Pazartesi, 22 Ekim 2012 08:44

Terörün Asıl Sebebi, İslam'dan Uzaklaşmaktır

Kürt kardeşlerimizle aramızdaki en önemli ve tek bağ İslam inancıdır.

İnanç bağı güçlü olmazsa diğer etkenlerin olumlu tesiri azalacağı gibi, önü alınamaz felaketlere sebep olabilecektir.

Terör örgütünün İslam inancı ile hiçbir bağı olmadığı gibi, İslam’ı Kürt kardeşlerimiz için en büyük tehlike ve tehdit olarak görmekte, bölge halkının İslam dininden uzaklaştırılması için her türlü çabayı göstermektedir.

İslam dışında her türlü sapık, çağdışı inanç ve ideolojiyi militanlarına dayatmakta, Kürt kardeşlerimize empoze etmektedir. İslam’ın en kutsal değerleri ve vazgeçilmez ahlaki prensipleri terör örgütü mensuplarının alay konusudur.

Terör örgütünün gelecek için kurduğu bölücülük hayalleri karşısındaki en büyük korkusu İslam’dır.

İslam düşmanı olan bu örgüt, siyasal çıkarlarını güçlendirmek ve bölge halkını yanına çekmek için, inkar ettiği İslam’ı ve kutsal değerlerini utanmadan kullanmaktan da geri durmamıştır. Alternatif Cuma namazları, örgüt belam’ı imamlar, sözde İslam konferansı..vs etkinlikler bunların örnekleridir.

Terör örgütünün İslam’a karşı pozisyonu böyleyken, teröre karşı mücadele verdiğini iddia eden devlet ve unsurlarının durumu nedir ?

Aslında PKK ve onun sözde lideri bu sapık yolda, T.C devletinin ve kurumlarının tarihte ve maalesef günümüzde İslam’a karşı almış olduğu pozisyonu taklit etmekte, aynı yoldan yürümektedir..!

Kuruluşundan beri T.C devleti, bu milletin tarih serüveni, değerler bütünlüğü ve sosyal dokusuyla uyuşmayan, batıdan çarpıtılarak ithal edilen sapık laiklik anlayışını, bu milletin en temel değeri olan inancına ve ahlak anlayışına karşı dizayn etmiş, dini hayatı ve İslami kurumları tahrip etmiştir. Bunu da vazgeçilmez bir gereklilik gibi halka dayatmıştır.

Laiklik, devlet adına karar veren ve uygulayan bazı kişi ve kurumların elinde İslam düşmanlığı olarak algılanıp, fütursuzca tatbik edilmiştir.

Devletin başına namaz kılan bir Cumhurbaşkanının gelmesi, inançlı insanlardan müteşekkil bir hükümetin iş başında olması olumlu gelişmeler olmakla birlikte, T.C devleti ve kurumları İslam karşısında duruşundaki olumsuzluklardan arınmış değildir.

Halbuki, milli birlik ve beraberliğimiz için asli unsur olan inanç değerlerimize; devlet, devlet adamları ve kurumlarının yakınlaşması, bütün toplum kitlelerin  hem birbirine hem de devlete yakınlaşmasına, kucaklaşmasına vesile olacak, adeta sihirli bir değnek hükmündedir.

Genç yaşında ahirete göçen kardeşim yedek subaylığını Hakkari Çukurca’da sınır karakollarında yapmıştı.1985-1986, PKK terör örgütünün sahneye çıktığı yıllar. Kendisi ilahiyat fakültesi mezunuydu ve askerlik  öncesi vaiz olarak görev yapıyordu. Kaderi,  onun vatan hizmetini terör bölgesinde yapmasına hükmetmişti. İnancı tam bir Müslümandı ama giderken endişesiz de değildi.

Askerlik süresi bitene kadar görüşemedik, çünkü hiç izin kullanamamıştı. Hatıralarını dinlemek teskereden sonra mümkün olmuştu.

