Pazartesi, 17 Ağustos 2009 13:32

KÜRT AÇILIMI

KÜRT AÇILIMI

Türkiye tarihi bir dönemeçten geçiyor. Dünya çapında büyük devlet olduğunu ispatlayabilecek adımları atılabileceği bir atmosfer oluştu. Bu imtihandan başarı ile çıkmak kolay olmayacak. Hıyanet suçlamaları bile olacak. Buna rağmen kararlılık gösterilebilirse, sonuç Milletimiz, Devletimiz ve İslâm Âlemi için hayırlı olacaktır.

Meselenin çözümünde birinci şart, Sorunları savaşarak değil konuşarak çözmeyi kabul etmektir.

Şiddet, birliğe değil ayrılığa götürür. Konuşamayanlar savaşırlar. Savaşanlar aynı devlet çatısı altında birlikte olamazlar. Eninde sonunda ayrılırlar.

Bunun için, milli iradenin tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi çözüm odağı olmalı ve burada konuya taraf olmuş herkes dinlenmelidir.

İkinci Şart, ortak değerler öne çıkarılmalıdır.

Müşterek tarih ve İslam inancı bu değerlerin başında gelmelidir. Bu değerlerin birleştirici nitelikleri, yasa olarak ve icraatta uygulamaya sokulmalıdır.

Türkler 'in  Anadolu'ya girişi ile yani 10. asırdan itibaren Türk-Kürt ilişkileri ayrıntıları ile ve özellikle birleştirici değerleri ile altı çizilerek, her iki toplumun da doğru bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.

İslâmî inancı yaşamanın önündeki engeller kaldırılarak, etnik kimliğin vereceği üstün ırk kavramı yerine, İslam'ın birleştirici çatısı altında kaynaşmayı kolaylaştıran mensubiyet duygusu geliştirilmelidir. Camide cemaatte beraber olan insanlar, cemiyette ve yurttaşlıkta üstünlük iddiasında bulunmazlar. Ama mensubiyetlerini de inkar etmezler.

Üçüncü Şart, mağduriyetlerin ortaya konulması ve sebeplerinin ortadan kaldırılması olmalıdır.

Bunda birinci mesele bölücü terörün engellenmesi olmalıdır. Yabancıları karıştırmamaya özen göstererek, meselenin tarafları mutlaka dinlenmelidir. Silahlı Kuvvetler dinlendiği gibi terör örgütün temsilcileri de dinlenmelidir. Bu meseledeki, sabır, basiret, hakkaniyet, tahammül ve kararlılık diğer alanlara da sirayet edeceğinden, komplekse kapılmadan herkes dinlenmeli ve ortak noktalar uygulamaya sokulmalıdır.

İkinci mesele, Milli Devlet içinde, Kürt Etnik Kimliğinin yaşanmasında konulan engellerin kaldırılması olmalıdır. İdare sistemi, dil özgürlüğü, ekonomik sorunlar ve ayrımcılık olarak kabul edilen bütün konular değerlendirilmeli, üstünlük sağlayacak şekilde değil, eşitlik sağlayacak şekilde çözüm yolları bulunmalıdır.

Meselelere, bölünme korkusuyla değil, barış içinde birlikte yaşama ümidi ile ve samimiyetle, hakkaniyetle, adaletle ve büyük devlet bilinciyle yaklaşılmalıdır.

İç sorunlarını, yabancıları karıştırmadan, konuşarak kendi inisiyatifi ile çözebilen Türkiye, daha büyük birleşmelerin çekirdeği olabilecektir.

Bu basireti gösteremezse, bölünüp parçalanma tehdidinden kurtulamayacaktır.

Yöneticilerimizden cesaret ve basiret bekliyoruz. 16 Ağustos 2009

 

Adnan TANRIVERDİ

Emekli Tuğgeneral

ASDER Gnl. Bşk.

 

 

 

 

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

www.adnantanriverdi.com | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

2 yorum

  • Yorum Linki tarık tan Salı, 18 Ağustos 2009 16:46 yazan tarık tan

    Açılımın adı son derece sevimsiz ve neticeleri itibarıyla ne kadar,nereye kadar ve kiminle açılacağımız hala muamma..İşin bir başka boyutu da bu süreci yönetebilecek kabiliyette ve ehliyette adamları göremiyorum.''kürt açılımı''isminin sevimsizliği,sorunun hala bir etnik mesele olduğu imajını vermektedir.Çünkü;sorunun etnik yönü kadar terör,Dünyadaki oyun kurucuların bölgeyle ilgili stratejileri,ekonomik boyutu,sosyolojik ve psikolojik boyutları vardır.Böyle bir açılıma ihtiyaç vardır.Ancak ''açılım''ın HUKUK DEVLETİ,DEMOKRASİ ve İNSAN HAKLARI zemini üzerine oturması gerekir.Bu gereklilik 72 milyonun ihtiyaç duyduğu hususlardır.
    Eğer YAŞ kararlarında etnik kökeninden dolayı da ihraç kararları verilmiş ise işin boyutları ve maksadı çok farklı olmaya namzettir,vahimdir.Dilerim böyle bir saikle de ihraç yapılmamış olsun.YAŞ tamamen siyasi bir proje ve anlayışın hukuksuz uygulamasıdır.Kendini devlet sayan bu zihniyetin TSK ne verdikleri manevi ve maddi zarar,tehdit olarak algıladıkları mağdurlardan daha fazla olmuştur.Bunu 10-15 sene sonra birileri ülke tarihi olarak yazacak ve yargılayacak.''Kürt açılımı''nı, da YAŞ sorunlarının çözümüne vesile olacağını sanmam,bana da sevimli gelmiyor.

    Raporla
  • Yorum Linki Mehmet ERDİL Salı, 18 Ağustos 2009 01:20 yazan Mehmet ERDİL

    Ben, her nekadar milletimiz kadar mahiyetini bilmesemde bu "kürt açılımı"ndan Y.A.Ş adına seviniyorum zira kaderdaşım olan bir Y.A.Ş zede Yüzbaşı Sinan ile Astsubay Kadir'in Kürt olduklarını bildiğimden, onlarada sorununuz nedir? sorusunu soracaklarına göre, onlarda Y.A.Ş ın bu adaletsiz hukuksuz mesnetsiz keyfi uygulamasının dışında başka ne sorunumuz olabilir ki? cevablarını vereceklerine göre, diğer Y.A.Ş zede olan Türk, Arap,Çerkez,Abaza arkadaşlarında başında olan bu Y.A.Ş sorunlarının, bu şekilde çözüleceğinden ümitlendim. bu yüzden destekliyorum ve bana bu kürt açılımı çok sevimli geldi.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...