ORDU VE DİSİPLİN
Bu iki kelime öyle bütünleşmiştir ki; Bilmem ki; lisanımızda bu kadar birbirine bağlanmış başka kelimeler var mıdır? Ordu dediğin disiplinli olmalıdır. Her türlü silah ile donatılmıştır. Milleti tarafından her türlü fedakarlık yapılarak dişinden tırnağından kısıp varlığının ve istikbalinin güvencesi olan ordusuna aç kalma, refahının büyük bir bölümünü verme pahasına da olsa hiçbir şey esirgememiştir
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu;
“Madde 13 - Disiplin: Kanunlara,nizamlara ve amirlere mutlak bir itaat ve
astının ve üstünün hukukuna riayet demektir.
Askerliğin temeli disiplindir.
Disiplinin muhafazası ve idamesi için hususi kanunlarla cezai ve hususi ka-
nun ve nizamlarla idari tedbirler alınır.
III- Astın vazifeleri
Madde 14 - Ast; amir ve üstüne umumi adap ve askeri usullere uygun tam bir
hürmet göstermeye, amirlerine mutlak surette itaate ve kanun ve nizamlarda gösterilen hallerde de üstlerine mutlak itaate mecburdur.
Ast muayyen olan vazifeleri, aldığı emri vaktinde yapar ve değiştiremez, had-
dini aşamaz. İcradan doğacak mesuliyetler emri verene aittir.
İtaat hissini tehdit eden her türlü tezahürler, sözler, yazılar ve fiil ve
hareketler cezai müeyyidelerle men olunur.”
Ne mükemmel bir düzenleme.
Ve dünyanın takdirini kazanan ne mükemmel disiplinli bir ordu.
Mensubu olmaktan şeref duydum.
Milletimiz övündü.
Yıllarca; üniformalı iken duruşumuzdan yürüyüşümüze, konuşmamızdan bakışımıza, kılık ve kıyafetimizden konuşmalarımıza kadar, hatta özel ilişkilerimize kadar her şeyimize dikkat ettik. Adeta diken üzerinde yaşadık. Neden? Ordumuz Milletimizin göz bebeğidir. Ona toz dahi konmasın. Çünkü; malum ya göze kaçan toz bile olsa gözü rahatsız eder.
Evet toz kondurmadım,
Kondurmadık
Binlerce Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararı ile ordudan ihraç edilenler olarak kondurmadık.
Kaderin cilvesine bakın ki: Bizi düzmece, hukukun bile belge olarak kabul etmeyeceği, hatta çoğunun iftira veya sahte olduğunu bildiğimiz belgelerle ordudan ihraç edenlerin düştükleri hale bakın. Ne hazin. Gözümüze toz değil kocaman bir kaya düşmüş gibi değil mi?
Sevindiğim sanılmasın.
Üzüntümü ifade edecek kelimeler bulamıyorum.
Ergenekon soruşturmasının seyrine bakın, geldiği yere bakın, ordunun içindeki bir kısım general, subay, astsubay ile bir kısım sivil insanların kurdukları çetelere bakın, yaptıklarına, yapacaklarına bakın. Duyunca okuyunca utanıyorum. İnsanların sorularına cevap veremiyorum. Olanları izah edemiyorum.
Mensubu olmaktan gurur duyduğum Şanlı ordumuzda neler olmuş.
Milletimiz ordusunu; yukarıda belirttiğim kanun metninde de belirtildiği gibi görmek ve bilmek istiyor.
Buradan Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanına sesleniyorum. Gözümüzden taşları kayaları çıkartın lütfen. Çabuk olun.
Kemal Şahin
E.J.Kur. Bnb.
ASDER Ankara Ş.Başkanı