Sorularla Aydınlanma
Öncelikle bu tip kişiler, bu sonuca ulaşmak için herhangi bir çaba sarfetmemiş ve çıkan yasayı hazır bulmuş kişilerdir. Sanki hükümetin bunu kendiliğinden verdiğini düşündüklerinden, ancak ASDER gibi bir derneğin bu yasayı düzeltmek sorumluluğunda olduğunu vehmediyor olabilirler. Oysa ASDER bir tüzel kişiliktir. Asder adına bir çalışma yapılacaksa, o işi kendine görev kabul edecek gerçek kişilerden oluşan üye yada gönüllüler bulunmalıdır.Bu tür komisyonlardan oluşan özel çalışma ekipleri; aynı ihtiyacın sahibi olan mağdurları organize eder, hukuki ve bürokratik ihtiyaçları belirledikten sonra, uygulama için gerekenleri hem özelde hem de genelde ASDER bileşenlerinde paylaşarak icra eder. Başarı bu prosedürün ne kadar doğru ve yeterince tatbik edildiği kadar, siyasi teamüllere ne kadar mutabakat sağladığıyla da ilgilidir.
“ASDER Kuruluş tarihinden itibaren her platformda Anayasanın 125. Maddesine ve YAŞ Mevzuatına dikkat çekmiştir. 2007 yılında 63 sahifelik bir incelemeyi “YAŞ mağdurları ile ilgili Mevzuatta yapılması gereken değişiklikler” adı altında Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Hükümet üyelerine ve TBMM Komisyon Başkanlıklarına ulaştırılmıştır. Sonra bu çalışma kitapçık haline getirilmiş, adına “Hukuki Girişim Dokümanı” denmiş, WEB Sitemizde ve Dergimiz 8. Sayısında yayınlanmış, basın toplantısı ile basına duyurulmuştur.Paneller, basın toplantıları, röportajlar, televizyon ve radyo programlarında “Hukuki Girişim Dokümanı” mihverinde görüşler bildirilmiş makaleler yazılmıştır. Her yıl 28 Şubat haftasına rastlayacak şekilde geniş katılımlı paneller yapılmıştır.İstanbulda Genel merkez Kontrolünde, Ankara’da Ankara Şubemizin yönetiminde oluşturulan “Hukuk Çalışma Grubu” 2007’den itibaren periyodik toplantılarla yeni mağdur olmaması ve mevcut mağduriyetlerin giderilmesi için çalışmalarını sürdürmüştür.
ASDER; 2010 Yılı başında Anayasa referandumuna giden yolda Anayasanın 125. Maddesi başta olmak üzere, yargının birliğinin sağlanması, Yüksek Yargıdaki menfi kadrolaşmanın kırılması, MGK’nın kaldırılması, YAŞ’ın yapısının değiştirilip yetkilerinin kısıtlanması, TSK’nın sadece dış güvenlikten sorumlu olacak şekilde İç Hizmet kanununun 35. Maddesinin değiştirilmesi, Genelkurmay’ın MSB’ lığına bağlanması, Jandarma genel komutanlığının Genelkurmay ile bağının koparılması husularını içeren teklifini ilgili mercilere ulaştırmıştır.Referanduma götürülecek Anayasa maddeleri Mart 2010 ayında TBMM’de görüşülürken, 125 maddenin değişeceğine kesin gözü ile bakan ASDER yönetimi, değişiklikten sonra çıkarılacak uyum yasalarının alt yapısını oluşturmak üzere “Hukuk Çalışma Grubu” çalışmalarını bu hususun hazırlanmasına yönlendirmiştir.Referandum tarihi belli olup, propaganda dönemi başladığında ASDER, Sivil Toplum Kuruluşlarının müştereken oluşturdukları “Sivil Dayanışma Platformunda” aktif olarak yer almıştır. 1000 civarında STK’nın içinden oluşturulan 6:7 kişilik konuşmacı heyet içinde bir de ASDER mensubu bulundurulmuş ve 20 ayrı ildeki açık-kapalı mekan toplantılarında ASDER Mensupları konuşmacı olarak görev yapmıştır.12 Eylül 2010 tarihinde Anayasa referanduma sunulduğunda ASDER Hukuk Çalışma Grupları 6191 sayılı yasanın çıkarılmasında MSB’lığının taban olarak kullandığı “ASDER Kanun Tasarısı” hazırlanmıştı. Tabii bu tasarıda bu gün hissedilen 6191 sayılı Kanunun noksanlıkları bulunmuyordu. Anayasa referandumu 12 eylül 2010 Tarihinde yapıldı, resmi sonuçları 23 Eylül 2010 tarihinde yayınlandı.
