Salı, 28 Temmuz 2020 09:52

Fransa, Ermenistan’ı Karadeniz’e bağlamak istiyor

Geçen hafta Türkiye’nin doğu sınırlarında Azerbaycan-Ermenistan gerilimine değinmiş, Fransa ve Fransız enerji şirketi TOTAL’in Kafkasya ve Libya’dan kaynaklı meselelerden ötürü Ermenileri Azerilere karşı kışkırttığından bahsetmiştik. Bu hafta da Fransızların Ermeniler üzerinden hangi hedefe yürümek istediğini açıklayacağız.

Tıpkı 100 yıl önce yaşanan meseleler gibi bugün de Kafkasya, Fransa’nın ekonomik çıkarlarını maksimize etmesinden ötürü kaynıyor. Fransa’nın küreselcilerle birlikte nihai hedefi Hazar havzasından çıkarılan doğal gaz ve petrolü bir savaş çıkartılarak; Ermenistan topraklarını Karadeniz’e bağlamak suretiyle Kafkasya enerji türevlerini Karadeniz’den Avrupa’ya taşımak istemektedir.

Böylelikle Fransız TOTAL şirketi, Amerikan ve İsrail şirketlerini Azerbaycan’da elemine edecek; TANAP gaz boru hattı, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu ve Azerbaycan’ın Gürcistan ve Türkiye’ye tek karayolu Ermenistan’ın topraklarını Karadeniz’e kadar genişletmesiyle kesintiye uğrayacak; Azerbaycan ve Türkiye ekonomik krize girecek; Gürcü NATO’cu askerlerin Gürcistan’daki azınlık Ermeni toplumunu(Samtshe-Cavaheti Ermenileri) kriminalize etmesiyle Gürcistan’da toprak kaybedecektir. Burada Gürcistan’a vaat edilen ise NATO’ya üye yapılarak Rus tehdidine karşı Atlantikçilerin himayesine girmek olacaktır. Aslında TOTAL, Bakü-Tiflis-Ceyhan’ın ve diğer enerji koridorların sahibi, ancak Küreselciler, Fransa üzerinden ulusalcı Amerika ve Rus tacizlerine karşı alternatif güzergâhları oluşturmak istiyorlar.

Bu projenin Ermenistan ayağını, sokak olaylarıyla ülkeyi ele geçiren Başbakan Paşinyan’dır. Paşinyan eski Londra Büyükelçisi ve İngiliz BP ve Amerikan şirketlerinin de Kafkasya danışmanıdır. Ermenistan sefalet altında bir ülkedir. Petrol ve gaz ihtiyacını bile Gürcistan ve İran’dan karşılıyor. Fransa ve ABD’den gelen yardımlarla ayakta kalmaya çalışıyor. Dolayısıyla Fransa’nın Hazar planı, Ermenistan için umut olacaktır!!! Tıpkı 100 yıl önce kandırıldıkları gibi olacak.

Osmanlı Devleti içinde 19. yüzyılın sonlarına kadar “Ermeni Meselesi” diye bir problem olmadığı bilinmektedir. Özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Rusya ve İngiltere arasındaki mücadelenin bir sonucu olarak Fransa’nın da Ermenilere sahip çıkmasıyla bu günlere gelmesinde büyük rol oynamıştır. 

Hatta Ermenilere topraklarını Karadeniz’e kadar taşınması için 100 yıl önce mücadele verilmiş, “I. Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Devleti’nin nasıl parçalanacağı ve paylaşılacağının tartışıldığı Paris Barış Konferansı’nın en önemli gündem maddelerinden biri Büyük Ermenistan’ın kurulması ve Rumların paylarını alması konuları olmuştur. Kurulacak Ermenistan’ın denize çıkışı olabilmesi için Trabzon vilayetinin de bu plana dahil edilmeye çalışıldığı görülmüş ve Venizelos başbakanlığındaki Yunanistan da Batı Anadolu’daki ve İstanbul’daki hesaplarını göz önünde bulundurarak bu fikirleri desteklemiştir. Ancak sahada bir yandan Pontusçu Rumlar Trabzon’un Ermenilere bırakılmasına tepki gösterirken diğer yandan hem Rumların hem de Ermenilerin bahsi geçen vilayette nüfus olarak azınlıkta olmaları bu planların uygulanmasını zorlaştırmaktaydı. Müttefik devletlerin aralarındaki ittifaka rağmen sorumluluğu hiçbir devletin üstlenmemesi ile birlikte Anadolu’daki Milli Mücadelenin Ermeniler karşısında kazanmış olduğu zafer sonucunda Karadeniz bölgesinde Ermeniler üzerinden sahip olunmaya çalışılan etkinlik planlarını suya düşürdü.’’ Yukarıda okuduğunuz bu satırlar, Prof. Dr. Hayati Aktaş’ın yazdığı “I. Dünya Savaşı Sonrasında Karadeniz’de Bağımsız Ermenistan Devleti Kurulması Planları’’ isimli makalesinin tam alıntı yapılmış özetidir.

 

Hazar Havzası, Batı Avrupa başta olmak üzere Kıta Avrupası’nın enerji kaynaklarına ‘bir an önce’ ulaşılması gereken önemli bir noktasıdır. Rusya, AB’nin diğer ülkelerle, özellikle Hazar ülkeleriyle alternatif enerji ilişkileri kurmasını engellemek istiyor. Brüksel, Orta Asya üretici ülkelerle AB arasında Rusya’yı atlatarak yeni gaz taşımacılığı için altyapılarını desteklemeye hazırdı. Avrupa ülkeleri ilk enerji adımı Güney Kafkasya’yı ‘Avrupa Komşuluk Politikası’na (ENP) dahil ederek yaptı. Azerbaycan ENP’ye dahil edildi ancak Ermenistan ve Rus etkisi ciddi bir engel taşıyordu. İşte tam olarak burada batıcı Başbakan Paşinyan sokak darbesi geldi. Fransa başta olmak üzere diğer sessiz AB ülkeleri sadece Rusları değil Türkiye’yi de by-pass ederek Karadeniz üzerinden enerji koridoru oluşturmak istemektedir. 

Bu bağlamda Tavoz çatışması Azerilerin ve Ermenilerin dışında gelişen Rusya ve Türkiye’yi saf dışı bırakmayı amaçlayan, Fransa’nın sorumluluk aldığı küreselcilerin yeni macerasıdır. Bunun için Ermenistan’ın sınırlarını genişletmeye ihtiyaçları olduğu gibi Azerbaycan-Türkiye ilişkilerini de koparmak istemektedirler. Sonuç olarak Ermenistan ve Gürcü NATO’cular tehlikeli bir oyun oynuyorlar; Hazar havzası Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, “dünyanın keşfedilmemiş en büyük enerji kaynakları rezervuarı” olarak tanımlanır. Kazakistan ve Türkmenistan’daki yer altı kaynaklarının gücü de düşünüldüğünde Güney Kafkasya aynı zamanda bir geçiş yoludur.

Not: Yazarımızın makaleleri aynı zamanda Y.akit'te yayınlanmaktadır.

Son Düzenlenme Salı, 28 Temmuz 2020 16:44
Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...