Pazartesi, 15 Nisan 2024 15:22

Eğmeden Bükmeden Seçime Dair Notlar…

Mücadele hasmına benzeyince kaybedilir.

35 yıl sonra; belediyelerde...

21 yıl sonra; Türkiye genelinde birinciliği CeHaPe'ye kaptırdık.

Zaten çokça onlara benzemiştik.

Rüşvet, irtikâp, adam kayırma, gırla usulsüzlükler.

Allah bizden aldı aslına verdi.

Şimdi millete kulak verme vakti.

Millet bununla acaba ne demek istedi?

Ders alınırsa ne ala.

Alınmazsa beteri kapıda...

SEÇİM VE TEŞKİLAT

Teşkilat amir, Belediye Başkanları memur olmalıdır!

Teşkilatlar çalışır seçimi kazanır. Belediye Başkanına “geç koltuğa otur” der. Başkan, göreve başlayınca teşkilata tabi olur, işine bakar...

Teşkilatın kulağı halkta, Başkanın ki hem halk hem de teşkilattadır.

Bu kural; Ak Parti'de yıllardır tam tersidir.

Teşkilatlar Belediye Başkanlarının emir komutasına sokuldu.

Parti tabeladan ibaret hale geldi.

Bu şekliyle; davaya ihanet edildi.

Teşkilat, halka kulak verecek yerde Başkana kulak astı. "Başkan ne der acaba" tavrı halkı teşkilatlardan uzaklaştırdı. Halk, teşkilatlara değil Belediye Başkanlarının kapısına koştu. Randevu verildi verilemedi. Halk dinlendi dinlenemedi. Bu durum teşkilatları bitirdi. Ortada sadece lider kaldı. Onun için lider Partisinden 16-18 puan daha fazla oy alabiliyor. Diğer hatalarla birleşince olan oldu.

CeHaPe, 35 yıl sonra belediyelerde,

21 yıl sonra da Türkiye genelinde birinci parti oldu.

Halk CeHaPe'yi istediğinden değil, Ak Parti'ye ders vermek istediğinden böyle oldu.

Hülasa; Bu seçim sonucu CeHaPe için asla bir iltifat değil geçici bir iş avansı, Ak Parti içinse fabrika ayarlarına dön ihtarıdır.

Gereği yapılmalıdır.

SEÇİM VE ADAY

Büyükçekmece'deki arkadaşlarla konuşuyorum. Diyorlar ki; geçen seçim (2019) tam da Hasan'ı (Akgün) gönderme seçimiydi. Fakat öyle bir aday gösterildi ki (Mevlut Uysal) adeta "Çalışmayın! Seçtirtmeyin!" dercesine.

- Peki, kim bu ismi belirledi?

- Aileden falanca zat!

Peki, Mevlut Uysal kim?

2 dönem Başakşehir Belediye Başkanlığı yapmış. Kadir Topbaş'ın istifasından sonra vekil İBB Başkanı olmuş, alması, olması gereken bütün görevleri almış bir kardeşimiz. Büyükçekmece İlçesiyle hiçbir bağı olmayan aday gösterilince tabi ki teşkilat ‘Off’. Gelelim bu seçime; bu seçimde de farklı sebeplerden ötürü teşkilat, yine ‘Off’…Teşkilatın olmadığı bir seçim asla kazanılamaz.

İBB Belediye Başkan adaylığı için "neden Tevfik Göksu aday gösterilmedi" diye hep aklıma takılmıştır. Murat Kurum beyin şahsına ve başarılı çalışmalarına sözüm yok fakat İstanbul'u en iyi bilen İmamoğlu’nun icraatlarının MR'nı çekmiş, onu halka en iyi anlatacak isim Tevfik Göksu'dur. Peki neden gösterilmedi? Söylenen şu; "İnşaat lobisi istemedi."

Yazık!

Biz bunu hak ettik…

SEÇİM VE İTTİFAK

Bu seçimde Cumhur İttifakı 'ittifak' edemedi.

AK Parti ile MHP arasındaki ittifak görüşmelerinde ayrı adaylarla girme kararı alınan bazı illerde CeHaPe aradan sıyrılarak kazanan oldu.

Cumhur İttifakı 30 Büyükşehrin tamamında ittifak yaparken geriye kalan 51 ilin 29'unda seçimlere beraber girdi. Cumhur İttifakı'nın seçimlere ayrı ayrı girdiği 22 il şu şekilde: Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Bayburt, Bolu, Çankırı, Düzce, Elazığ, Gümüşhane, Isparta, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kırıkkale, Kilis, Kütahya, Nevşehir, Niğde, Sivas, Tokat, Uşak ve Yozgat...

Ayrı ayrı girilen illerin bazılarında CeHaPe ve Yeniden Refah Partisi aradan çıkarak seçimleri kazandı. Kütahya(İttifak %60 iken), Kilis(İttifak %51 iken), Amasya ve Yozgat'ta MHP ve AK Parti'nin ayrı ayrı girdiği seçimlerde kazanacakken muhalefet seçimden birinci sırada çıktı.

Belli ki bu seçimde Cumhur İttifakta 'ittifak' edememiş.

SEÇİM VE GEÇİM

Gençlik yıllarımızda büyüklerimiz: "Davasız adam olmaz, dava hiç bir şey uğruna feda edilmez" derdi.

Dava sıralamasında;

"Evvelen İslam,

saniyen Kur'an,

salisen Millet, Vatan, Devlet

ennihaye Geçim gelir" derlerdi...

“Geçim, Allah'ın teminatı altındadır, çalışana bir şekilde gelir. Fakat çalışmadan da olmaz, zira geçimi olmayanın izzeti olmaz" denirdi.

Bu şuurla yetiştik ve hareket ettik.

Bedeller ödedik. 28 Şubat silindir gibi üstümüzden geçti ama yine de geçimi en öne koymadık.

Allah'ın (CC) geçime kefil olduğuna inandık.

Hiçte aç açık kalmadık...

Elhamdülillah.

Fakat şimdi öyle mi?

En dindar aileler bile çocuklarını ‘geçim’ öncelikli yetiştiriyor.

“Aman oğlum, aman kızım oku! Yüksek maaşlı ol!” deniyor.

Dava şuuru verilmiyor. Geçim en öncelikli dava yapılıyor.

İnsanımızın öncelikli derdi ‘geçim’ oldu.

Son seçimlerde bile "madem geçim yok, oyda yok" denildi.

Biz ne ara bu denli bencil olduk?

Bir anekdotla noktayı koyalım.

Öğretmen derste bir Çanakkale kahramanından bahseder:

"Çanakkale savaşı bitmiş, devlet gazilere maaş bağlamaktadır. Kendisine neden müracaat etmediği sorulan bir kahraman gazimiz şu muhteşem cevabı verir. Bu gözleri maaş için Çanakkale'de feda etmedim onu ihtiyaç sahibi birilerine versinler..." der. Bunu duyan sınıftaki öğrencilerden biri, "enayiye de bak" çıkışında bulunur.

Öğretmen bu çıkış karşısında şu cevabı vermek zorunda kalır. “Eğer senin gibi bir nesil Çanakkale'de savaşsaydı kuvvetle muhtemel ‘Çanakkale’ diye bir destanımız olmayacaktı" der.

Nesil zenginliği sayı ile değil dava şuuru ile olur.

İkna edilmiş değil, inanmış ve adanmış bir toplum inşa etmek zorundayız.

Yoksa bu Coğrafya'da yaşatmazlar.

Hayırlı Bayramlar!

 

Nejat ÖZDEN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...