Salı, 30 Mayıs 2017 18:28

Yeni Türkiye Vizyonu ve Askeri Eğitim Müfredatı

Giriş

“Yeni Türkiye Vizyonu”, esasen içinde bulunduğumuz yüz yılda yeni bir medeniyet tahayyülü ve tasavvurumuzu inşa etmeyi niyetlenmiş olmanın diğer adıdır. Öyle ise ufkunda yeni bir medeniyet inşa etmek kaygısı bulunan “millî mefkûrenin” içinde “nasıl bir ordu?” sualinin doğru ve sağlıklı bir zeminde cevap bulması gerekmektedir.  

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine” geçiş süreci öncesinde, bir yandan uyum yasaları çıkarılırken bir yandan da ilgi alanımıza giren (TSK)’nın yeniden yapılandırılması ve dolaylı olarak askerî eğitim sisteminin de gözden geçirilmesi hususu öncelikli bir faaliyet olarak öngörülmelidir.

Millî Eğitim Bakanlığı nezdinde millî eğitim müfredatının gözden geçirilmesine yönelik faaliyetler ortalıkta dururken, askerî eğitim müfredatı çok mu “mükemmel” de ondan mı hiç konuşulmuyor, yazılmıyor sorusu zihinlerde uyanmaktadır.   

Askerî eğitim müfredatının olumsuz yanlarından başlıklar altında dahi olsa burada söz etmek başlı başına bir makaleye konu teşkil edeceğinden şimdilik şu kadarı ile yetinelim; maalesef müfredat olarak “ideolojik” bir o kadar da “dogmatik” zemine sahip diyebiliriz. Medeniyetler kurmuş bir milletin ordusunun eğitim müfredatı; manevî, ilmî, tarihî ve kültürel temeller üzerine kurgulanması gerekirken yazık ki bu temel değerlerden mahrum olan muhtevası bize göre dikkât çekici bir olumsuzluktur.     

Askerî Eğitim Müfredatı Darbeciliği Kutsamaktadır

Askerî eğitim sistemini şüphesiz ki “millî eğitim sistemimizden” ayrı düşünmek ve tutmak kabil değildir. Askerî eğitim sistemi de «milli» eğitim sistemi gibi aynı ideolojik ve dogmatik unsurların etkisiyle şekillenmiştir. Dolayısıyla askerî eğitim sisteminin, millî eğitim sisteminden biraz daha ileri düzeyde “laik cumhuriyet ideolojisini” kutsayan bir yaklaşımla hazırlandığı düşünülmektedir. Bu, öyle bir yaklaşım ki “darbeci”  zihniyet, tutum ve yapılanmaları ordunun “rutin ve temel vazifesi” gibi bir var oluş sebebi olarak kabul etmekte ve buna uygun bir askerî eğitim iklimini vâzetmektedir.

Bu önemli husus kamuoyunda zaman zaman “kısık sesli” de olsa dile getirilmektedir.([1]) Ancak Genel Kurmay Başkanlığının mûtadı olduğu üzere, “gerçeğin ne olduğu” derhal açıklanarak kamuoyunun aydınlatılması da bildik bir gelenektir.([2]) Bu iklim, ideolojik rejimin nimetlerini istismar eden başta sivil ve askerî bürokrasi mensupları olmak üzere, bu düzenden nemâlanan “sözde sivil toplum kuruluşları” ve diğer baskı grupları tarafından sürekli desteklenmektedir.

Millî ve Yerli Askerî Personel Yetiştirilmesi

Müesses bir faaliyet boyutunda her dâim canlı tutulan “darbeci zihniyet ve yapılanma” bilindiği üzere “cumhuriyeti korumak ve kollamak vazifesi”nin arkasında kendine hayat bulmaktaydı.([3]) Oysa esasen demokratik nizama kasteden bir yapılanmaydı. Şükür ki bu zafiyete sebep olan yapılanma bir nebzede olsa şimdilik feshedildi. Ne var ki kurumlaşmış darbeci zihniyet ve yapılanma TSK içinde, maalesef düne göre daha canlı, dipdiri ve adetâ fırsat kollamaktadır.     

İdeolojik askerî eğitim sürecinin çıktısı durumundaki şahsiyet tiplemeleri mercek altına alındığında; milletimizin manevî ve kültürel, moral değerlerinden yoksun, hattâ bu değerlere hasım nazarıyla bakan, ne yazık ki kendi medeniyet tarihinden bihaber, uzak bir karakter olarak öne çıkmaktadır. Kendi kültürel değerlerine “yabancılaşmış” başka kültürlerin “meftunesi” durumuna gelmiş ordu mensupları, günü geldiğinde kolayca “mankurtlaşacaktır”. Mankurt’laşmış kişiler ise yeri geldiğinde milletimize değil de bu milletin düşmanlarıyla kolayca işbirliğinde bulunarak ihanet etmekten çekinmeyecektir.

