10 yıl öncesine kadar farklı Psikolojik Harekât taktikleri vardı. Yalan haberler, apaçık faili meçhul cinayetler.. Basit eylemlerle halk gerilir ve yönlendirilirdi. Ancak toplum Yerel Seçimlerde beklenenin üzerinde sağduyulu davrandı. Hükümete, Sayın Başbakanımıza duyduğu güveni ve istikrar beklentisini sandığa yansıttı.
Şimdi Cumhurbaşkanlığı Seçimleri gündemde. Muhalefet ve Şer İttifakları yine kriz çıkarma derdinde. Kör ve sağır gibiler. Algı sorunları var. Halk kriz istemiyor. Deseler ki “Önce Hükümetin Adaylarına bakacağız. Sonra biz değerlendirmelerimizi ve tekliflerimizi halkımızla paylaşacağız.” Eminim halkımız daha çok teveccüh gösterecek. Ama onlar hala geleneksel kavgacı siyaset derdindeler.
Cumhurbaşkanlığı için birçok isim geçiyor kulislerde. Maalesef tıpkı Cemaat-Hükümet kavgasında olduğu gibi bir çatlak oluşmasından endişe ediyor halkımız. Özellikle Anayasa Mahkemesi Başkanı gibi müspet zeminde dik durmuş birinin istismar edilerek toparlanmış olan algının yeniden bozulması risk olarak duruyor önümüzde.
Kabil, Ebu Cehil, Firavun, Muaviye, Esad vb.’nin ortak özelliği olan “İktidar Hırsı” dünyanın en kötü şeyi. O hırs etrafındaki menfaat halkası yalaka ve yağdanlıkların da yanıltması ile toplumlara çok büyük zararlar veriyor. Düşünün Kerbela’nın Sonuçlarını. Cennet Gençlerinin Efendileri zalimce şehid edilmediler mi? Hz. Hüseyin’in mübarek bedeninde üçbinin üzerinde yara vardı. Başını kesip götürdüler Yezid’e. Allah Resulü (SAV)’in torunları kızları cariye olarak istenmediler mi? “Yeter!” diyor insan, “-Artık yeter..”
Piyasalar yeniden hareketlenmeye başladı. Bu aşamada yeni krizlere sebep olabilecek davranışlar ne büyük sorumsuzluk. Tabii seçilen aktörlerin tutumları da çok önemli. Ben bu manada Emekli Genelkurmay Başkanlarımızdan Hilmi Özkök Paşam’ı yine minnetle anmadan geçemeyeceğim. Hiç alet olmadı.
Hazmetmek çok önemli. Eskiden denirdi ya, “Harbiye’ye giren her öğrencinin hayalinde bir gün Cumhurbaşkanı olmak vardır.” diye. Şimdi herkesin hayalinde var. Kabul de, halka ne kadar yakınsınız? Ne kadar risk ve sorumluluk alabilirsiniz? Ne kadar Lidersiniz?
Ülkenin ve insanlığın geleceği zorlaşıyor. Bir yanda özerklik derdinde olan BDP, diğer yanda bağımsız Kürdistan kurmaya çalışan Barzani. Suriye zaten çıkmazda. Oradaki cephede İran’dan gelen gönüllülerle, Türkiye’den gidenler karşı karşıya. Ancak İran’dan general rütbesinde subaylar dahi gidiyor Suriye’ye. Olay mezhep savaşına döndürülüyor. İsrail zaten yakın bela olarak yerli işbirlikçilerle sürekli etkin. Kırım, Balkanlar, Kafkasya derken kim bu süreci yönetecek?
Sayın Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza önerim, ya böyle düzeni bozmadan devam etmek veya Putin-Medvedev Modelidir. Bunu da bir an evvel açıklamalılar. Yoksa piyasalar yine çekilmez hale gelecek. Ortam yersiz gerilecek. Bu karmaşa yine ve yeni kaoslara neden olabilir. Dolayısı ile herkes dikkatli davranmalıdır. Ben Hükümet kanadını ağırbaşlı buluyorum. Özellikle Cumhurbaşkanı ve Başbakanımızın samimi davranışları çatlakları engelliyor. Böyle davranmaya devam etmeliler. Medya da sorumlu davranmalıdır. Olayları ve ortamı germek önce yapanlara sonra da ülkemize zarar veriyor.
Muhalefet çözüm önerileri üretmeli ve onlara sarılmalıdır. Kavga sürekli kaybettirmektedir.
Sayın Başbakanımız kararlı davranmaya devam etmeli, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönük kararlarını da bir an evvel vermeliler. Özal’ın geçmişte yaptığı hatayı da yapmamalılar. Unutulmaması gereken şu ki; hiçbir tepe yöneticilik Ülkemde kuklalarla yürümez.
