Uyarı

JUser: :_load: 178 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.
Perşembe, 17 Temmuz 2008 09:13

YAŞ mağdurları ve Ergenekon!..

Vakit Gazetesi Yazarı Serdar ARSEVEN' in yaş mağdurlarıyla ilgili bir yazısı
 

YAŞ mağdurları ve Ergenekon!..
 

Malûm; Yüksek Askeri Şûra’nın “yargısız infaz” yoluyla Ordu’dan uzaklaştırdığı binlerce subay var…
“Esas mânâsı”nı pek bilmediğimiz (!) “disiplinsizlik” gibi bir “suçlamadan” dolayı atıldılar…
Yetmedi;
“Sivil hayatlarında” da tâkibe alındılar…
çoluk çocuklarını geçindirebilmek için el attıkları bütün “işler” kurutuldu…
Sığındıkları belediyelerden, ticareşanelerden de “kovulmaları” için her türlü baskı uygulandı!..
Ne yapmıştı bu insanlar?
- Silahlı örgüt mü kurmuşlardı?..
- Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görev yapmasını engellemeye mi teşebbüs etmişlerdi?..
- Halkı devlete isyana mı tahrik etmişlerdi?..
- Danıştay’ı mı vurmuşlardı?..
- Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde mi at(tır)mışlardı?..
- Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri mi aşırmışlardı?..
- Kişisel verileri kayıt altına mı almışlardı?..
- Makamlarına ziyaret için gelenlerin “kamera kayıtlarını” sonradan tehdit vasıtası olarak kullanmak üzere, “eve” mi götürmüşlerdi?..
- Askeri itaatsizliğe mi teşvik etmişlerdi?..
Evet…
Neydi suçları?.. Niye atıldılar?..
“Disiplinsizlik” dedikleri “aslında” ne anlama geliyordu?..
Efendim; dün bir grup YAŞ mağduru ile konuştum…
Pırlanta gibi adamlar…
Başlarından; “yargısız infaz” geçmiş olmasına rağmen…
“Bünyeden bazı kötü niyetli kişilerin çıkmış olması, Türk Silahlı Kuvvetleri camiasını bağlamaz” türünden güzel cümleler kuruyorlar.
Yerden göğe haklılar…
“Bağlamaz” da…
öyle sıradan adamlar da sayılmaz ki; “Terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçlanmasına muhatap olanlar…
“Konumuzla bağlantı arz eden önemlerine” değinecek olursak…
Bu adamlardan bazıları;
Yıllar boyunca “Yargısız infazlara” imza attı!..
Bazıları da, mağdur iddialarına göre “sahte” belgelerle dolu bir yığın dosya tanzim etti!..
İşin içinde değiliz…
Kimin hangi eyleminden dolayı “yargısız infaza tâbi tutulduğunu” bilemeyiz!..
Bildiğimiz;
En az yüzünü yakından tanıdığımız bu “mağdurların”, etraflarında son derece iyi izlenimler bıraktıkları…
Dürüst ve disiplinli insanlar olarak tanındıkları…
Ve…
Kendilerini her tanıyana “Ordumuz bu adamların kıymetini bilememiş” dedirttikleri!..
Efendim, toparlıyorum…
Mesele net:
Bin türlü “zorbalık” ve “disiplinsizlik” iddiasına istinaden hapsi boylamış olan Ergenekon sanıkları…
Görev yaptıkları dönemde, bazı silah arkadaşlarının “disiplinsizlik” gerekçesiyle ordudan uzaklaştırılmalarına yol açmışlardı!..
Bir tarafta, “Ergenekon sanıkları”; diğer tarafta ise, haklarında tek bir dava açılmadığı halde Ordu’dan uzaklaştırma cezasına çarptırılmış “masumlar” var!..
“Sanıklara” ya da “yargısız infazcılara” ulaşmamız mümkün değil…
Mağdurları dinliyoruz…
“Anayasal düzeni ortadan kaldırmak için silahlı terör örgütü kurmadık, devletin gizli belgelerini çalmadık, askeri itaatsizliğe tahrik etmedik!..” diyorlar…
Ve ısrarla;
“Neyle suçlandıklarını” öğrenmek istediklerini belirtiyorlar!..
Onlar meselenin o tarafına merak ededursun…
Ben bir başka “soruya” cevap arıyorum…
O soru mu?.. Tamam… Soruyorum:
“Bu Ergenekon Terör örgütü sanıkları, bazı Ordu mensuplarını menfur emellerine ulaşmanın önünde engel olarak görmüş…
Ve bundan dolayı da ‘devre dışına itilmelerini sağlamak için birtakım faullü hareketler çekmiş’ olabilirler mi?..”
İşte efendim böyle…
Kimin ne için suçlandığını bilmeyince…
“Abuk sabuk” sorular doluşuyor beynime!..
Şu, Ergenekon sanıklarının katkıda bulunduğu ya da imzaladığı “ihraç dosyaları”, (rüzgardan istifade) yeniden açılsa da…
Kurtulsam garip sorularımdan!..
Ben kurtulsam…
Ve bütün Türkiye kurtulsa!..