Rahmetli kardeşim Asteğmen İbrahim, görev yaptığı karakolun komutanıydı. Karakolda üzerine düşen görevleri yaparken boş zamanlarında fırsat bulduğunda Kur’an-ı Kerim elinden düşmüyordu. İnançlı bir kişi olmanın ötesinde asıl mesleği de zaten ilahiyattı. Vakit namazlarını karakolda ifa etse de Cuma günleri yakındaki köye gidiyordu. Bunun için üslerinden ve komutanlardan ikazlar aldığını, buna rağmen aksatmadığını söylemişti.

Kürt kardeşlerimizin yaşadığı köy halkıyla camide çok güzel kaynaştıklarını, kendisine büyük saygı gösterdiklerini, yerel ifadeyle melle (molla) İbrahim olarak benimsediklerini, namaz sonrası evlerinde sırayla ağırlamak için ısrar ettiklerini anlatmıştı. İnançlı ve kendi aralarında camilerinde gördükleri kişilere, özellikle devleti temsil eden zevata doğu insanı çok daha farklı olumlu hislerle yaklaşır. Kendileri cumadan cumaya camiye gelse, vakit namazlarını beş vakit ifa etmese ve hatta aleni günahları işleyebilen insanlar da olsa fark etmez,  geneli  idarecilerin inançlı olmasından memnun olur.

Tabii ki teröristler de o köylerden çıkan kandırılmış insanlar. İrtibatlarının devam etmesi gayet doğal, o köylerde akrabaları var. O dönemde oğlunun teröristler arasında olmasından utanan başı eğik insanlar olsa da durum böyle. Şimdi başları o dönemdeki kadar eğik mi araştırmak gerek..!

Bölgedeki karakollara teröristlerin baskınları eksik olmazken, İbrahim’in görev yaptığı karakola o varken baskın yapılmadı..! Asteğmenlerin atanması alışılmamış bir durum da olsa, bu davranışları nedeniyle başka bir karakola sürgüne gönderdiler… İbrahim orada da aynı davranışlarına devam etti. Namazlarını aksatmadı, Kur’an’ı  elinden bırakmadı, Cuma namzlarını yine Kürt kardeşlerimizle beraber kıldı. Hatta onlara namaz kıldırdı, vaz-u nasihat etti.

İbrahim’in sürgün edildiği ve teskeresini aldığı karakola da o varken baskın yapılmadı.

Teskeresini alıp yanımıza geldikten birkaç gün sonra idi. Televizyonda haberleri izlerken ayağa fırlayışını hiç unutamıyorum. “Eyvah, bizim karakol demişti.”

O gün karakolu basabilen teröristler neden İbrahim varken basamıyorlardı ? Çünkü rahmetli İbrahim’i bir Müslüman olarak kardeş bilen köylüler buna engel oluyor, müsaade etmiyorlardı. ”O karakolda Melle İbrahim var, basamazsınız..!”

Bizim askerlerimizin çoğu, hatta komutanları da dahil İbrahim gibi ilahiyatçı olmasa da Müslümandır. Hepsi beş vakit namaz kılmasa, dinen günah sayılan fiilleri işlese de Cuma namazlarını ihmal etmek istemezler.

Düşünün, askerlerimiz ve idarecilerimiz üzerlerinde sistemin tesis ettiği yanlış ve maksatlı baskıdan kurtulabilseler, Kürt kardeşlerimizle aramıza örülen şeytan duvarlarını yıkabilseler, bölge halkıyla samimiyetle kucaklaşabilseler ne olurdu?

Ben inanıyorum ve iddialıyım, İbrahim’in karakollarına baskın yaptırmayan irade, o teröristleri kulağından tutup dağdan indirirdi..!

Önümüz Kurban bayramı. İbrahim’in (a.s)oğlu  İsmail’i (a.s) kurban ettiği bayram…

İşte size gerçek açılım..!

Diyarbakır Ulu Camide Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı birlikte halkın arasında bayram namazlarını eda ediyorlar ve namaz sonrası halkla kucaklaşıyorlar..! Önyargısız, kandırmacasız ve samimiyetle…Buna mani hiçbir şey olmadığını düşünüyorum. Resmi ideolojiden başka..!

Bir gün bu manzarayı göreceğime gönülden inanıyorum.

Tek endişem o gün çok geç kalmış olmamız..!

Bayramınız mübarek olsun.

Mustafa Hacımustafaoğulları

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...