Referandumun resmi sonuçları yayınlanıncaya kadar, ASDER kanun tasarısını Devletin ilgili birimlerine ulaştırmış ve Başbakandan randevu talep etmişti. Başbakan önce 20 Ekim 2010 tarihinde ASDER heyetine randevu vermiş, ancak meselenin 10.15 dakikalık bir görüşme ile anlaşılamayacağını söyleyerek ilgililerin de bulunduğu daha geniş bir katılım ve daha uzun bir süre ayrılarak yeni bir randevu tarihi belirlenmesi direktifini vermiştir.05 Aralık 2010 tarihinde Ankara’da ASDER Onursal Başkanı Adnan Tanrıverdi’nin Yönetiminde “Darbelerin Asker mağdurları Paneli” icra edildi. ASDER Ankara Şubemizin çalışmalarına bir süredir 12 Eylül Platformu olarak örgütlenen 12 Eylül Mağdurları da katılmakta idi. Bu panele konuşmacı olarak zamanın CHP Milletvekili Re’sen Emekli. Ütgm. Rasim Çakır, Demokratik Toplum Partisi milletvekili Akın Birdal ve EYLÜL-DER Kurucu Başkanı Re’sen Emekli J. Ütgm. Rahmi Yıldırım da katılmıştı. Hazırlanan ASDER tasarısı daha önce kendilerine verilmişti. CHP Milletvekili Rasim Çakır Panel sırasında, hazırlanan Tasarıyı bir hafta içinde CHP Tasarısı olarak TBMM’ne sunacaklarını açıklayınca, MSB’lığında üzerinde çalışılan ASDER teklifinin son şekli oluşmadan, girişimde bulunmamaları hususunda Panel yöneticisi tarafından uyarılmaklarına rağmen 20 Aralık 2010 tarihine tasarılarınıu TBMM’ne verdiler. TBMM’ne sunulmaktan öteye bir işlevi olmamışsa da, Tasarıyı Hükümetten önce Meclise sevk etmelerinden dolayı, ASDER’den çok ADAM-DER’e yakın olan bazı YAŞ mağdurları ASDER’in 6191 sayılı Yasnın çıkarılmasındaki emeklerini yok saymaktadırlar.
Başbakanın yeni direktifine uygun buluşma 20 Şubat 2011 tarihinde gerçekleşebildi. Bu tarihe kadar, 6191 Sayılı yasa tasarısı Hükümet tarafından TBMM’ne sevk edilmişti. MSB ’lığı tarafından görüşmeden önce ASDER’e ulaştırılan tasarı hakkında hukuki incelemeler yapılarak, bir kısmı bu gün de gündem konusu olan 13 noksanlık tespit edildi ve bu noksanlıklar Başbakanla Dolmabahçe buluşmasında sınır konulmamış bir zaman diliminde ifade edilerek, Başbakandan düzeltmelerin yapılması talep edildi. Bir kısmı giderildi, bir kısmı da halen gündemimizde. Sonra 6191 sayılı yasa çıktı.
