Perşembe, 18 Eylül 2014 15:40

İŞİD BELASI

1990 da Sovyetler Birliğinin tasfiyesi ile soğuk savaşa ve sözde komünizmle mücadele dönemine son veren Batı Kulübü, yeni düşman olarak İslam’ı hedefe koydu.

Kendi yapımları olan 11 Eylül; ABD’nin kendi halkını, yandaş ülkeleri ve dünyayı Müslümanların  terörist olduğuna inandırarak İslamofobi  oluşturmak ve   İslam Dünyasına saldırmak için ürettikleri ve acımasızca icra ettikleri bir senaryodan ibaretti.

Arkasından Irak işgali geldi.

El Kaide’nin üretim laboratuvarı olarak kullanılan Afganistan işgali zaten devam ediyordu.

Batılılar ahtapot gibi dünya üzerine çöktükleri sömürü düzeniyle insanlığın kanını emerek müreffeh bir hayat sürerken, ürettikleri silahları pazarlayacakları yeni savaş alanları ve güven bulanımı oluşturarak hem insanları yok ediyor hem de yeni teknolojiler için canlı laboratuvarlar kuruyordu.

Dün, Ortadoğu’da liderlerini kendilerinin atadığı sözde devletler vardı.

En son atama örneğini de Mısır’da apaçık gördük.

İslam Dünyası aleyhindeki adımlarını bu sözde liderler desteğinde atıyorlar, çoğu icraatlarında perde gerisinde kalmayı tercih ediyorlardı.

Şimdi yeni bir dönemin başladığını görüyoruz.

Sözde devlet kurduğunu iddia eden dev(let)leştirilen terör örgütleri dönemi.

Önümüzdeki yıllarda gündemimizi oldukça meşgul edecek, ülkemizi ve  bölgemizi çok ciddi bir şekilde karıştıracak uzun vadeli derin bir proje ile karşı karşıyayız.

El Kaide,

Somali’de El Şebab,

Nijerya’da Boko Haram,

Ve en son İŞİD.

İŞİD’in lider kadrosu şaibeli olduğu gibi, yaptıkları kesinlikle İslam’a ve  Müslümanların menfaatine uygun değil.

Batılı İslam düşmanlarının haçlı seferlerinden beri Müslümanlara yaptıkları işgal, katliam, işkence, sürgün ve her türlü insanlık dışı zulümlerinden dolayı en ağır tepkileri hak ettiğinde zerre kadar şüphe yok.

Sadece Irak işgalinde 1,5 milyon Müslüman katledildi.

ABD’nin kanun tanımayan Guantanamo işkence üssü bütün tepkilere rağmen hala aktif.

Bu tür örgütlerin oluşturulmasında kullanılan zemin de tam burası…Önce nefret tohumları ekiliyor, sonra bu nefretin hasılatını da kendileri kotarıyor.

Zalimlerden intikam almak için haklı olarak fedakarca ortaya çıkan mazlumlar yine zalimlerin oyuncağı durumuna düşüyor.

Basından öğrendiğimiz kadarıyla İŞİD’e batılı ülkelerden bile yapılan katılımlar  azımsanacak gibi değil.

Oluşturulan manyetik çekim ile kendi ülkelerinde sorun olabilecek mücadele ruhlu Müslümanların bir şekilde örgüt saflarına katılması sağlanarak batılı ülkelerde temizliğin birinci adımı gerçekleştiriliyor.

Suriye’de Ahrar Eş Şam örneğinde gördüğümüz gibi, özellikle Ortadoğu’da işgalcilere ve zalimlere karşı mücadele eden İslami liderler ve organizasyonlar, İŞİD kullanılarak acımasızca tasfiye ediliyor.

Anlaşılan şu ki, İŞİD Ortadoğu’da emperyalistler için pürüz oluşturan kişi ve kurumların tasfiyesi bitene dek yıllarca  kullanılacak, Irak ve Suriye’deki kaos ortamında yetiştirilen militanlardan ülkelerine dönme şansını yakalayabilenlerle o ülkelerin de karıştırılması sağlanacak ve  işi bittiğinde İŞİD’de imha edilecek.Tabi İŞİD bahanesiyle İslam coğrafyası tar-u mar edildikten sonra…

Türkiye başta olmak üzere meşru hükümetlerin de bu teröristlerle ilişki içinde olduğu yalanıyla sıkıştırılması sağlanacak.

El Kaide lideri Bin Ladin’in başına gelenler bu kullanım sürecinin en yakın örneği.

Emperyalist odakların üretimi olan Ilımlı ve  Radikal İslami örgüt ve akımlarla İslam’ı İslam’la yok etme tasarılarının uygulamaya geçirildiğini görüyoruz. Pakistan’da İmam Kadri projesi ile hayata geçirilmek istenenin en yakın Ilımlı İslam modeli olduğu anlaşılıyor. Türkiye’de de buna  paralel bir girişimi  püskürtme gayretleri sürdürülüyor.

Sanayi devrimiyle üstünlüğü ele geçiren haçlıların;  İslam Dünyasının hamisi ve yeryüzünde adaletin garantörü Osmanlı devletini yıkmalarının üzerinden bir asır geçti. Osmanlı’dan sonra İslam Aleminin yüzü hiç gülmedi. Güç dengesi aleyhimizde olduğu sürece bu durumun değişmeyeceği ise kesin.

Batı Kulübün teknolojik ve ekonomik üstünlüğünü yok edecek, İslam Birliğinin önündeki engellerin kalkmasına vesile olacak yeni bir devrim tek kurtuluş, ama nasıl..?!

Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI

18 Eylül 2014

Mustafa Hacımustafaoğulları

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...