Cuma, 04 Kasım 2016 09:57

Askeri Liseler Ne İşe Yarar

ASKERİ LİSELER NE İŞE YARAR?

Sayın Cumhurbaşkanım, 1990-1994 yıllarında Askeri Lise'de Öğretmen Subay olarak görev yapmış ve "28 Şubat sürecinde" o zamanki malum olumsuz şartlardan dolayı istifa etmek mecburiyetinde bırakılmış bir kardeşiniz olarak "Askeri Liseler, verilen eğitim ve bu liselerle amaçlanan gerçek niyetler" hakkında biraz bilgi ve tecrübemi aktarmak istiyorum. Askeri Liselerin yeniden açılmasının gündeme geldiği bu günlerde bu bilgilendirmenin yapılmamasının üzerimde bir vebal olduğuna inanıyorum.

Askeri Liseler'e gelen öğrenciler daha 14-15 yaşlarında, birçoğu ergenlik çağına bile girmemiş sabi çocuklar. Genel olarak bakıldığında çoğunluğu Anadolu'nun ücra köşelerinden; memur, işçi ve köylü çocukları. Yaş itibariyle hayatlarıyla ilgili kendi kararlarını verecek tecrübe ve iradeye sahip değiller.

Babaları ellerinden tutmuş Askeri Lise sınavlarına getirmiş. Bir taraftan bakıldığında babalar da haklı! Dört yıl yatılı okul; yemesinden içmesine, iç çamaşırından paltosuna, hatta cep harçlığına kadar herşeyini devlet karşılıyor. Üstelik lise bittikten sonra Harp Okulu garanti. Üniversite hazırlık kursu yok, kazandı kazanamadı sitresi ve riski yok. Harp Okulu biter bitmez iş hazır. Aynı gün dışarıya göre iyi bir maaş başlıyor. Lojmanlar, orduevleri ve askeri tatil kampları da cabası. Bir de ana-babaya askeri kimlik veriyorlar ki orduevlerinden faydalansın diye. Orduevleri bedavadan az pahalı! Babalar memnun!

Askeri Liseler'de uygulanan müfredat Millî Eğitim'le aynı. Askeri hiç bir ders yok. Sadece yazın bir ay İzmir Menteş'te ağırlıklı olarak "yanaşık düzen eğitimi" ve "yüzme eğitimi" veriliyor.

Askeri Liselerin asıl amacı sistemli olarak "beyin yıkama" olayıdır. Silahlı Kuvvetler kendine has icat ettiği, Türk Milliyetçiliği'ni de kabul etmeyen ve adına "Atatürkçülük" dediği (Atatürk’le alakası olmayan) bir acayip ideolojiyi daha buluğ çağına bile ermemiş tertemiz beyinlere her fırsatta zerketmektedirler.

Askeri Liseler, ilerde olması istenilen prototip subay tipinin adeta imal edilme yeridir. Bu imalata göre;

Hiç bir astın düşünmesine gerek yoktur, Komutanı onun yerine düşünür. Verilen emir asla sorgulanmaz, sorgulanamaz. Sorulmazsa fikir beyan edilmez, edilemez.

Her subay "laik" bir kafa yapısına sahip olmalı, sadece kafa yapısı yetmez, bunu hayatının her aşamasında yaşamalıdır.

Bu ideoloji onlar için bir yaşam şeklidir. Bu yaşam şekline uyanlar bu sistemin içinde kalır, uymayanlar gider.

Bu sistemde içki içmezseniz takdir, ödül, iyi bir sicil alamazsınız. Sadece Cuma Namazı'na bile gitseniz potansiyel bir irticacısınız ve sistem için önemli bir tehlikesiniz.

Eşiniz, anneniz, kız kardeşiniz başörtülü ise ve sistem içinde kalabilirseniz meslek hayatınızda bir noktadan ileri geçmeniz imkansızdır. Yurtdışı kurslar ve görevler sizin için hayalden öteye geçemez.

Sadece siz değil, tüm aileniz bu askeri hiyerarşinin bir parçası olmak durumundasınız. Albay'ın eşi Albay, Yüzbaşı'nın eşi Yüzbaşı, General'in eşi General'dir. Sizin kocalarına gösterdiğiniz saygı, disiplin ve itaati eşiniz de komutanın eşine göstermelidir. Yoksa sicilinizin bozulması ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

Bir subayın karısı başı açık, bakımlı, modern kıyafetli olmalıdır. Eşiniz kokteyllerde ve davetlerde içki içerse daha makbul olur. Ancak mutlaka dans etmelidir.

Bu mantalite ve ideolojiye göre Subay olmak bir ayrıcalıktır. Sivil vatandaştan her zaman üstündür. O seçilmiştir. Her bir öğrenci geleceğin Kuvvet Komutanı ve Genelkurmay Başkanı'dır. O sıradan insanlarla muhatap olamaz.

Her subay vatanın, laikliğin ve Cumhuriyet'in gerçek sahibi, yılmaz bekçisi ve koruyup kollayanıdır. Her ne kadar İç Hizmet Kanunu'ndan çıkarılsa da; Laik Devleti ve Cumhuriyeti tehlikede gördükleri ya da varsaydıkları an bilinçaltlarında "ihtilal" yapma hakları her zaman vardır. Demokrasi, Milli İrade vs bunların hepsi ikinci, üçüncü planda işlerdir.

Askeri Liseler'de genel olarak haftalık verilen "Laiklik Konferansları"nda işlenen "iç ve dış tehdit" konularında "Siyasal İslam" birinci tehdit olarak çocukların beynine adeta kazınmaktadır.

15 Temmuz Fetöcü hainler tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin ardından kapatılan Askeri Liseler'in açılmasının yeniden gündemde olduğu bir kısım basın tarafından dillendiriliyor.  676 sayılı KHK ile Harp Okulları'nın yanı sıra Askeri Okullar'ında yeniden öğrenci alımına başlayacağı iddia edilmektedir.  

Amacı; Askerlerin kendi uydurdukları ve "Atatürkçülük"le hiçbir alakası olmayan ideolojilerine yukarıda saydığım tipte ve çapta tek tip subay yetiştirmek olan Askeri Liseler'in tekrar açılmasının Devletimize, Milletimize ve TSK'ya bir yararı olmayacağı aşikardır.

Harp Okulu'na gelen öğrenci en azından 18 yaşında, kendi kararlarını verebilen, yetkin bir insan olacaktır. Harp Okulları harp sanatını öğretmek için vardır ve çok önemlidir.

Kararnamede Harp Okulları sınavlarına her türden lise muzunlarının girebilmesi çok önemli bir yanlışı ve ayrımcılığı ortadan kaldırmıştır.

Sonuç olarak;

Sayın Cumhurbaşkanım; eğer Askeri Liseler'i tekrar açarsanız ilerleyen zamanlarda yine beyni yıkanmış, Türk Milleti'ne, gelenek göreneğine, örf ve adetlerine ters, İslam inancına düşman subaylar yetiştirilmesine zemin hazırlamış ve fırsat vermiş olursunuz.

Eğer Askeri Liseler'i açmak gibi bir niyet varsa tekrar gözden geçirmenizi istirham ederim, Vesselâm..

Hakverdi ALTUĞ

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...