Perşembe, 01 Eylül 2022 13:35

IRAK, YAKIN TEHLİKE ALTINDA!..

Biz, kıymetli komşumuz Irak’ın toprak bütünlüğünü istesek de hükûmet kurulamayan bu memleket bölünme tehlikesiyle yüz yüzedir. Çoğunluğu teşkil eden Şiîler, Iraklı milliyetçi Şiîler ve İran taraftarı Şiîler diye ikiye ayrılmış bulunuyor. Diğer yandan Kürtler de Erbil merkezli Sünnî Kürt mahallî idaresiyle ateist-Marksist PKK diye iki ayrı unsurdur...

Irak’ın 1990 ve 2003’te yaşadığı iki ağır işgal, bu neticeyi doğuran sebeptir. Saddam Hüseyn zamanında Irak, İran’la 1980’de başlayıp 8 yıl süren büyük ve yaman bir savaş vermişken, arka arkaya gelen bu işgallerden sonra Washington, Irak’ı, neticede kendi eliyle hasmı Tahran’a teslim etmiş oldu.

İran devleti bugün Irak, Suriye, Lübnan, Yemen üzerinde çok büyük bir etki gücüne kavuşmuştur. Basra-Aden-İskenderun Körfezi arasındaki büyük coğrafya, her gün biraz daha Tahran’ın güdümüne girmektedir. Bu zaviyeden bakınca Katar’la dostluğumuz sanılandan da değerlidir. BAE’nin 15 Temmuz’da bize karşı ika etmiş olduğu kabarık siciline rağmen barış isteğini geri çevirmememiz isabetli olmuştur. Suudi idaresiyle makul bir yola girilmesi yerindedir. Suriye ile barışa kapı aralanma hazırlığı zaruretin gereğidir.

Bilindiği gibi hükûmet kurulması için, İran’ın desteklediği Koordinasyon Çerçevesi adlı politik çatı, M. Şiya es-Sudanî’yi Başbakan adayı gösterince İran’a karşı olan Şiîler meclisi ve devlet dairelerini basmışlardı. Bu baskınlar tekrar ederken İran yanlısı olan ve olmayan Şiîler arasında çatışmalar çıkıp çok sayıda insan öldü. 2021 sonbaharındaki seçimlerde en fazla oy aldığı hâlde hükûmet kuramayan Şiî ve siyâsi lider Mukteda es-Sadr’ın taraftarlarına “evlerinize dönün” çağrısını yapması ve ardından da politikayı bıraktığını açıklaması üzerine iç harp habercisi çatışmalar durdu. Ancak her ân yeniden başlayabilir…

PKK, bu olanları fırsat bilerek Kerkük ve Musul başta olmak üzere militanlarını Irak içlerine sızdırmaktadır. ITC-Irak Türkmen Cephesi eski lideri ve milletvekili Erşad Salihi, Türkmenili’nin tehlikede olduğuna dikkat çekmektedir. Kerkük ve Musul petrolleri Irak petrol istihsalinin ana kaynağıdır. İşin içinde Kerkük-Yumurtalık hattını devre dışı bırakarak İsrail üzerinden Akdeniz sahillerine petrol ulaştırma hesapları da yatmaktadır.

Dikkatlerimizin Suriye, 5. Harekât, Ukrayna-Rusya, Yunanistan, Mavi Vatan ve Libya’da olması, Irak’tan ve hele Misak-ı Millî hudutları içindeki Musul ve Kerkük’ten habersiz olduğumuz anlamına gelmez. Temsilciler Meclisi İnsan Hakları Komisyonu Başkanı da olan Erşad Salihi’nin çok mühim bir hatırlatması var. Türkiye’nin desteğiyle bir Türkmenili Ordusu kurulmasının gereğine işaret ediyor. Suriye’nin kuzeyinde HSO-Hür Suriye Ordusu’nu kurduğumuz gibi Irak’ın batısında da kuracağımız bir TMO-Türkmen Millî Ordusu, PEJAK/PKK/PYD bölücü Kürt örgütlerinin bölgeye yapacakları ortak saldırıya karşı Türkmenili’ni müdafaa edecektir. Erşad Salihi, kurulacak bu ordunun Türk ordusu devreye girene kadar bölgeyi elde tutacağına işaret etmektedir. Bu talep, aynı zamanda Irak’ın bütünlüğünü korumak adınadır…

Ankara, Tahran’ın niyetinin farkındadır. Genişleme çabalarını görmezden gelmesi düşünülemez. Ankara, Türkiye’den kazınan PKK’nın İran ve Suriye kollarıyla birlikte Irak’taki kargaşadan faydalanarak Türkmenili’ni de içine alan geniş bir bölgede siyasi irade koymaya çalışma fırsatçılığını da takip ediyor. Fırat’ın doğusunda tasarlanan sözde devlet, dış destekle Irak’tan uç verebilir. Türkiye’nin bunu göz ardı etmesi ihtimal dışıdır.

Görüldüğü gibi:

1-Irak, maalesef, iç harp tehlikesi altındadır.

2-Bölünme kırılganlığı yaşıyor.

3-Dış destekli malum örgüt, parsa toplamaya kalkışabilir.

4-İran, sözde bir Bağdat dâvetini de bahane ederek sulhu temin iddiasıyla fiilî bir işgale girişebilir.

5- Washington, Irak halkını kurtarma adı altında “uluslararası güçlerle birlikte” üçüncü bir işgal yapabilir. Bu bahaneyle bölgeye giren ABD, bu defa kafasındaki garnizon devleti kurmadan gitmez. Giderse de en erken 10 yılda gider.

Bu itibarla:

1-Komşu ve mücavir devletlerle yeniden dostluk için attığımız adımlar hızlanmalıdır.

2- Bütün tahriklerine rağmen Yunanistan’la yeni bir cephe açmamalı, soğukkanlılığımızla aklıselime mecbur kılmalıyız.

I. Cihan Harbi’nde masa başında cetvelle çizilen adaletsiz haritalar, aradan geçen bir asra rağmen sıkıntı üretmeye devam ediyor. Osmanlı Türkü’nün icra ettiği barış mevcutken dünya huzurluydu. Dünyanın yeniden huzura kavuşması, Türk Barışı’nın tekrar hayata geçmesiyle mümkündür.

 

https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/rahim-er/631836.aspx?utm_source=gazeteoku&utm_medium=referral

 

Rahim Er

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...