ASDER uygulamasını bekledi. Araştırmacıların kadrolarına yerleştirilmesi, emekliliklerin tamamlanması Ekim 2011 tarihini buldu. Bu tarihe kadar ASDER hukukçuları noksanlıkları inceledi ve yeni önerilerini hazırladı. Aralık 2011 için Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcıları, AK Parti Genel başkan Yardımcıları, TBMM Başkanı, Milli Savunma Bakanı, TBMM Milli Savunma, İnsan Hakları, Anayasa, Adalet Komisyon başkanlarından randevu talep edildi. Randevular alındı. Cumhurbaşkanı, başbakan ve Başbakan Yardımcısı ile görüşülemedi. Başbakan yardımcısı heyetimizi 16 Ocak 2012 de davet ederek, görüşme imkanı verdi. Noksanlılar anlatıldı.Gelişmeler beklendi.
Sonuç çıkmayınca Mart 2013 tarihinde yeniden aynı makamlardan randevu istendi. C.Başkanı ve Başbakan hariç yukarıdaki makamlarda bulunan yetkililerle görüşmeler gerçekleştirildi. Her görüşmede vaatler alındı. Ancak sonuca ulaşılamadı.Başbakana ulaşmadan çözümün mümlkün olmayacağı sonucuna çıkarıldı. 30 Ocak 2014 tarihinde 4. Randevu talebimiz Başbakanlık özel kalemine ulaştırıldı. Seçim yoğunluğu görüşmemize imkan vermedi.Seçimlerden sonra 5. Randevu talebimiz 08 Nisan 2014 tarihinde mektup olarak postaya verildi. Mektubumuzun 14 Nisan 2014’de muhatabımıza ulaştığına dair iade yazısı tarafımıza geldi. Şimdi randevu talebimizin karşılanmasını beklemekteyiz.
at sağladığıyla da ilgilidir.
6191 sk. çıkarılmadan önce, 12 Eylül 2010 referandumu sonrası ASDER; bilgilendirerek yönlendirdiği mağdurları, haklarının verilmeyeceği hemen hemen kesin gibi olduğunu bilinmesine rağmen YAŞ kararlarının yargıya açılmasıyla hemen AYİM’e başvurmak zorunda olan asker kişilerin yine de bu başvuruyu yapmalarını ısrarla tavsiye etmiştir. RED edilen başvurulardan sonra ise, hazırlanan kanun taslağını hükümete sunarak, referandum öncesi verilen çözüm vaatlerini yerine getirmelerinin ancak kanun düzenlemesi yoluyla hayata geçirilebileceği gerçeği ile Başbakanla görüşülmüştür. Sonrası malum.
a. 23 sayıyla ADALETİ SAVUNANLAR Bülteni tüm dünya mağdurları ve Derneğimize müracaat edenlerin yapmaları gereken çalışmaları, yazarların doyurucu makaleleri, Asder'in etkinlikleri üye ve gönüllüleri ile kamuoyuna duyurulmuştur.
b. Ben Disiplinsiz Değilim (Heyet), Mahsun Madalya (Rahmi Erdem), Yargılanmak İstiyorum (Kemal Şahin), İki Darbe Arasında (İskender Pala), Bahriyede 15 Yıl (Vehbi Horasanlı), Kur Kapanmasın (Yakup Evirgen), Darbeci Kuşatma (Yusuf Çağlayan), Psikolojik Savaş (Nevzat Tarhan), Daha Güçlü Orduya (Adnan Tanrıverdi), Sakıncalı Asker (Şaban Çobanoğlu), Sosyolojik Savaş (Yusuf Çağlayan)
c. Yeni Anayasa Nasıl Olmalı, Çözüm Süreci Raporu, İnsani ve Ahlaki Olanı Bulmak İçin ASDER Yasa Teklifi (Madde 33)
ASDER yönetimi ve alt komisyonlarında görevli arkadaşlarımız ile Hukukçularımızın katkılarıyla tüm mağdur gruplar için yasa teklifi MADDE 33 hazırlanmıştır. Bu teklifte;
Kapsam dışı kalan mağdurlar: Kararname mağdurları, İstifa ve Emekliliğe zorlananlar,Askeri Öğrenciler,Uzman ve sivil memurlar,
Eksik haklar: Araştırmacı olarak göreve devam edenler ile emeklileri kapsayan haklar.
