Kudüs ah Kudüs mü diyeceğiz..? Gazze ah Gazze mi diyeceğiz..? Ah Endülüs (İspanya)der gibi, Endülüs gitti mi gitti… şimdi şöyle idi böyle idi nasıl oldu nasıl gitti demenin ne anlamı var?
Yahudileşme temayülü içimizdeki Kudüsü-Gazze’yi esir almışsa Kubbe-tüs Sahra’ya çoktan kilit vurulmuştur.
Zalimler Filistin topraklarını satın alıp Filistinli kardeşlerimizi bir avuç toprak içine hapsediyorlar ve bunun adına Yüzyılın planı diyorlar…vah ki vah..!… 
Hayat hırsı ve ölüm korkusu olanlar nasıl çıkar hakikat miracına? Gök ötesine gitmek için basacak sahra, taş bulabilir mi böyleleri?
Gazze’de taş üstüne taş bırakılmıyor,8.5 milyarlık dünya ve içindeki  2.5 milyarlık müslüman ülkeler ne yapıyor..? 
Hadi bakalım biz dahil Müslümanlar ne yapacağız…Ben ifade edeyim mi..? Gıyabi cenaze namazları, Yahudi mallarını boykot, basın açıklamaları, yürüyüşler; ve hiç vazgeçmediğimiz bütün TV. ve sosyal medya’ kanallarında kendilerine Uzman denilen kişiler Konuşurlar da konuşurlar..! STK’lar Slogan atarlar, kendi sokaklarında bağırırlar! 
Sosyal medyada İsrail ürün listeleri çarşaf çarşaf yayınlanıyor, yayınlayacaklar.. ama evini bir kontrol etse İsrail ürünlerinden geçilmez..
en şuurlumuz bile kendisi ailesi ve çocukları ile  Coca Cola veya Algida ürünlerini içmek veya yemekten geri durmaz….şu anda Yahudi uluslar şirketin sahibi olduğu” ünilever ve algida” fabrikaları KONYA’da üretimde haberimiz var mı acaba…
Bankadan hacizli toprakları satın alıyorlar, bunu da mı bilmiyorsunuz yoksa..! ne söyler ne yaşarız…! Ah ki ah…
Yahudi alışkanlığı ile Yahudileşmeye karşı durulmaz. Hz.Talut  “o sudan içmeyin” dedi, içenler “siz gidin savaşın” dedi. Az kişi o sudan içmedi ve o az kişi zalim Calut’u ve ordusunu yendi.
Selahaddin-i Eyyubi’yi de yalnız bırakmadı mı zamanındakiler; o hem Kudüs’ü fethetti, hem de fetihten sonra ayağa kalkan Haçlı Avrupa’sını dize getirdi.
İsrafa esir, hırsa tutsak, zevke zebun olanlar mı zamanın Calut’uyla savaşacak, şer ordusunu dize getirecek? Kudüs-Gazze-El Halil.. vb. şehirler hür olacak da Kubbe-tüs Sahra’da, Kıble Camiinde Cuma namazı kılınacak!
Mehdi bekleniyor..! Ebâbil kuşları gönderilecek diye ümit ediliyor.. Kime hangi yardım gelecek, veya biz Müslümanlar hak ediyor muyuz ki..! Çünkü; Haramlara bulaşmışlar haramilerle nasıl savaşır? Tefrikayla kıyım kıyım olmuşlar bütünleşmiş şer ordusuna ne kadar direnebilir? Ah Gazze öyle mi? Binlerce şehit, yıkılan şehir Ders olmayan Endülüs yeni Endülüsler doğurur.
Tabii Hazin ve hüzün durum analizi yaparken ümitsizlik vermek istemem.. Her sıkıntıdan bir rahatlık gelmiştir ve her gecenin bir sabahı vardır ve Bütün Ümit’ler İslam coğrafyasının rehberi ve lideri son karakol ülkemizden müjdeler bekleniyor.. Zira Anadolu direniyor; o sudan içmeyen azlar zafere eriştirecek. Ne kadar derin ve sinsi fitnelerden geçtiğimiz malum.
Tevhid nettir, nübüvvet nettir, haşir nettir, adalet nettir; güneş gibi, ay gibi, yıldız gibi, kâinat gibi. Haramlar da öyle. Hırs da öyle, israf da öyle… 
Ölüm hayat gibi bir gerçek, konfor düşkünlüğü, hayat hırsı, rahat yaşama arzusu, zevk düşkünlüğü, makam tutkusu, ölümden ürkme ürkekliği; bütün bunlar fitne üreten ve hakikatin sinir uçlarını bozan faaliyetler değil mi?
Duvara dönüp ağlama veya slogan atıp bağırma değil önce içimiz de esir Kudüs’ü kurtarma demindeyiz.
Umut o azlarda. Gelecek o azlarla gelecek. Karanlık o azların gözlerinde parlayan bir ışıkla aydınlığa dönüşecek. Kudüs ve Gazze-Şam ve Bağdat aynası ümmetin ve her birimizin aynası. Batından başlayıp zahire hepimizin ve her birimizin yapacağı çok şey var.
Elhasıl; Hayati mesele o azlardan mıyız değil miyiz..? toplumun hamaset duygusuna kapılıp feryat ettikden sonra tekrar kendi hayatımıza mı döneceğiz, yani demem o ki  Filistin diye Böyle bir derdimiz var mı yok mu..! Yoksa bazı gafiller gibi banane Araplardan mı diyeceksiniz..!