DARBE İNSANLIK SUÇUDUR VE HAİNLİKTİR
Cumhuriyet tarihimizde TSK'da 27 Mayıs 1960’ da başlayan darbeci damar 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat 1997 postmodern darbesi, 27 Nisan e-muhtırası ve nihayetinde 15 Temmuz 2016 hain FETÖ darbe teşebbüsüyle milletimizin milli manevi değerlerini, vatanın bütünlüğünü, devletimizin kazanımlarını yok etme ve ülkemizin kaynaklarını yabancılara peşkeş çekme faaliyetlerini sürdürmeye devam etmiştir.
Her 10 yılda bir TSK'daki darbeci damarın dişlerini göstermesi karşısında, Cumhuriyet tarihimizde bir ilk olarak 27 Nisan e-muhtırası sonrası hükümetin TSK'ya "haddini bil!" çıkışı ve nihayetinde 15 Temmuz 2016 hain FETÖ darbe teşebbüsüne; başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Türk Milletinin hain darbecilere karşı koymasıyla darbe teşebbüsü akamete uğratılmış, Türk Milleti vatanına, devletine, milli manevi değerlerine, istiklaline ve istikbaline sahip çıkarak darbeci damarın dişleri sökülmüştür.
Bugün, 12 Eylül 1980 hain darbesinin 43. Yıldönümünü geride bırakıyoruz. Bu darbenin başaktörü Kenan Evren ve işbirlikçileri Türk Adaleti önünde hesap vermiş, ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla cezalandırılmış, ancak vefat ettiklerinden davaları Yargıtay aşamasında hükümsüz kalmıştır.
Kenan Evrenin, “asmayalım da besleyelim mi”, “bir sağdan bir soldan asıyorduk” sözleri darbecilerin insani duyguları ve merhametleri konusunda insanlık adına utanılacak sözler olarak hafızalarda yerini almıştır.
Yine darbecilerin NATO genel sekreterine verdikleri söz karşılığında milli menfaatlerimizin hilafına, 1974 Kıbrıs Barış Harekatımız sonrası NATO’nun askeri kanadından ayrılan Yunanistan’ın yeniden NATO’nun askeri kanadına alınmasına müsaade etmeleri de darbecilerin ne kadar milli oldukları hakkında önemli bir veri olarak tarihe geçmiştir.
Bu vesileyle Türk Milletinin özgür iradesine ipotek koyan, Milletin menfaatlerini kendi menfaatleri için peşkeş çeken, her türlü gelişmenin önünü tıkayan, yine her türlü insanlık suçunun işlenebildiği her türlü darbe ve darbecilere karşı olduğumuzu, lanetlediğimizi bir kere daha haykırıyoruz.
28 Şubat sürecinde mağdur edilmiş olan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları olarak, mağduriyetlerin tam olarak giderilmesini talep ediyoruz.
Bilinmelidir ki; darbeleri önlemenin en önemli ayakları, darbecileri cezalandırmak ve darbe mağdurlarının da mağduriyetlerini gidermektir.
ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ
GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI
