Cuma, 14 Ağustos 2020 15:42

İtibar Cellatlarına Dikkat

Adamlar itibar cellatlığını öyle güzel yapıyorlar ki; yani ancak bu kadar olur. Aslında belki de tek yaptıkları iş budur.

Bunu da Batıdan öğrendiler.

Batılı dostları bu taktiği Osmanlı Devleti üzerinde çok başarılı bir şekilde uygulamıştı.

Bilhassa Abdülhamid han zamanında bütün güçleri ile bu taktik üzerine yoğunlaşmışlardı. Her şeyi ters göstermek, yalanlar, algı operasyonları ve en önemlisi itibarına saldırı. Akıllı, zeki, kibar, ince düşünceli, naif ruhlu, merhametli ve şefkatli Osmanlı Sultanını uyumsuz, sert, kaba saba, zalim, vicdansız, evhamlı bir ruh hastası olarak göstermek… Tutmadı mı? İçeriden ahmaklar ve hainler de destek verince tuttu tabii ki.

Osmanlının son dönemlerinde ve Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki özellikle batıdan beslenen bazı neşriyattaki Müslüman, hacı, hoca tiplemelerine, çizilen karikatürlere bakar mısınız? Rüyanızda görseniz dudağınızı uçuklatacak çirkinlikte görüntüler. Kur’an-ı Kerim’de tarif edilen ve Peygamber efendimizin şahsında örnekleşmiş Müslüman görüntüsünün tam tersi. İşte bu itibar cellatlığıdır.

O yıllarda başlayan bu itibar cellatlığı hız kesmeden, hep aynı minval üzere devam etti.

Günümüzde de aynı çirkinliği ile sürmektedir.

İslam’a ve Müslümanlara düşman olan Batının beslemeleri halen aynı yayınlarına devam etmektedirler. Şimdi mecra daha da genişlemiş durumdadır. Eski zamanlarda sadece politikacıların ve medya mensuplarının yapabildiği bu saldırıyı sosyal medya sayesinde artık kişiler de yapabilmektedir.

Gözlerini ve kulaklarını tüm hakikatlere kapatmış yığınlar, zerre kadar akletmeden, sürü psikolojisi ile kin ve nefret dolu olarak, çıldırmışçasına saldırmaktadırlar.

Bu saldırı şu şekilde yürütülüyor. Önce Batılı sahipler tarafından nokta hedef belirleniyor. Saldırılacak kişi, kurum, dernek, vakıf her ne ise tespit ediliyor. Bu kişi ya da kurumlar özellikle de memleketini çok seven, memleketi için çalışan, faydalı ve başarılı işler yapmaya çalışanlar içerisinden seçiliyor. Çalışmalarının acilen durdurulması gereken kişi ya da kurumlar oluyor, bunlar.

Malumunuz olduğu üzere, günümüzde faaliyetlere ve çalışmalara direk, cepheden saldırmak pek mümkün olamıyor. Demokrasi, halkın desteği, katılımı gibi birçok manileri var.

Bu durumda; asıl baş öğretmenleri olan İblisin ilk uyguladığı taktik devreye giriyor.

Kur’an’ı Kerim’de Rabb’ül alemin bize İblis ile mükâlemeyi bildirmiştir.

İblis Adem’e secde etmeme gerekçesi olarak ne demişti? Sad Suresi 76. Ayeti kerime:

قَالَ اَنَا۬ خَيْرٌ مِنْهُۜ خَلَقْتَن۪ي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ ط۪ي

“Ben ondan daha üstünüm. Çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın." Mealen bu şekilde.

Bu konuşmada Adem’in topraktan yaratıldığının ifade edilmesi bir anlamda itibarını zayıflatma çabasıydı. Aynı zamanda kendisinin kibrini de açık ediyordu, elbette. Ancak toprak olduğunu dile getirmesi Adem’in itibarını gölgeleme olarak değerlendirilebilir. Allah Teala bütün meleklere Adem’e secde emri vermişti. Bu emir Adem’e Melekler nezdinde büyük bir itibar vermektir. İşte İblis o itibara sardırmış oldu. Konuşmanın devamını biliyoruz; İblisin isyanı, cennetten kovulması, süre isteyip verilmesi ve bütün Âdemoğullarını yoldan çıkartma yemini.

İblis bu amacını nasıl gerçekleştirmektedir? Sadece suflörlük yaparak.

Tirmizi’de kayıtlı olan Hadisi şerifte belirtildiği üzere; şeytan, içimizde, vücudumuzda kanın dolaştığı gibi, (kendisini hissettirmeden) dolaşarak, heva ve heveslerimizi tahrik edip, kulağımıza şeytanlıklarını fısıldayarak.