Vaziyete bak...
Yüksek Askeri Şura’nın “yargısız infazlarına” imza atan veya katkıda bulunanlardan bir bölümü “terör örgütü kurmak ve yönetmek” iddiasıyla...
Cezaevinde!..
Yıllar yılı hizmet verdiğiniz ordunuzdan atılmanıza sebep olanların;
“terör örgütü kurmak ve yönetmekten” hapsi boyladıklarını görseniz...
Neler hissedersiniz?..
Ve neler dersiniz!..
Vaziyeti;
“Etme bulma dünyası!..”
Ya da...
“Mazlumun âhı devirir şâhı!..” gibi özdeyişlerle dile getirmek mümkün...
Şöyle diyenler de çıkabilir:
“Ben ne yaptım?..
-Terör örgütü mü kurdum?..
-Terör örgütü mü yönettim?..
-Sağa sola bomba mı attım?..
-Devletin gizli belgelerini mi çaldım?!..
-Ordunun düzenini bozmaya mı teşebbüs ettim?!..
-Askerleri üstlerine itaatsizliğe mi teşvik ettim?!..”
-
O duygu yoğunluğu içinde bunlar söylenebilir...
Lâkin;
Başlığı yine “YAŞ Mağdurları ve Ergenekon” olan dünkü yazım üzerine ziyaretime gelen, arayan “YAŞ mağdurlarına” bakıyorum da...
Bambaşka adamlar!..
Bir seviyorlar ki, -eski- silah arkadaşlarını...
Müşiş!..
İki dakikada bir;
“Bazı ordu mensupları yanlış yapmış olabilir.
Bunları Ordu’muza mal etmemek gerekir” gibi cümleler kurmaları bir yana...
Şu dediklerine şapka çıkartmalı:
“Bu gün Ergenekonculuktan yargılanmakta olanların, zamanında bizlere bin türlü zulmü reva gördükleri doğrudur. Ancak bizler, onlar böyle yaptı diye başlarına en kötüsünün gelmesini dileyecek değiliz!.. Umarız haklarındaki suçlamalardan beraat edip, aramıza dönerler!..”
“NELER YAŞADIK?!..”
Misafir ettiğimiz YAŞ mağdurlarının anlattıklarını dinlediğinizde ağzınız açık kalıyor...
Şeriatçı olup olmadığının tespiti için “yalan makinesine bağlandığını” söyleyenleri mi istersiniz...
“Namaz kılma eylemi”nden dolayı;
“Biz dinci asker istemiyoruz. Biz Kemalist asker istiyoruz. Başka bir şey istemiyoruz” hücumlarına maruz kaldıklarını...
Ve hücreye atıldıklarını dile getirenleri mi?..
Bunların ne kadarı doğrudur, ne kadarı abartıdır...
Bilmemiz mümkün değil...
Lâkin;
Bu zulümleri yapmakla suçladıklarından bazılarının, “Terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri aşırmak”, “Askeri itaatsizliğe teşvik etmek”, “Yüksek yargı mensuplarını katlettirmek” gibi “iddialarla” karşı karşıya bulunduklarını düşündüğünüzde...
Endişeleriniz artıyor haliyle!..
Efendim;
Uzatmadan sonuca geleyim...
Aklın yolu bir:
Yüksek Askeri Şura kararıyla Ordu’dan uzaklaştırılanlar, “askeri mahkemelerde” yargılansınlar...
Gerçekten de, “disiplinsizlik” yapmışlarsa...
Ordumuzun “işleyişine” çomak sokmuşlarsa...
Suça bulaşmışlarsa...
Hak ettikleri cezalara çarptırılsınlar!..
Tuhaf değil mi;?
Terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlamasından dolayı cezaevinde bulunanlar “yargılanma” imkânına sahipken;
Haklarında tek bir dâvâ bile açılmamış olanlar “yargılanmaksızın mahkûm ediliyorlar!..”
Bu tuhaflığın giderilebilmesi; “YAŞ mağdurları için de yargı yolunun açılmasına” bağlı...
Bunun başka yolu mu var:
Ya, mahkûmiyet...
Ya, iade-i itibar!..

Son Düzenlenme Perşembe, 17 Temmuz 2008 09:24
ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

4 yorum

  • Yorum Linki memduh Salı, 03 Kasım 2009 15:16 yazan memduh

    yorum güzel çözüm yok
    bende bir yaş maduruyum
    toplumdan silinerek geçmişi, anmayarak hayat mücadelesi vermekteyiz.

    Raporla
  • Yorum Linki yavuz Perşembe, 22 Ocak 2009 16:02 yazan yavuz

    Doğru söze ne diyeyim.Sorunlarımızı dile getirdiğiniz için size çokça teşekkür ederim.

    Raporla
  • Yorum Linki mete Salı, 02 Aralık 2008 05:20 yazan mete

    Bir köşe yazarı ancak bu kadar mükemmel tespitlerde bulunabilir; ancak bu kadar güzel ifade edebilir.
    Haksızlık karşısında susmayan yazara tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum.

    Raporla
  • Yorum Linki orhanyüzgeç Pazar, 23 Kasım 2008 17:41 yazan orhanyüzgeç

    Sayın Cüneyt ARSEVEN tam anlamıyla yaş mağduru olarak hislerime tercüman olmuş,ancak bu kadar ifade edebilirdim bende hatta fazlasını ifade edebilmiş.bu nedenle ALLAH kendisine sağlık ve sıhhat kaleminede süreklilik versin inşaallah.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...