rusya ve Çin ile dengeli(!) ilişkileri sürdürmek; Türkiye'nin AB'ye tam üye olma hedefini yeniden teyit ederek; Türkiye'nin insan hakları sicilini onarmaya odaklanmak” olarak tanımlıyor.

 

Öte yandan Nisan 2021'de TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Dağlık Karabağ ihtilafıyla ilgili bir rapor yayımlayarak, çatışmadan Ermenistan’ın sorumlu olduğunu belirtmiş ve hatta Ermenistan'ın “savaş suçları” ve “insan hakları ihlalleri” iddiasıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) yargılanması gerektiğini belirten bir rapor hazırlamış; CHP ve HDP üyeleri bu rapora tepki göstererek raporun tek taraflı hazırlandığını iddia etmişlerdi.

 

“(…)Türkiye'deki muhalefetin bu tutumunu bilen Azerbaycan makamları, Türk muhalefetinin iktidara gelmesi durumunda, muhtemelen muhalefetin seçim vaatleri uyarınca Bakü'nün önemini ve emellerini bir kenara bırakacak iç işlerle meşgul olacaklarının da farkındalar.”

 

Özetle;

"(...)Seçimin muhalefet ittifakının beklentileri doğrultusunda sonuçlanması halinde Türk dış politikasındaki olası batıya kaymalar, Karabağ sorununun dinamiklerini etkileyebilir ve batının meseleye daha çok burnunu sokmasına ve bunun sonucunda Erivan'a taviz vermesi ve Bakü'ye verdiği desteği azaltması için Ankara'ya baskı uygulamasına fırsat verebilir."

Muhalefet ittifakının söylem ve duruşuna bakılırsa batının baskı uygulamasına gerek bile kalmayabilir.

 

Ne acı ki, muhalefet ittifakının seçimi kazanması ve iktidar olması halinde muhtemel iç ve dış politika tercihlerini dış basının öngörüye dayalı analizlerinden öğrenmeye, onların duyduğu umut ve kaygılar üzerinden yorum yapmaya çalışıyoruz.

 

Halbuki Türkiye’de iktidara talip olan muhalefet ittifakının soğan – patates gündeminden başını kaldırıp bu ve bunun gibi Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendiren iç ve dış politika konularındaki vizyon ve vaatlerini açıkça ortaya koymasının zamanı geldi hatta geçiyor bile.

 

Uluslararası alanda ilişkileri “İki Devlet Tek Millet” zemininde yıllardır devam eden Ajerbaycan-Türkiye kardeşliği başta olmak üzere, Kıbrıs meselemiz, Suriye meselemiz, Doğu Akdeniz ve Mavi Vatan meselemiz, Libya ile ilişkilerimiz, NATO ve AB politikalarımız; Batının beklenti ve önceliklerine göre mi şekillenecek? Yoksa kendi milli menfaatlerimiz doğrultusunda politikalara devam mı edilecek?

 

Aynı şekilde iç siyasette, Terörle mücadele, enflasyon ve pahalılık, Enerji kaynaklarımız, milli harp sanayiimiz, eğitim, sağlık ve ekonomi konularındaki atılımların akıbeti ne olacak?

 

Seçmenin bu konudaki vizyon, plan ve projeleri bilmeye hakkı var… Sanırım gerek Türkiye seçmeninin, gerekse muhalefet ittifakının soğan ve patates tartışmalarından başını kaldırıp bu konuları da ele alması ve sorgulamasının şimdi tam zamanı… Tabi böyle bir kaygıları varsa...

 

25.04.2023

Hakan ŞİMŞEK

Hakan ŞİMŞEK

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...