Salı, 20 Ocak 2015 10:05

PKK, HAKKARİ’YE MÜFTÜ DE ATAMIŞ

                                                   Açılım, Milli Sarhoşluğa dönüştü diye bağırıyoruz adeta. Güvenlik boşluğu had safhada. Eski korucular birer birer infaz ediliyor. Kobani bahanesi ile olaylar çıkartılıyor. Adeta iç savaş denemesi gibi. Yetmedi, dağda teröristler, şehirde militanlar siyasi eğitimlerine devam ediyorlar. Bu eğitimlerde, Marksizm öğretilirken, öğretinin temeline “Din afyondur.” konulurken, diğer yandan Dindar Kürt, sözde Dinsiz TC’ne karşı bilenmeye ve eğitilmeye devam ediyor.

Evet, Eski Saadet Partisi İl Başkanı, şimdi BDP’den Meclis Üyesi E. Z. T, Hakkâri’ye PKK tarafından İl Müftüsü olarak atanmış ve köylerde camilerde vatandaşları toplayıp seçim çalışmalarına başlamışlar.

Malumları Merhum Şeyh Said’in iki torunu da Erzurum’da İlçe Belediye Başkanı.

Oysa ben 1976’da ilkokulda öğrenci iken okumuştum “Son Devrin Din Mazlumları”nı. Merhum Şeyh Said için de gözyaşı dökmüştüm küçücük yüreğimle ve aklımın erdiğince. Tüm Türkiye Müslümanları gibi. Karşılaştığım yerlerde ailesine hürmet ettim, ettik. Ancak, görünen o ki, bölücülük ve Kürt Irkçılığı dindar Kürt çevrelerde de maya tutuyor. Çok yazık!

Açılımı destekliyoruz elbette ama bu şartlarda değil. Hükümet güvenlik açığının her gün biraz daha büyüdüğünü görmeli. Cizre’de polis pusuya düşmemek için olaylara geç müdahale ettiğini söyledi. Bizde hak verdik!.. Allah aşkına polisin ve kolluğun görevi, emniyeti en baştan sağlamak ve iç karışıklığa engel olmaktır.

Yine açılım sürecinde PKK ve BDP Psikolojik eğitime devam ediyor. Batıda hanımların camilerdeki hatim toplantılarında bile propaganda ve yalanlarını yayıyor. Doğuda samimi Dindar Kürtler, Türkler ve diğer halklar tamamen baskı altına alınmış durumda.

Hükümet bir duruş ortaya koyuyor. Samimiyetini sunuyor. Kabul. Ancak süreçte sadece hükümetin değil, devletimizin ve Milletimizin de altı oyuluyor. Şimdi, hükümet dışarıdan kıskaca alınıyor, doğru. Ülke içinde kuşatılıyor, birçok kesim var pusuda bekleyen, kabul.. Paralel kıskaç hepten içten vurdu, kabul. Maalesef yolsuzlukların önü alınamıyor, kabul.. Ama hükümet asıl gücünü sessiz halk yığınlarından alıyor. Bu sessiz yığınları Allah Korusun kaybetmeyi kim göze alabilir?

Medyaya bakıyoruz. Hükümetten yana olan medya gurupları ve biz yazar çizer takımı sadece mevcut gayretleri destekliyoruz. Eyvallah.. Peki, olması gerekeni, daha çoğu kim isteyecek? Düşünün! Hükümet dik durmaya çalışan bir adam. O’nun dik durması için yanında dik durmak yeter mi? Hayır! Menfilerin tam tersi yönde müspetler çekmeli ki hükümet daha dik durabilsin. Özellikle de uluslar arası düşmanlar ve onların yerli şebekelerinin karşısında sadece hükümet değil, yeni cepheler açılsın. İHH’nın gayretlerini bu anlamda çok değerli buluyorum. STK bu manada çözüme katkı sağlamalılar. Diyarbakır’a, Şırnak’a, Hakkâri’ye yardım ve tanışma gezileri düzenlenebilir. Özellikle; Van, Hakkâri, Şırnak, Ağrı gibi sınır illerimizde ortak tarihin önemli günleri çıkartılıp o günler hep birlikte kutlanabilir. Malazgirt Zaferimizin yıldönümünü neden Sarıkamış gibi halkımızla kutlamayalım?

