Pazartesi, 15 Şubat 2010 13:29

YAŞ KARARLARI ve GÖRMEZDEN GELENLER

YAŞ KARARLARI ve GÖRMEZDEN GELENLER

Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi açıklamalarına göre, 1990 -2009 yılları arasında YAŞ kararı ile, 19 yılda 1.531 (Binbeşyüzotuzbir) subay,irtica gerekçesiyle TSK'dan ihraç edilmiştir.

Bunların yıllara göre dökümü aşağıdaki gibidir;
 
1990-190 kişi,   1991-  97 kişi,   1992-  61 kişi,   1993-48 kişi,   1994-54 kişi,   1995-67  kişi,
1996-  98 kişi,   1997-297 kişi,  1998-272 kişi,  1999-81 kişi,   2000-62 kişi,   2001-81 kişi,
2002-  44 kişi,   2003-  20 kişi,   2004- 20 kişi,    2005-15 kişi,   2006- 2 kişi,   2007-12 kişi,
2008-    5 kişi,   2009-   5 kişi

 
Toplam 1.531 kişinin irtica gerekçesiyle TSK'dan ilişiği kesilmiştir.

Bu, Genelkurmay'ın resmi beyanıdır.

Genelkurmay Başkanlığı, her YAŞ toplantısı sonunda, bu rakamları kamuoyuyla açık açık paylaşmakta, adeta bununla övünç duymakta, akredite basın ve ideolojisi belli kesimlere mesaj vermektedir.

Her aileyi; ana, baba, çocuklar, ortalama 5 kişi sayarsak,10.000 (onbin) kişinin yaşadığı 1.531 ocak ateşe verilmiştir.Bunların yakın çevresi;ana-baba,eş-dost,mesai arkadaşları vs. de hesaba katıldığında yangından etkilenenlerin sayısı çok daha fazladır.

YAŞ üyeleri, maalesef bu insanları sadece bir sayı olarak görmüştür.
Onların da insan olduğunu, onur taşıdığını, ailesine ve topluma karşı itibarlarını korumak durumunda olduklarını, askerlikten başka geçimlerini sağlayacakları bir mesleklerinin olmadığını düşünmemiştir..!
Yada düşünseler de bilerek, garezine bu zulmü icra etmişlerdir.

Yüzlerce dosyayı bir iki gün içinde nasıl inceleyip karar verdiler?Olmasını temenni ettiğim vicdanları nasıl buna ikna oldu?
1997 şurasında 297,1998 şurasında 272 kişi..Her dosyaya 5 dakika ayrılsa aralıksız 24 saat eder.Başka konular için zaman kalmaz...
Aksine zaman ayrılmayan diğer konular değil, bu dosyalardı...
Düzmece belgeler, asılsız iddia ve iftiralar, mesnetsiz yaftalardan oluşan dosyalar...
O dosyalarda neler olduğuna hiç bakmadılar,YAŞ kararı olarak yayınladılar...
 ''Vicdansızlar''diyor Genelkurmay Başkanı,''Vicdansızlar, Allah Allah diyen bir ordu, nasıl  cami bombalar..?''
YAŞ kararları, fosfor bombaları gibi, Allah demekten başka suçu olmayan insanların ocağına düştü... Ardı ardına, yıllarca...
Yuvası dağılan, bunalıma girip intihar eden, ailesi ve çevresinden dışlananlar oldu...
Gerekçe,irtica..!
Yıllarca avaz avaz bağırdık, sesimizi kendimiz duyduk...
Nedir bu irtica dediğiniz? Nedir bizi ordudan ihraç ettirecek kadar büyük olan suçumuz..?
Bunları öğrenmek bizim hakkımız... Gerekirse en ağır ceza ile yargılayın bizi, ama suçumuzu bilelim ve kendimizi savunalım.
Ergenekon sanıklarına, cunta bozuntularına, çete mensuplarına tanıdığınız ''Masumiyet Karinesini'' yargılanma hakkını bize de tanıyın diye...
Milletimiz de bilsin suçumuzu...

 Ama yıllardır tık yok...Olamaz,çünkü ortaya koyabilecekleri bir suç,belge yok..!
 Devlet sırrı mı..?
 Benim mahremim, özelim olan bir konu devlet sırrı olamaz, neyse ayıbım dökün ortaya..!
 Dökemezler, çünkü dökülürse, dökülen bizlerin ayıbı suçu değil, dosyaları hazırlayanların kirli çamaşırları, yalanları olacak..!

    ***

Onlardan birini iyi hatırlıyorum...
İrtica dosyaları hazırlayanlardan birini...
Ben onun bir vatan haini olduğunu, olabileceğini biliyordum,
Ama nedense, Komutanlar, asıl bilmesi gerekenler...bilmek zorunda olanlar bilmiyordu..!
Ama herşeyi göze alıp ilgililere de ilettim...Bu vatanı,bu milleti sevdiğim için...O'na birşey olmadı..!
Ama bana çok şey oldu..!
Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahında, İstihbarat Şubesinde görevliydi...
Hem de İKK (İstihbarata Karşı Koyma) Şubesinde...Düzmece İrtica dosyalarının hazırlandığı şubede...
İsmi de Yzb.M.B...
Yıllar sonra çıktı ortaya, Yunan istihbaratına çalışan bir casus olduğu...
Yüzlerce vatanseverin irtica bahanesiyle ordudan tasfiye edilmesinden sonra...
   