A. Araştırmacı ve emekli arkadaşlarımızın hangi eksik hakları yasa teklifinde vardır?
a. Geri dönük özlük hakları,
b. Kimlik kartları emsali rütbesinde verilmesi,
c. OYAK haklarının emsali duruma getirilerek ödenmesi,
d. Emeklilerden üniversite bitirenlere emsalleri gibi bir derece verilmesi,
e. Öğrenim giderleri borcunun tahsil edilmemesi, ödemiş olanlara iadesi,
f. Yüksek lisans ve doktora yapanlara emsallerinin ayarında haklarının verilmesi.
B. Kararname mağdurları, emekli-istifaya zorlananlar, Askeri Öğrenciler, Uzman Erbaş ve Sivil memurların devam eden mağduriyetlerinin çözümü de bu yasa teklifinde yer almış mıdır ?
http://www.as-der.org.tr/duyurular/item/2371-kapsam-disi-kalan-asker-magdurlar-kanun-tasarisi
Yukarıdaki linkten ulaşılarak incelendiğinde; 6191 sk. ile kazanılan haklar (Md:33 kapsamıyla) hiçbir eksik kalmayacak şekilde hazırlanmış olup, zaten gerek kitapçık halinde ve gerekse ilgili ortamlarda anlatılmış ve yazılmıştır.
A. Araştırmacı ve emekli arkadaşlarımızın hangi eksik hakları yasa teklifinde vardır?
a. Geri dönük özlük hakları,
b. Kimlik kartları emsali rütbesinde verilmesi,
c. OYAK haklarının emsali duruma getirilerek ödenmesi,
d. Emeklilerden üniversite bitirenlere emsalleri gibi bir derece verilmesi,
e. Öğrenim giderleri borcunun tahsil edilmemesi, ödemiş olanlara iadesi,
f. Yüksek lisans ve doktora yapanlara emsallerinin ayarında haklarının verilmesi.
B. Kararname mağdurları, emekli-istifaya zorlananlar, Askeri Öğrenciler, Uzman Erbaş ve Sivil memurların devam eden mağduriyetlerinin çözümü de bu yasa teklifinde yer almış mıdır ?
http://www.as-der.org.tr/duyurular/item/2371-kapsam-disi-kalan-asker-magdurlar-kanun-tasarisi
Yukarıdaki linkten ulaşılarak incelendiğinde; 6191 sk. ile kazanılan haklar (Md:33 kapsamıyla) hiçbir eksik kalmayacak şekilde hazırlanmış olup, zaten gerek kitapçık halinde ve gerekse ilgili ortamlarda anlatılmış ve yazılmıştır.
ASDER'e üye olmayan ve üye olmak istemeyen İstanbul'daki bir kamu kuruluşunda görevli 6191- Araştırmacılar tarafından kurulmuştur. Takip edenler arasında bazı ASDER üyesi arkadaşlarımız vardır. Son zamanlardaki olumsuzluklar nedeniyle istemeyerek de olsa zorunlu olarak Asder'in e-posta grubunun kontrollü olarak işlev görmesinden sonra, boşluktan yararlanan bazı takipçileri, fütursuzca yazı yazma ortamını bulmuşlardır. Bu grubun ASDER ile hiçbir ilişkisi yoktur.
Eğer çoğunluk talep ederse yönetim kurulu konuyu yeniden değerlendirip açabilir.. Ancak genel merkez tarafından gerekli haberlerin üyelere iletilebildiği gerçeği üzerine, bu uygulamanın devam etmesini isteyen çoğunluktadır.
