Hey, okumuş kardeş bakar mısın…
Tuttuğun takımın kaçırdığı şampiyonluğuna yandığın kadar, ülkende yaşanmış olan darbelere, ihtilallere, muhtıralara ve sınıf vesayetlerine de yandın mı?
Doldurduğun spor loto kuponu tutmayınca yandığın kadar, ülkendeki genel eğitim düzeyinin AB üye ülkelerinin çok altında olduğuna, ayrıca senin gibi birçok “okumuşun” da “adam” olamadığına yandın mı?
Her ayın 9, 19 ve 29’un da aldığın piyango biletine ikramiye çıkmayınca hayıflandığın kadar, kaçırdığın sevgilere, samimi muhabbetlere ve mutluluklara da hayıflandın mı?
Her akşam cafelerde birlikte olup duman tüttürdüğün kız arkadaşın o akşam gelmeyince şoke olduğun kadar, kaçırdığın dostluklar ve kardeşlik için de pişmanlık duyup derinden yandın mı?
Şöhretli bir sanatçıyı dinlemek için gittiğin salondan sokaklara dönerken sınır tanımazlığın özgürlüğü ile gösterdiğin şiddete karşılık, arzularını gemlemek ve hizaya getirmek için nefsine karşı herhangi bir hiddet ve şiddet uygulamadığına da yandın mı?
Zenginde ne varsa gelir durumuna bakmadan bende de olsun diyerek aldığın karşılıksız paranın, hiçbir bereketi olmadığını gördüğünde, yaşadığın intihar depresyonuna kahrettiğin kadar içine düştüğün kredi kartı tuzağına, faiz sarmalına da kahrettin mi?
Kaybettiğin kumar parasına üzüldüğün kadar, hınç ve öfkeden dolayı tahrip ettiğin ev, dükkân ve işyeri sahiplerinin kalplerini kırdığın için de üzüldün mü?
Alkolün veya uyuşturucunun sarhoşluğu ile eve gelip te aynaya baktığında yaşadığın üzüntüye benzer şekilde, kardeşlerinin senden dolayı kaybettiği güven ve saygıyla birlikte onların ahlak ve faziletinde açtığın yaralara da üzüldün mü?
Kimi arkadaşlarının ailesine, milletine faydalı bir meslek sahibi olduğunu sokakta karşılaşıp öğrendiğinde duyduğun üzüntünün bin benzerini, seni öğretmen, yönetici, mühendis diye el üstünde tutanların aslında içindeki canavarı yemlediğini keşfettiğinde de duydun mu?
Yerinde durmayan gençliğinin yavaş yavaş ihtiyarlığa doğru gittiğini fark ettiğinde üzüldüğün kadar, hayatı ıskalayıp gayesiz yaşamanın verdiği ıstıraba da üzüldün mü?
Tuttuğun takımın kaçırdığı gole yandığın kadar, kişisel yaşantında kaçırdığın iyiliklere, hasenata ve özellikle senin için kabirde nur ve ışık, sıratta Burak, ahirette yoldaş olacak olan kaçmış namazlarına da yandın mı?
ÖZETLE; Sen, Kardeş!
Sana ne dünyada ne de ahirette beş para fayda vermeyen zevklerine gösterdiğin özeni, gel, bundan sonra geleceğin için kullan! Gör ki; ”ömür sermayesi pek azdır; lüzumlu işler ise pek çoktur. Lüzumlu ömrünü lüzumsuz işlerde harcama” ve seni her an gören, bilen ve sana sonsuz rahmet gösteren Rabbine dön…
Yanmak mı istiyor yüreğin?
Nefsini gemleyemediğine yan. Gençliğini heder ettiğine yan. Sana yatırım yapanların güvenini sarstığına yan. İnsanlara kötü örnek olduğuna yan… Millete devlete ne kadar pahalıya mal olduğuna yan…25 yıl içtiğin sigaranın seni ne hale getirdiğine; israf ettiğin ve duman olarak üfürdüğün o sigara parasını faydalı alanlarda tasarruf olarak kullanamadığına yan…
Cafelerde, salonlarda, stadlarda, barlarda har vurup harman savurduğun paralarla mesela HAKKARİ’de bir gencin okuma bursu olarak geleceğine yatırım yapmasına vesile olamadığına; FİLİSTİN’e,SURİYE’ye,YEMEN’e, MİYANMAR’a, AÇE’ye, KERKÜK’e, KIRIM’a ve daha nice mazlumların yardımına koşamadığına ve en mühimi de yerinde kullanmadığın bu maddi varlığın bir hesabının olduğuna ve o günün de yakın olduğuna YAN!
Hayatta gerçek manada yananlara bakıp o şahsiyetlerin nasıl ve niçin yanmış olduklarına bak. Bak ta bir kere yandın mı; “Teessür ve ıstırap karşısında kalpten bir parça kopsaydı, "Bir genç dinsiz olmuş" haberi karşısında o kalbin atom zerrâtı adedince param parça olması lâzım gelir.” diyen Ermenekli Nur talebesi; Zübeyir Gündüzalp gibi yan!
**Nefsinde,toplumda ülkende ve islam aleminde huzur ne zaman olacak diye soruyorsan cevabını yukarıdaki satırlarda bulabildinse yandın demektir; ama hala yanmak istiyorsan kaçırdığın lüzumsuz dünyevi cam parçalarına değil, uhrevi elmaslara yan!