Ahh Hakkari’miz ahh!.. Çok değil 100 sene önce İngiltere’nin Van Konsolosu, o yıkılmakta olan, adını “Hasta Adam” koydukları devletimize karşı rüşvet verecek ne din adamı, molla ne de aşiret reisi ve kanaat önderi bulamamıştı. Şu geldiğimiz duruma bakın.

TİKA’ya ziyarete gittim. Bir Başkan Yardımcısı ile konuşuyoruz. Dedim ki; “Dış Kürtler’le neden Dış Türkler gibi ilgilenmiyoruz?” Dedi ki; “Ama onlar Kürt!” Allah aşkına böyle düşünürsek, sınırlarımızın çevresindeki topraklara da el atıp her türlü bölücülüğü kuşatamazsak nasıl başarılı olacağız? Lozan sürecinde İngiltere, Musul, Kerkük ve Erbil’de neden referanduma engel oldu? Bölge Türkiye’ye katılmak istiyordu da onun için.

Düşünün tüm Kürt bölgelerinde Barzan Köyü’nde olduğu gibi, Kürt Yahudileri uyandıran İsrail’in gayretlerinin yüzde birini bari gösterelim.

Çözümün başarısı için, aksayan ve yanlış giden durumları gündeme getirmeliyiz. Her şey sütliman değil. Ayrıca tek günah keçisi Paralel Yapı değil. Başka günah keçileri de var. PKK ve BDP izne ayrılmadı. Her iki gurubun da ikiyüzlülüğü hatta yüzsüzlüğü topluma sürekli anlatılmalıdır. Tabii işbirlikleri de.

Bu arada, bölgemizde, İsrail başta olmak üzere İran’ın, batıdaki sözde müttefiklerimizin çalışmaları ve düşmanlıkları halka anlatılmalıdır. IŞİD Operasyonunda dahi gerçek hedef Türkiye’dir, Türkiye’nin Ortadoğu’daki eski bütüncül coğrafyasından kopartılması ve Körfez Petrollerinin Akdeniz’e Türkiye’siz inmesi için açılacak koridorun adıdır IŞİD. Ayrıca İsrail için gerçek tehdit Büyük Türkiye ile İsrail arasına konulan tampondur.

Tüm bu gelişmelere karşı alnı secdeye değen insanlar nasıl camilerde bölücülük anlatabilirler? Nasıl ırkçı olabilirler? Ülkenin asli unsuru Türkler acaba sizin gibi davransa sonunuz nasıl olur? Düşünün dünyadaki Kürtler’in çoğu Batı Anadolu’da yaşıyor. Yaktığınız fitne ateşi büyürse nasıl sonuçlanır acaba? Emperyalist Batı kullandıkları Arap Liderleri nasıl attı? Arap Dünyası paramparça. Bölgede tek istikrar adası Türkiye. Sadece iyi yönetildiği için mi böyle, yoksa Büyük ve sabırlı bir Milletimiz olduğu için mi? Bunu herkes düşünsün. Diyor ya Akif;

“Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!”

Âlicenaplığın karşılığı âlicenaplık olmalıdır. Ey Kürt Kardeşim, Kobani’den gelen Kürtlere bu ülke nasıl sahip çıktı? Görmüyor musunuz? Hayvanlarının yiyeceği bile ayrıca veriliyor. Ne zaman uyanacaksınız? Eski Türkiye’den sadece Kürtler mi çekti? Türkler çekmedi mi? Eski Türkiye’nin cezası Türk Milleti’ne kesilemez, kesilmemeli. Bu ancak zulümdür.

 

(E) Yb. Halil MERT
Strateji ve Yönetim Uzmanı

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...