Derneğe üye olan her kişi bir oya sahiptir. Yönetime kim talipli ise Genel Kurulda yapılan oylama ile statüsüne bakılmaksızın seçilir, seçilen yönetim kurulu kendi arasında görev bölümü yapar. Görev bölümü yapılırken; yönetime seçilen arkadaşımızın isteği ve yapabilirlik durumu dikkate alınır. (Örneğin daha önceki yıllarda genel muhasip olarak astsubay emeklisi arkadaşlar görev yaparken, bu dönemde subay emeklisi bir arkadaşımız görev almıştır. Şu anda Genel Başkan Yrd. görevini yürüten iki astsubay emeklisi arkadaşımız yönetimdedir.) Önemli olan aldığı görevi layıkı ile yapmaya çalışmaktır, zaman ayırmaktır.
Karşılıklı insani ilişkilerde, ortak inanç uğrunda beraber olan insanların, geçmişte sahip oldukları statülerinin görmezden gelinmesi; liyakatini tevazuyla öne çıkarmayanları küçültmediği gibi, eşit şartlarda olunacağı beklentisinde olan vasat sosyal statüdeki kişileri de yükseltmeyeceği gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır. Hitap şeklindeki saygı ifadelerinin, tamamı askeri altyapıdan gelen topluluk arasında ister rütbeleriyle, isterse bey,abi,efendim,başkanım,müdürüm,kardeşim, vb sıfatların kullanılması gayet normaldir. Bu tür iletişim ve ortak hizmet alanlarında, kişilere karşı tarafın kendisinde layık gördüğü sıfatla hitap etmeleri, O kişinin aslında ilgili çalışmadaki değerini göstermektedir. SAYGI İSTENMEZ, GÖSTERİLİR…
ASDER’in misyonu, Genel Kurulda yapılan tüzük değişikliği ile genişletilmiş ve her türlü mağduriyet ve Adaletin savunulması hedef olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede, haklarını almak üzere ASDER ile temasta olan üyelerimizin,daha sonrası için bu ulvi hedefe doğru STK faaliyetlerini sürdürmeleri ve kendi hakkının verilmesinde yardımcı olan üçüncü şahısların emeklerinin karşılığını, kendisi de başka üçüncü şahıslar uğrunda çalışarak ödemesi gerektiğini düşünmelidir.
ASDER’in inançları sebebiyle TSK’dan ayırılan mümtaz arkadaşlarımızı bir araya getirmekle başlayan ilk görevinin, sadece maddi kayıpların tazmin edilmesiyle sınırlı olmayan, ancak aldığı eğitimi, bilgi ve tecrübesini ülkemizin, islam aleminin ve hatta dünyonun istifadesi için kullanması gerektiğini, insanlığın gelişimi için vazifeleri olduğu/olacağı ilahi takdir ve planın mutlaka bu senaryoda BELİRLEYİCİ GERÇEK olduğu görülmelidir.
ASDER; Mazlumder, Özgürder, İHD. Gibi İNSAN HAKLARI alanında çalışma yapan bir dernektir. Özellikle vesayet rejiminin değil, milli iradenin hakim olması yolunda çaba sarfetmektedir. Bu yolda yapılan çalışmalara öncülük yaptığı gibi, bir kısım çalışmalara da diğer derneklerle birlikte imza atmaktadır.
Meslek kuruluşu olarak faaliyet gösteren Hukukçular Derneği ve TEMAD’ın bazı etkinliklerine destek vermektedir. Diğer STK.lar ile birlikte hareket eden İDSB., TGTV. Sivil Dayanışma Platformu, Filistin Platformu, 28 Şubat Platformu ve RABİA Platformuna üyedir.
ASDER’in faaliyet alanları Tüzüğünde açık olarak belirtilmiştir. Tüzüğü inceleyenler, Tüzükte belirtilen hedefler çerçevesinde derneğe üye olup olmamaya karar verirler. Üye olmak için Üye formunu doldurup, nüfus cüzdanı fotokopisi ve fotoğraf yeterlidir. Üyelik gerçekleştikten sonra her bir üyenin de derneğe karşı sorumluluğu vardır.