Dolayısıyla mevcut askerî eğitim müfredatı mutlak surette ideolojik ve dogmatik unsurlardan arındırılmalıdır. Böylelikle önümüzdeki çağın Türk Ordusunun eğitim sistemi, hakikaten “fikri hür, vicdanı hür” fertlerin yetişmesine elverir hâle getirilmelidir. Son on yıllık geçmiş zaman zarfında kamu yönetimi alanında elde edilen müktesebatın kalıcı hâle getirilmesini sağlayacak diğer destek tedbirlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Millî ve manevî değerlerimizle mücehhez askerî eğitim müfredatı sürecinden geçmiş bir ordu; demokratik düzenimizin tahkim edilmesinin ve millî iradenin dâimi kılınmasının temel şartlarından birisi olarak değerlendirilmektedir.

Askerî Eğitim Kurumlarının Yeniden Yapılandırılması

Askerî öğrencilerin, yakın tarihimizde tertiplenen meş’ûm darbe teşebbüslerinde kolayca istismar edilmesi, mevcut askerî eğitim sisteminin bildik olumsuzluklarından birisiydi. Kaldı ki yine 15 Temmuz hain FETÖ darbe teşebbüsünde başta harp akademileri kursiyer subayları, mâsum harp okulu ve askeri lise öğrencileri, darbeciler tarafından suîistimal edilmişlerdir. Askerî eğitim kurumlarının millî savunma hizmetleri organizasyonu içinde yer alması elbette bu olumsuzluğa çanak tutuyordu. Dolayısıyla 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü püskürtüldükten hemen sonra, harp akademilerinin, harp okulları ve askeri liselerin tasfiye edilmiş olması yerinde bir tedbir olmuştur.

“Arkaik, nostaljik” askerî eğitim kurumları mesabesinde görülen ve askerî orta öğretim kurumları mahiyetindeki askerî lise ve astsubay hazırlama okullarının tamamen tasfiye edilmiş olması yerinde, tevile muhtaç olmayan bir uygulamadır. Bu sebeple askerî eğitim sistemi içinde yer alan, acemi er eğitim merkezlerinden başlamak üzere, subay ve astsubay sınıf okulları, kurmay subay eğitimine kadar bütün düzeylerde, Yeni Türkiye’nin konumuna göre yeniden ele alınıp değerlendirilmesinde büyük fayda umulmaktadır.

 Askerî Eğitimin Özelleştirilmesi ve Kurumlaştırılması

Öncelikle ülkemizin ve İslâm Dünyasının ihtiyaç ve menfaatlerini, güncel askerî güç kullanım yöntemlerini de dikkâte alacak olursak, millî eğitim hizmeti özelleşiyor da askerî eğitim niçin özelleşmesin?.. Diğer devletlerde “Savunma Sanayi Hizmet Sektörü” diye kanlı canlı bir sektörün varlığı bilinirken bizim ülkemiz ekonomisinde de niçin böyle bir sektör gelişmesin?.. Diğer küresel güçlerin uyguladığı yöntem gibi ülkemizde, yurt dışı askerî vazife ve operasyonlarda profesyonel “özel askerî güç” kullansa nasıl olur?..      

Devletlerarası (küresel) ihtilaflara yönelik operasyonlarda batılı emperyalist ülkeler günümüzde, resmî ordu gücünü kullanmak yerine, “Blackwater” gibi “özel askerî gücü” figüran unsur olarak kullanmayı tercih etmektedir.(4) Öte yandan adı konulmamış, ancak öncekilere göre “âlem-i islâm” coğrafyası üzerinde çok daha yıkıcı etkilerde bulunan “asimetrik terör” bahanesiyle istihdam edilen “özel ordular” vasıtasıyla maşa var iken el yakmamak daha akılcı bir tutum olarak benimsenmektedir.(5) Emperyalist ülkelerde askerî güç kullanımında gidişat bu istikamette gelişirken, millî menfaatlerimizin korunması noktasında, ülkemizde özel ordunun eğitilmesi ve teşkil edilmesi ihtiyacı gündeme gelmiştir.  

Sonuç

Mevcut tablo bütünüyle göz önüne alındığında, askerî eğitim sistemimizin günümüz şartlarında daha etkin ve işlevsel olması bakımından, gerek müfredatının ve gerekse kurumsal yapısının etraflıca ele alınıp güncellenmesi maksadıyla konuşulması ve tartışılmasına ihtiyaç vardır.

Milletimizin demokratik düzen arayışında, oldum olası demokratik düzen talebine muhalif, millî irade karşısında ise isyankâr bir duruş sergileyen, bu maksatla bir şekilde fırsatını bulan yâda kollayan bir ordu yapılanmasının Yeni Türkiye Vizyonunda yeri olamayacağı açıktır.

Ülkemizdeki askerî eğitim, mevzuatımıza göre sadece TSK’nın bünyesinde plânlanıp icra edilen ve müfredatı da tamamen TSK tarafından belirlenen bir eğitim alanıdır. Devlet organlarının yeniden yapılandırılacağı önümüzdeki süreçte; “Yeni Türkiye Vizyonumuz ve 2023 Hedeflerimiz” mevcut askerî eğitim sisteminin gerek müfredat ve gerekse kurumsal nitelikler itibariyle yeniden gözden geçirilmesini lüzumlu kılmaktadır. Bu itibarla önümüzdeki süreçte ASDER-ASSAM’ın patronajında ve Millî Savunma Üniversitesi gibi kurumlarla işbirliği yapılarak, “1. Askerî Eğitim Şûrası” tertiplemek oldukça yerinde bir hizmet olacaktır.

Ahmet AK

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...