Cuma, 10 Şubat 2012 16:41

Normalleşme ve Ordu Reformu

Siyaset kurumu üzerindeki vesayet gölgelerinin ve buna sebep olan yapılanmaların ortadan kaldırılarak, ülkemizin normalleşmesi yönünde atılan adımlar kaçınılmaz  olduğu gibi, millet olarak geleceğe daha umutla bakabilmemizi sağlamaktadır.

Bu yönde atılan adımların en önemlisi 12 Eylül 2010 da yapılan anayasa değişikliğidir.

Devletin geçmişiyle yüzleşmesi, kara deliklerin tespiti ve temizlenmesi yönünde yürütülen yargı süreci, dokunulması dahi düşünülemeyen kişilere işledikleri suçlar nedeniyle ayrıcalıksız hesap sorma dönemine gelinebilmesi diğer önemli gelişmedir.

12 Eylül 1980 anayasasıyla Milli İradeye ortak edilen kurumların demokratik sistem içinde olması gereken pozisyonlara çekilmesi, vesayet sisteminde başat rolü oynayan  Askeri Vesayetin ve sebeplerinin ortadan kaldırılması yönünde  gereken adımların atılması  ise, normalleşme sürecinin en temel ve zorunlu faaliyetleridir.

Geçmiş on yıllık sürede, ordu içindeki darbeci kadroların girişimleri mevcut siyasal istikrar sayesinde planlama aşamasında kalmıştır. Silahlı kuvvetler içinde halen varlığını koruyan ve alınacak tedbirlerle temizlenmesi onlarca yıl alacak olumsuz kadrolaşmanın,  demokratik sisteme zarar verecek veya  kesintiye uğratacak menfi teşebbüslere niyet bile etmelerini engelleyecek şekilde sistem yeniden dizayn edilmelidir.

Hükümetin, en son icra edilen Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında varlığını ve iradesini ortaya koyacak şekilde vaziyet etmesi, Milli Güvenlik derslerini subayların vermesinin kaldırılması, Askerlik Şubelerinin sivilleştirilecek olması, YAŞ kararlarına yargı yolunun açılması ve geçmişte mağdur edilen ordu mensuplarına iade-i itibarlarının yapılması bu yönde yapılan önemli değişimlerden olmakla beraber, normalleşme sürecinde henüz yolun başında olduğumuz da bilinmelidir.

Diğer yapılması gereken çalışmaları ana başlıklar halinde, öncelik ve uygulanabilirlik durumlarına göre sıralamakta fayda mülahaza ediyorum.

*Genelkurmay Başkanlığı içindeki Milli Savunma Bakanlığı (MSB) binası, uygun bir yere alınmalıdır.

*MSB yönetici kadroları sivilleştirilmelidir.

*Mevzuatta mevcut olan, askeri birliklerdeki din subayı kadrolarına bu görevin gerektirdiği uygun vasıflara haiz atamalar yapılarak işlerlik kazandırılmalıdır.

*Askeri birliklerde, personelin ibadetlerini yapabilecekleri uygun mekanlar tahsis edilmeli veya yapılmalıdır.

*Askeri okullar Milli Savunma Bakanlığına bağlanmalıdır.

*Silahlı kuvvetlere profesyonel personel temin yetkisi ve kontrolü de MSB’na verilmelidir.

*Jandarma Genel Komutanlığı İçişleri Bakanlığına bağlanmalıdır.

*Askeri birlikler, yerleşim merkezlerinin dışına alınmalıdır.

*Ordunun profesyonelleştirilmesi yönündeki çalışmalar tamamlanmalı, zorunlu askerlik süresi ve sistemi ihtiyaçlarımıza göre revize edilmelidir.

*Askeri yargı kaldırılmalıdır.

*Askeri harcamalar, yatırımlar ve satın alma faaliyetleri Sayıştay denetimi altına alınmalıdır.

*Genelkurmay Başkanı Milli Savunma Bakanına bağlanmalıdır.

*Ordu evleri ve askeri sosyal tesislerin personeli sivilleştirilmeli, uzun vadede özelleştirilmelidir.

*OYAK (Ordu Yardımlaşma Kurumu) ile ilgili kanun, silahlı kuvvetler mensupları arasında ayrıcalıklara ve haksız imtiyazlara fırsat vermeyecek, serbest piyasa kurallarını da ihlal etmeyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.

*Milli Güvenlik Siyaset Belgesinden (MGSB) iç tehdit kriterleri kaldırılmalı veya bu değerlendirme bahane edilerek vatandaşlar arasında ayırımcılık/bölücülük gayretlerine fırsat vermeyecek tedbirler alınmalıdır.

*İç güvenlik görevi, TSK’nin sorumluluğundan alınmalı, TSK’nin sadece dış tehditlere karşı tüm yönleriyle her an harbe hazır olması sağlanmalı, çağın gereklerine ve muhtemel tehditlere göre  donanımı sağlanmalıdır.

*TSK’da yapılan plan tatbikatı, plan semineri, harp oyunu arazi tatbikatları ve manevraların konusu, yeri ve zamanı Genelkurmay Başkanı’nın görüşü alınarak Dışişleri Bakanlığının önerileri ve Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenmeli, bu seviyedeki faaliyetlere MSB, Dışişleri Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı katılmalı veya gözlemci göndermelidir.

*Milli Güvenlik Kurumu (MGK) kaldırılmalıdır. Cumhurbaşkanı başkanlığında, Meclis Başkanı, Yüksek Yargı Başkanları, Bağımsız Kurumların temsilcileri, İlgili Bakanlar ve Genelkurmay Başkanı’nın katılımıyla oluşturulacak “Devlet Şurası” mevcut MGK’nın görevlerini yürütmelidir. Oluşturulacak  “Devlet Şurası Genel Sekreterliği’nin” kadrosu tamamen sivil olmalıdır.

*Yüksek Askeri Şura (YAŞ),Bakanlar Kurulundan MGK’ya katılan üyelerin katılımıyla oluşturulmalıdır.

Yukarıda saydığımız değişiklik ve düzenlemeler hayata geçirildiğinde, Türkiye’nin normalleşme sürecinde büyük mesafe alacağından ve 2023 hedeflerine ulaşabileceğinden emin olabiliriz.

Düşünülemeyenleri bile yapan siyasal iktidarın, Anayasa değişikliği başta olmak üzere bunları da yapacağına gönülden inanıyorum.

Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI

02 Şubat 2012

Mustafa Hacımustafaoğulları

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

1 yorum

  • Yorum Linki Fatih ÇOBAN Cuma, 17 Şubat 2012 10:53 yazan Fatih ÇOBAN

    Merhabalar.
    Elinize, dilinize sağlık.
    Keşke bu dedikleriniz olsa bir ann önce...
    ayrıca keşke TSK, artık istedikleri kişinin ilişiğini istediği gibi sudan ve uydurma sebeplerle kesemese artık.
    Keşke ilişiğini kestikleri, gerçekten haksızlığa uğrayan öğrenciler, uzman jandarmalar, astsubaylar ve subaylar haklarını artık geri alabilse...
    iyi çalışmalar.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...