Çarşamba, 25 Şubat 2015 12:48

KOD ADI: K.O.Z

HÜSEYİN CANER AKKURT - ANADOLU ÜNİVERSİTESİ

Karşı ajanlık faaliyeti olarak devletin stratejik ve kozmik alanlarına planlı, programlı sızmalar ya da bünyenin içinden ihanetler köstebeklik diye isimlendirilir. Hep merak edilir neden “köstebek” benzetmesi diye? Muhtemelen yer altında yaşadıkları ve bulunması zor, karmaşık bir yuva biçimine sahip oldukları içindir. Yoksa köstebeklerin gözleri kör ve kulak kepçeleri yoktur. Oysa devletin en hassas ve stratejik kurumlarına yuvalanmış bizim bildiğimiz “paralel köstebeklerin” kulakları Midas’ın kulaklarından daha büyük. Görsel kayıt noktasında da değme rejisörlere taş çıkartacak seviyede.

Bu bilgileri vermemizin sebebi; 13 Şubat’ta aynı anda yaklaşık 900 sinemada vizyona giren Kod Adı: K.O.Z filminin tanıtımı, tahlili ve eleştirisini yapmak içindir. Özellikle sosyal medyada açıkça yazılırken K.O.Z’un ne anlama geldiğini artık saklamanın bir anlamı olmasa gerek: “Köstebek Operasyonu Zamanı.”
Film hayal ürünü olduğunu ve gerçek kurum ve kişilerle bir ilgisi olmadığı şeklinde gülümsetecek derecede ironik bir uyarı yazısıyla başlıyor. İroni için ya da yargısal tedbir için de olsa kurguya daha bir anlam kattığını belirtmek gerekir. Zira her ne kadar bu uyarı yer alsa da filmin karakterlerinden gazete genel yayın yönetmeni Ethem Bey, helikopteri düşen başkan Tahsin Bey, ABD’de yaşayan Mehdi Efendi ve birçok karakter gerçek hayattakilerle neredeyse birebir örtüşmüş durumda. Yani filmde kim kimdir diye çok zorlanmazsınız. Mesela Emniyet imamı Zübeyir Kozan’ın kim olduğunu hemen anlamak mümkün.
İş, siyaset, bürokrasi çevrelerine dinleme
7 Şubat MİT Krizi ve Gezi kalkışmasının perde arkası, sanal gerçeklik(virtual reality) üzerinden ustaca işlenmiş. Kurgusal olarak çok yakın tarihi anlatıyor olması; JFK(John F. Kennedy) ile ilgili çekilen filmlere atıf yapılarak, daha ileri tarihlerde çekilmesi gerekirdi şeklinde eleştiriler olmasına rağmen filmin senaryosundaki temel amacın izleyiciye; paralel yapılanmanın hedef ve stratejilerini ortaya koymak ve küresel derin projenin tehdit seviyesinin ne denli büyük olduğunu sanal gerçeklik içinde tekrar hatırlatmak veya göstermek olduğu düşünüldüğünde oldukça başarılı kareler yer alıyor diyebiliriz. Ayrıca RTE’ye yapılmak istenen değil JFK, tarihin hiçbir evresinde bir lidere yapılan komplo ve kumpaslarla kıyas götürmeyeceğini kabul etmek gerekir.
Yeni Şafak’ın paralel tehlike konusundaki hassasiyeti ve dik duruşunun filmde sanal gerçeklik içinde tek fenomenolojik gerçeklik olarak bir kez daha öne çıktığını görüyoruz. Filmi izlerken ve sonrasında keşke dediğiniz birçok karenin olduğunu da belirtmek gerekiyor. Mesela Mehdi Hoca’nın asıl amaçlarıyla beraber vurgulanarak ABD’ye götürülmesinin altında yatan ana neden vurgulansaydı diye düşünmeden edemiyorsunuz. Bunun yanında filmde, gelişen olaylar içerisinde iş, siyaset, bürokrasi çevrelerine dinleme ve görüntü tapeleriyle kurulan kumpas ve dayatma süreçleri mükemmel bir şekilde işlenmiş. Mehdi Hoca’nın ABD’de ikamet ve himaye ediliyor olmasına rağmen neden İngiltere’den yönlendirildiği ve İngiliz Yusuf’un paralel projenin başında olduğunu anlamaya çalışmak kurgudaki bütünsellikte kopukluk meydana getiriyor. Adrese teslim niteliğinde polis ikramiyelerinden tutun da dershanelerin örgütün insan kaynağı olduğunun filmdeki diyaloglarda deşifre edilmesi gayet başarılı bir kurguyla verilmiş.
MİT yerine TİT
Paralel yapının içinde cemaat aidiyeti ve bir manevi lidere bağlı olma duygusuyla bulunanların, dönen dolaplardan habersiz, iyi niyetli masum insanların var olduğu ve onlara karşı hassasiyet gösterilmesi gerektiği bizzat Başbakanın ağzından itinayla altının çizilmesi filmin etkisini arttırmış. Utelsan mühendislerinin sır ölümüyle ilgili aksiyon sahneleri oldukça sarsıcı bir yere oturmuş. Fakat senaryoda MİT Müsteşarlığı, keşke TİT Müsteşarlığı yerine başka bir isimle yer alsaydı. Çünkü hem kurumu hafifletmiş hem de yasadışı örgüt olan Türk İntikam Tugayı TİT’in aklınıza gelmesine mani olamıyorsunuz. Filmin arasında başka izleyicilerden de benzer yorumlar aldığımı belirtmeliyim. Hatta Levent Kırca’nın parodileri bile aklına gelenler olduğunu söylemem gerekiyor.
Bahse konu kirli ve karanlık yapıda cemaat olgusunun kelimenin tam anlamıyla aslında bir “arayüz” işlevi gördüğü himmet toplantıları sahnesinde büyük bir ustalıkla işlenmiş. Görünen o ki, filmin sonuna yakın sahnelerinden anlaşıldığı kadarıyla 17-25 Aralık süreçlerini de içine alan devamı niteliğinde bir film daha geliyor ve Kod Adı: K.O.Z’da biraz geri planda bırakılan TİT Müsteşarı Altan Çınar bu yeni bölümde ön plana çıkarılıp proaktif bir pozisyonda kurgudaki hak ettiği yeri alacak. Filmin devamının çekilebileceğinin sinyallerini veren Yönetmen Celal Çimen, K.O.Z’da yeni çekilecek olan filmin isminin gizli olduğunu söyledi. Bence devamı olarak gelecek filmin adı: “Hedef Başbakan.”
Sonuç olarak eleştirilecek yönlerinin olmasına rağmen senaristinden, kamera arkasındaki tüm ekibe, oyunculara ve her şeyden önce yapımcı ve yönetmene cesaretli ve başarılı çalışmalarından dolayı tebrik etmek gerekir. Bunun yanında gerçek hayatta olan bitenleri sinema diliyle özetle sanal gerçeklikten öğrenmek isteyenlere filmi seyretmelerini hararetle tavsiye ederim.

Hüseyin Caner AKKURT

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

1 yorum

  • Yorum Linki Halil MERT Çarşamba, 15 Nisan 2015 10:12 yazan Halil MERT

    K.O.Z
    Hakettiği rağbeti maalesef göremedi ve piyasada da yok.
    İzleyemedik ayrıca..,
    Buraya ayrıntılı bir şekilde taşıdığınız için çok teşekkür ederiz.
    Tabii güzel yorumları ile bize aktaran yazarımıza da.
    Saygı ve dua ile..

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...