Bu sorumluluklar nelerdir?
- Genel Kurul da dernek yönetim kurulunu seçer,
- Yönetime Derneğin daha iyi faaliyet göstermesi için tekliflerde bulunur,
- Özel becerilerine göre Derneğin Komisyonlarında görev alır, yapılan etkinliklere katılır,
- Hiçbir şey yapamaz ise aidatını öder. Ekonomik açıdan sıkıntıda olanlar bu durumlarını dernek yönetimine bildirmek durumundadırlar.
Belirtilen yasadan yararlanan 1600 kişiden yarısından daha azı Derneğimize üyedir. Derneğe üye olmak için STK. çalışmasına inanmak, sadece kendin için değil tüm mağdurlar için gayret edilmesinin bir görev olduğunun bilincine varmak, gönüllülük, fedakarlık gerekir. Bu konuda çıkarttığımız kitap, bülten, basın açıklaması, radyo tv. Programları, ziyaretler ile konunun önemini anlatmaya çalışılmaktadır. Benzer alanda çalışan REDER, ADAMDER, MAZLUMDER, ÖZGÜRDER gibi Dernek yetkilileri ile görüşülmektedir. Onların neler yapamadıkları üzerinden değil birlikte neler yapılabileceği düşüncesinden hareket edilmesi gereğine inanmaktayız.
Bu tür çalışma yapanların tamamına yakını DERNEĞE ÜYE OLMAYAN, çalışmalar hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan, STK. çalışmaları konusunda çalışma prensiplerini bilmeyenlerdir. Eleştiri yapmak ve teklif götürmek için önce o derneğe üye olmak gerekir, aile içine girmeyenin aile hakkında söz söylemeye hakkı ve yetkisi olmamalıdır. ASDER’in faaliyet alanını ve çalışmalarını beğenmeyenler Derneğe üye olmak zorunda değillerdir; kendi düşüncelerine uygun STK. bulur üye olabilirler ve orada düşüncelerini hayata geçirebilirler. Bu da olmuyorsa aynı düşüncedeki kişiler bir araya gelir ve yeni bir dernek kurarlar, bunun dışında bir Sivil Toplum Kuruluşu çalışma yöntemi yoktur. STK. ların ülkemizde ve dünyada hükümetlerin yıkılmasına ve yeniden kurulmasına bile sebep olduklarını ibretle gördükten sonra ne kadar önemli olduklarını bir kez daha görmekteyiz. Biz STK.larda insanlığın inşaası ve ihyası için görev almalıyız.
Derneğimize üye olan herkes hem e posta grubuna, hem de SMS grubuna üye yapılırlar. Derneğe üye olmayanlara , yönetim kurulunun kararı gereğince GOOGLE GRUB a üye olabilmesi için Derneğe üye olmaları gerektiği bildirilmiş, üye olmamayı tercih edenler gruptan çıkarılmıştır. Geçen aylarda Üye – grup üyeliği kontrolü yapılmıştır ve tüm üyelerimizin gruba dahil olması sağlanmıştır. Ancak bir kısım üyelerimiz e posta kullanmamaktadırlar, bir kısmının e posta ve telefon numarası değiştiği halde Derneğe bildirmediklerinden dernek çalışmaları kendilerine ulaştırılamamıştır. Üyelerimiz e posta ve telefon numarası değişikliklerini mutlaka Derneğimize bildirmelidir.
Derneğe, üye formunu doldurup gönderildikten ve yönetim kurulu tarafından onaylandıktan sonra üye olunmaktadır.