    ***

YAŞ nasıl karar veriyor?
Ben çok iyi biliyorum...
Bazı personel kendine göre geçerli nedenleriyle ordudan ayrılmak ister...
Bir dönem ecnebi kadınlarla evlenmek uygulanan bir yöntemdi
Veya yurtdışı görevden dönmemek...
Ayrılmak isteyenlerin kullandığı yöntemler de ortadan kaldırılmaya çalışılıyordu.
İşte, bunlardan birisi de bir şekilde ayrılmak istiyordu... Kararını vermişti...
Bir vesileyle görüştüğümüzde derdini bana da açmıştı...
Kolay dedim, kararını verdinse... Şaşırmıştı... Nasıl kolay? Demişti...
Şimdi, tanınan bilinen bir şeyhle resim çektireceksin... Sayısına bereket, bulmak zor değil...
Mümkünse elini öperken çektir..!
Ama dikkat et, şeyhin kılığı kıyafetinden şeyh olduğu belli olsun...
Sakalı, sarığı,cüppesi ile...Sonra..? Demişti.
Sonra o resmi Genelkurmay'a gönderip kendini ihbar edeceksin...
Böyle subay olur mu diye..? Gerisini düşünme, ilk YAŞ'da listedesin..!
İnanamamıştı. Fakat denemesinin bir zararı olmayacaktı. Ayrılmayı kafaya koymuştu.
Dediğim gibi, ilk YAŞ'da irticadan atılanların arasındaydı..!!!
Şimdi soruyorum;
O kişinin ihraç kararını alan YAŞ'mı, yoksa ben miydim..?
Bir resim ile karar verdiğini adım gibi bildiğim YAŞ..!
Gerçekten YAŞ..!!??
   
    ***

1997 ve 1998 de irticadan ihraçlar tavan yapıyordu.
Neden? Çünkü Balyoz darbe planı iddialarında adı geçen Korg.Çetin DOĞAN'ın da başkanlığını yaptığı, illegal BÇG (Batı Çalışma Gurubu) nun organize ettiği 28 Şubat postmodern darbesi o dönemde yapılmıştı...
Yani TSK içindeki darbeci yapılanma ile irtica tasfiyeleri arasında ters orantılı bir ilişki vardı..!

    ***

Genelkurmay'ın resmi açıklamalarına, dindar kıyımından zevk alan medyanın çarşaf çarşaf, ekran ekran YAŞ kıyımlarını yıllarca duyurmasına rağmen, o medya organlarındaki bazı sözde yazarların sıkılmadan bunu bilmezden gelip inkar etmelerini anlamıyorum... diyeceğim, ama çok iyi anlıyorum..!
Kimlerin ne yalanlarına şahit olmadık ki...
Ancak, Millet herşeyi görüyor, herkesin notunu veriyor, bunları da hafızasına nakşediyor..!!!


                                               Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI
                                               E.BİNBAŞI
                                               ASDER GN.BŞK.YRD.

Son Düzenlenme Salı, 16 Şubat 2010 13:29
Mustafa Hacımustafaoğulları

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

1 yorum

  • Yorum Linki Mehmet ERDİL Salı, 16 Şubat 2010 18:02 yazan Mehmet ERDİL

    Bir şeyi, aziz milletimiz ne yazık ki bilemiyor, eğer bilmiş olsalardı biz bildiklerini bilirdik. o da şudur; Bu adamların yani bizim gibileri tasfiye eden güruhun, bizatihi hedefi ve düşmanlığı bizler değiliz, asıl hedef ve yapılan düşmanlık bizatihi milletin ta kendisidir. Millet bunu anlamadı anlayamadı eğer anlama temayülünde olsalardı ellerine kalem kağıt alır Ankarada bulunan zevatlara Hayrola hemşerim gizli saklı ne çeviriyorsunuz bu adamları mahkeme etmeden niye atıyorsunuz askeri hakimleriniz mi yok mahkemeleriniz depremdemi yıkıldı hem madem suçlular sadece atmak yetmez hapsede atın hele biyol yargılayın, yargıdan kaçmak yiye deseydi bütün bunlar olmaz Ankara sallanırdı. Bunlar Menderes'ide astık dediler baktılar milletten tık yok bir gün sonra astılar. Velhasıl bu millet balyozu kafasına yiyeceğini biraz biraz anlamaya arkasından sormaya sorgulamaya başladıda güzel şeyler olmaya başlıyor. Hasılı bu iş yani Y.A.Ş bizatihi YAŞzedenin işi değil bizatihi bu milletin namusudur.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...