İşte itibar cellatlığı taktiğini birtakım insanlar bu İblisten almıştır.

Âdem aleyhisselamdan itibaren kendi peygamberine muti olan hiçbir imanlı insan Allah Teâlâ’nın emirlerinin ve Resullerinin gösterdiği yolların dışına çıkmamıştır. Bir mümin asla böyle bir şey yapamaz. Yalan söyleyemez, sözleri eğip bükemez, çarpıtamaz, insanları olduğunun dışında başka bir şekilde tasvir edemez. Hele ki itibarını, şeref ve haysiyetini küçük düşürücü bir şeyi kesinlikle yapamaz. Mesela kötü lakap takmak bir nevi itibar düşüklüğü olacağı için Resulullah efendimiz tarafından şiddetle yasaklanmıştır.

Ancak insanoğlunun dünyada yaşamaya başladığı ilk günden itibaren şeytan da faaliyete geçerek, teker teker yandaşlarını toplamaya başlamış ve hala, dolu dizgin toplamaya devam etmektedir. İşte bu yandaşlarına itibar cellatlığı nasıl yapılır gayet başarılı bir şekilde öğretmektedir.

Ne yazık ki bizim ülkemizde de epey taraftar toplamış durumdadır. Şeytan dostları, batı hayranı, ahmak insanlar bu itibar cellatlığını tüm dehşetiyle acımasızca uygulamaktadırlar.

Bize düşen vazife ise; bunun farkında olarak asla ve asla dostlarımızı yalnız bırakmamak olmalıdır.

Onlar ne kadar itibarlarımıza saldırsa da şuurlu Müslümanlar olarak, bizler Mümin kardeşlerimizi terk etmeyip dimdik yanlarında durmalıyız.

Bir zamanlar Deniz Fenerine itibar operasyonu yapıldı, ne yazık ki yüzde seksen başarılı oldular. Garip gurabaya yapılan yardımlara ket vuruldu. Şimdi İHH’ya yapılıyor. Ensar Vakfına yapılıyor, v.s.

Bizzat kendim de kuruluşunda bulunduğum SADAT hakkında neler söylendi ve söyleniyor, aman ya Rabbim. Yahu kardeşim ben de kuranlardan birisiyim. Niye kurduğumu ne yaptığımı ne olduğumu bilmiyor muyum? Üstelik Müslüman kardeşlerimden neler işitiyorum, neler…

28 Şubat döneminde TSK içerisinde en başarılı, vatanını, milletini en çok seven, vazifesini en güzel yapan dindar insanlara disiplinsiz, irticacı damgası vurarak YAŞ kararları ile ordudan ihraç ettiler. Sonra temizle temizleyebilirsen bu lekeyi. Müslümanlar bile yanlarına yaklaşmaya korktular, bu masum insanların.

Demek ki; şeytanın bu metodu çok basite alınacak bir şey değil.

CHP ve yandaşlarının en güzel yaptıkları iş budur. İtibar cellatlığı.

İtibar cellatlığını hafife almayın. Basit bir hadise değil o. Birden yalnızlaşırsınız, kendinizi ifade edemezsiniz. Duygu ve düşüncelerinizi anlatamazsınız. Siyasetçi iseniz siyasi hayatınız söner. Tüccarsanız ticaretiniz biter. Hoca efendi iseniz tesiriniz kalmaz. Sözünüzü dinleyen olmaz. Yani siyasi, sosyal, dini çevreniz yok olur. Sadece biyolojik olarak hayat süren bir bitki haline gelirsiniz. Bu durumu içine sindiremeyip intihar yolunu seçerek hayatına son veren onurlu insanlar da olmamış değildir.

Bu nedenle kime itibar saldırısı yapılıyor ise derhal bütün gücümüzle onun yanında durmak bugün en önemli vazifelerimizden biri olmalıdır. Kesinlikle korkmadan, çekinmeden, sinmeden açıkça destek vermeliyiz. Desteğimizi şahsın kendisine özel olarak ifade ettiğimiz gibi, sosyal medyada da herkese ilan etmeliyiz.

Batı ve Batının yamakları, Bizans artıkları, Gezici çapulcular, FETÖ mensupları, din düşmanları kime veya hangi kurumumuza saldırıyor, itibarlarını yok etmeye çalışıyorlarsa hep birlikte, tek yumruk olarak karşı koyup insanımıza, kurumlarımıza, değerlerimize sahip çıkmak bugünün önemli cihatlarından birisidir diye düşünüyorum, şahsen.

Allah yar ve yardımcımız olsun.

Gürcan Onat

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...