Üye olduktan sonra aidat durumu gündeme gelir, dolayısıyla aidat ödemeyenlerin derneğe üye yapılmıyor denmesi teknik olarak mümkün değildir. AİDATIN ÖDENMESİ ÜYENİN GÖREVİ VE SORUMLULUĞUDUR. Ancak ekonomik durumu müsait olmayan üyeler Dernek yönetimine bildirdiklerinde onlardan aidat alınmamaktadır. Aksine zor durumda olanlara ekonomik YARDIM yapılmaktadır. Yardımlaşma derneğin ana omurgasını oluşturan düşüncedir.
Dernek Yönetim Kurulu, Genel Kurulda tüm üyelerin oylarıyla en çok oy alanlar arasından, üç yıl süre için seçilir. Oy verirken iyi çalışacak, projeleri olan üye arkadaşlarımı seçmelisiniz. Yönetime seçilecek arkadaşlarımızın özverili, aktif, çalışkan, şahsi işlerinin yanında sosyal faaliyetlere katkı sağlayan, temsil yeteneği olanlar arasından seçmelisiniz.
Seçtikten sonra üye olarak yönetime destek vermelisiniz, komisyonlarda görev almalısınız, eksik ve yeterli bulmadığınız çalışmaları çözüm önerileriniz ile birlikte talep etmelisiniz. YÖNETİM KURULU üyelerin tekliflerini değerlendirir, olumlu bulduklarına karar verir ve uygular. STK. ÇALIŞMALARI BİRLİKTE HAREKET EDİLİRSE HEDEFE ULAŞIR. Yönetim Kurulunu hedeflere doğru çalışmaya teşvik ediniz ve onlara destek olunuz.
Şube ve İl temsilciliklerimizin bulunduğu bölgelerde iseniz, mutlaka o ilin yönetiminde görev almalısınız. Bütün bu çalışmalar yaptıktan sonra yönetim arzu ettiğiniz seviyede değilse genel kurulda yönetime talip olunuz, projelerinizi ortaya koyunuz, üyelerimiz size destek versinler ve yönetime getirsinler.
AİDİYET BİLİNCİNE SAHİP OLANLAR ben ne yapmalıyım der, olmayanlar ise herhangi bir katkıda bulunmadan hep başkalarının yapmasını bekler.
Biz görevdeki arkadaşlarımızın önce teşkilatlanması gerektiğini duyurduk? Araştırmacı kadrolarına atanan her arkadaşımız bulundukları ildeki kurumda bir temsilci seçmeli, temsilciler de bir araya gelerek İl Temsilciliğini (kurulunu) seçmelidir. Henüz bir sorun ile karşı karşıya gelmeden önce arkadaşlarımızın çalıştıkları Müdürlerin ziyaret edilmesini planladık. Bir sorun ile karşı karşıya kalındığında İl Temsilciliği yönetimi, problemi yerinde çözmesini arzu ettik. Bir kısım illerde bunu başarmışsak da diğer illerde arkadaşlarımızın yeterince destek vermemesi nedeniyle gerçekleştiremedik. Üye ziyaretleri ile bu tür sıkıntıları çözmeyi amaçladık. Bir hak mahrumiyetiyle karşı karşıya isek;
- Bu çalışmaları başlangıçtan itibaren Dernek Genel Merkezi ile paylaşmalıyız. Dernekten gelecek hukuki ve diğer destekleri dikkate almalıyız.
- İsteğimize menfi cevap verilirse veya 60 gün içinde cevap gelmezse bölge idare mahkemesine (veya ilgili mahkemeye) dava açmalıyız,
- Öncelikle ilgili yasa ve yönetmelikleri ilgi göstererek yazılı olarak hakkımızı ilgili Md.lükten talep etmeliyiz.
- Buradan da menfi sonuç gelirse bir üst mahkemelere götürmeliyiz,
- İdarede, yargıda sonuç alamaz isek, bunların hepsini birleştirerek YASAMA (TBMM) dan kanun yapması için girişimlerde bulunmalıyız. Bu çalışmaya hukukçularımız ile birlikte DERNEK YÖNETİM KURULU öncülük etmektedir.