Cuma, 22 Haziran 2018 15:58

Seçim Sandığı Namustur

2010 yılında T.C. Anayasa oylaması öncesi Ankara’da Türkiye’nin 50 ilinden gelen Sivil Toplum Kuruluşları’nın (STK) temsilcilerinin katıldığı Doğu-Batı Kardeşlik Platformu toplantısı yapıldı. İnanç kardeşliği adı altında millet, millet-devlet kucaklaşması ve anayasada değişikliği istenen maddeler toplantıda görüşüldü. Anayasa değişikliğindeki maddelerin daha demokratik bir Türkiye için önemi vurgulandı. Şahsıma da söz hakkı verildi. Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarının yargı denetimine açılmasını öngören T.C. Anayasası’nın 125’inci maddesi ile ilgili bir konuşma yaptım. Bu madde değişiminin askeri vesayetin kaldırılmasında önemli bir adım olduğunu, illerine giden kardeşlerimin anayasa değişikliğine “Evet” amaçlı çalışmalarının önemini vurguladım. HDP’nin anayasa oylamasını veto kararı aldığını, HDP’nin oy kullanmaya gelen vatandaşları PKK’ya hedef göstereceği illerde oy kullanmanın zor olduğunu belirttim. Ancak hiçbir zorluğun sorumluluğu ortadan kaldıramayacağını zorlukları yaşayan YAŞ mağduru arkadaşlarımdan örnekler vererek anlattım. Konuşmamdan sonra toplantıya katılan STK temsilcileri anayasa değişikliğine “Evet” vermenin önemine dair destek açıklamalarında bulundular. 2010 T.C. Anayasa oylaması günü cep telefonum çaldı. Telefonu açtığımda karşımda Ankara’da 50 ilin STK temsilcilerinin toplantısında tanıştığım Hakkarili İbrahim vardı. İbrahim, “Abi şimdi 75 yaşındaki annem ve eşimle oy kullanma yerinden geldik. Oyumuzu ‘Evet’ olarak kullandık. HDP burada vatandaşların sandığa gitmemesi için sürekli tehditler savurdu. Sandığa gidenlerden hesap sorulacağını ilan etti. Ancak ben ve eşim her şeye rağmen sandığa gitmeye karar verdik. Anneme Ankara’da yaptığın açıklamaları anlattım. Annem ‘75 yaşına kadar gelmiş olsam da benim de Allah katında sorumluluğum var. Allah’ın verdiği canı Allah alır. Beni de sandığa götürün. Ben de görevimi yerine getireyim’ diyerek hasta haliyle sandıkta bizimle birlikte oy kullandı. Abi bize dua et. Bir tek Allah’a can borcumuz var. Kimseden korkumuz yok.” Hakkarili İbrahim kardeşim Allah seni bugünde olduğu gibi hep var etsin. Önemli olan her zaman Yunus Emre’nin dediği gibi “Ölen ten imiş canlar ölesi değil” anlayışı ile hareket edebilmektedir.

Milletimizin istiklal ve istikbal mücadelesi verdiği dönemlerde insanımız sorumluluk bilinci ile hareket etmesini bilmiştir, bilecektir… Bu sorumluluk bilinci bazen seçim sandıklarında bazen de 15 Temmuz’da olduğu gibi meydanlarda ortaya çıkar. Yarın 24 Haziran, seçim günü. Türkiye’nin 2. sınıf kalmaması için oluşturulan barajların yıkılabileceği, baraj bekçilerinin hezimete uğratılabileceği önemli bir gün. Milli iradenin devlet yönetimine gelmemesi için yıllarca senaryolar yazan ve bu senaryolarda oyuncu bulmakta zorluk çekmeyen üst akıl ile milletin adamı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin hesap günü. Vatandaş olarak görevimiz milletimizi birinci sınıfa çıkaran Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve AK kadrolara sandıkta oylarımızla destek vermektir. Yeni Türkiye’de iş ve dış hortumculara yer yoktur. Gün destek günüdür. Vatandaşlarımız 24 Haziran’da sandık başına giderek yeni Türkiye’ye ve kazanımlarına sahip çıkacak ve her şeye rağmen oy kullanan Hakkarili İbrahim gibi oy kullanmayı borç bilecek midir? Yoksa senaryonun parçaları olarak birbirine benzemezlerin bir araya getirildiği partilere onların desteklediği terörün uzantısı partiye mi oy verecektir? Vatandaşlarının oylarının istikametini yanıltmak amacı ile döviz, patates, kuru soğan oyunları devam ediyor. Atılan iftiraların da sonu gelmiyor. Şahit olduğum bir olayı burada nakletmeden geçemeyeceğim. Bursa’da bir otobüs durağındayım. Bir kişi eline aldığı paralarla otobüs durağındaki insanlara bir şeyler anlatıyor. Kulak verdim. İlgili şahıs işçi emeklisi olduğunu bayram ikramiyesi olarak 1.000 TL verileceğini söylenmesine rağmen 700 TL aldığını, vatandaşların AK Parti tarafından kandırıldığını söylüyordu. Söze girdim. Hata olabileceğini maaşı aldığı bankada hatanın düzeltilebileceğini söyledim. İsmini söylemesini isteyerek ilgili bankaya telefon etmek üzere telefonumu çıkardım. Telefon etmemi engelledi, ağız değiştirdi. Bankaya elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeme talimatı verdiği için 300 liranın borcundan dolayı kesildiğini itiraf etti. Seçimler öncesinde tehdit, oyun ve iftira peşinde olanlar 1946 seçimlerinde olduğu gibi bu seçimde ve seçim sonrasında neler yapmaz ki? 24 Haziran her türlü tehdit, oyun ve iftiralara karşı vatandaşlarımızın özgür iradesini kullanacağı gündür. Özgür irade ile ortaya çıkacak sonuç herkes için geçerlidir. Ancak muhalefetin seçim sonucunda haksız itirazlarını duyar gibiyim. Seçimin milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Milletimizin geleceği için seçim sandığını namus bilenlere selam olsun…

Mehmet İnkaya

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...