Salı, 16 Ocak 2018 22:16

İkinci Fırat Kalkanı Harekâtı: Afrin’in Kurtarılması

Birinci Fırat Harekâtı başarı ile sonuçlanmış Arap âleminin kapısı olan El- Bab kurtarılmıştı. Şimdi sırada Afrin var. Öyle ki nasıl ki birincide DAEŞ’in işi bitirilmiştir. Şimdi ise sıra PKK’ya gelmiş olup daha fazla zaman kaybedilmemelidir.

Bundan 1,5 yıl önce “Suriye Savaşının Sonu: Afrin’in Kurtarılması” başlıklı bir makale yayınlamış bu bölgenin önemini dile getirmiştim. Sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrin operasyonu ile ilgili yaptığı konuşmada “Bir gece ansızın gelebiliriz” diyerek operasyonun sinyalini vermişti. Çok kısa bir zamanda Türk Ordusu yine Özgür Suriye Ordusu ile birlikte “Fırat Kalkanı” Harekâtının 2. Aşamasına geçerek DAEŞ’i nasıl bölgeden kovdu ise aynı şekilde PKK’yı da ortadan kaldıracağını bekliyoruz.

Suriye’de ABD, Türkiye’nin gayretlerinin aksine olarak PKK terör örgütünün ismini değiştirmiş ve bölgeyi kan gölüne çevirmek üzere gayret göstermeye devam ediyor. Kuzey Irak bölge insanına gerekli dersi vermiştir. Sıkışınca ABD’nin Barzani’yi hemencecik satışa getirmesini kimse unutmamıştır.

Eğer Afrin benim makaleyi yazdığım dönemde kurtarılabilseydi işler çok daha kolay olacaktı. Fakat yine de geç kalınmış değildir. Özellikle ABD’nin son çırpınışlarının PKK’nın ortadan kaldırılma sürecini etkilemeyeceğini düşünüyorum.

Nitekim Erdoğan’ın Afrin açıklaması sonrasında ABD’den de flaş açıklamalar gelmektedir. ABD-PKK Koalisyonu, Suriye’nin Türkiye ve Irak sınırlarında 30 bin kişilik yeni güç kurmaya çalıştığını sözcü Albay Thomas Veale ile açıklamıştır.

“Sınır Güvenlik Güçleri” adı altında kurulmaya çalışılan bu Şeytani plan ve PKK’yı kurtarma operasyonu; 2. Fırat Kalkanı Harekâtı ile durdurulacaktır. Türkiye biraz geç kalmış olsa da ABD’nin daha fazla geç kaldığını düşünüyorum.

Sonunda PKK teröristlerinin arkasına bakmadan kaçacağından kimse şüphe etmesin. Zira bu teröristler ne kadar yardım edilirse edilsin düzenli ordu kuracak kapasitede değildir. Sadece gerilla savaşı ile yani sinsi tuzaklar ile etkili olabilir. Bu açıdan bakıldığında gerilla savaşı yerine düzenli savaş yapmaya kalkan PKK’nın tamamen ortadan kaldırılması için fırsat doğmuştur da denilebilir.

Elbette bu iş kolay olmayacaktır. Fakat Rusya’nın desteği alındığı takdirde Türkiye’nin bu fırsatı kaçırmayacağından kimsenin şüphe duymaması gerekir. Kaldı ki bu konuda Rus askerlerinin Afrin’den çekilerek harekâta pasif destek verdiği unutulmamalıdır.

Bu açıdan bakıldığında Reuters ve The Defense Post sitesinde yayınlanan ve Türkiye’yi harekâttan vaz geçirmeye çalışan ABD çabaları, umarım başarılı olmaz. Çünkü ABD’nin borazanı olan ve daima arıza çıkarmış olan medya kuruluşları şimdiden hücuma geçmiş durumdadır.

Türkiye, Demokratik Suriye Güçleri (DSG) adı verilmeye çalışılan bu terör örgütüne asla prim vermemiş PYD/YPG’yi PKK’nin Suriye’deki kolu olarak görmüş ve buna göre hareket etmiştir. Bu konuda ABD’nin Ankara’daki Büyükelçilik Maslahatgüzarını bakanlığa çağıran Dışişleri, “ABD’nin sınırda YPG ile birlikte kuracağı orduya” dair itirazlarını ABD’li diplomata ileterek oynanmaya çalışılan sinsi oyunu bozma kararını zaten açıklamıştı.

Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalan, kararı “PYD-YPG’yi meşrulaştırmaya yönelik endişe verici adım olarak” tanımlayarak “Suriye Demokratik Güçleri ile birlikte Suriye Sınır Güvenlik Gücü’nün kurulması ve eğitimi amacıyla çalışıldığını” söylemiştir. “Amerika Birleşik Devletleri, ‘DEAŞ ile mücadele’ gerekçesiyle PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD-YPG’ye verdiği desteği sona erdireceği yerde bu terör örgütünü meşrulaştırmaya ve bölgede kalıcı hâle getirmeye yönelik endişe verici adımlar atmaktadır. Bu durumun kabul edilmesi kesinlikle mümkün değildir. Bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamalar çerçevesinde, adı ve şekli ne olursa olsun her türlü terör örgütüne karşı mücadelesini sınırları içinde ve dışında kararlılıkla sürdürecektir. Türkiye, ulusal çıkarları doğrultusunda güvenliğini sağlamak için gerekli tedbirleri almaya devam edecektir. Bu çerçevede meşru hedef olan terör örgütlerine karşı yeri, zamanı ve şekli Türkiye tarafından belirlenmek üzere her tür müdahale hakkı mahfuzdur.” Diyen Kalın, her şeyi olduğu gibi apaçık bir şekilde izah etmiştir.

Bu konudaki gelişmeleri harekâtın başlaması ile birlikte yeniden ele alacağız. Umarım 2. Fırat Kalkanı Harekâtı daha fazla gecikmez ve PKK terör örgütü bir daha ayakları üstüne dikilemeyecek şekilde yok edilir. Artık sahada konuşacak olan siyasetçiler değil imanlı bu Türk ordusudur. Katillere dünyayı dar etmek için çok az bir zaman kalmıştır, vesselam…

Dr.Vehbi KARA

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...