Pazar, 09 Nisan 2017 17:33

Tehdit Algılamaları ve Ordumuzun Yeniden Konuşlandırılması

Çevremizde neler oluyor?

Anlayabilen var mı?

Aslında işin özeti ne biliyor musunuz? Vaktiyle çocukları sünnet ederken dikkatini dağıtmak için “Sıçana (fare) bak!” derlermiş. Çocuk sıçan nerede ararken sünnet edilirmiş.

Suriye, kimyasal silahları teslim etmedi. Rusya ile birlikte halka gaz attı. Çocuklar öldü. ABD sözde karşılık olarak haberli Rus ve Suriye uçaklarının bulunduğu havaüssünü vurdu. Dünya bir şeyler oluyor zannededursun, vurulan havaüssünden iki gün sonra yine Suriye uçakları kalktı.

ABD ve Rusya, Suriye’nin Kürt Bölgesi olarak planladıkları bölge hariç geri kalanında hemfikir. Bölünmüş bir Suriye başta petrol kartellerinin merkezi İngiltere, ABD, Rusya, İran ve İsrail olmak üzere yani, Osmanlı’nın mirası üzerindeki ülke ve halklar hariç herkesin işine gelmektedir. Irak, Libya.. S. Arabistan… Yemen… Türkiye…. Bölünsün ki, bir araya gelemesinler. Bölünsün ki, birbirine düşman olsunlar. Bölünsün ki, yok olsunlar…

Türkiye ve bölge ülkeleri Emperyal Batı’nın, ABD ve Rusya’nın ne yaptığına ya da yapacağına bakmak, ona göre vaziyet almak değil, kendileri ne yapacaklarına karar vermelidirler.

Türkiye bölgenin en büyük ülkesidir. Türk Silahlı Kuvvetleri dünyada her zaman ilk onu içindedir. Dolayısı ile, Türkiye kendi planını uygulamalıdır.

Fırat Kalkanı Operasyonu ile oluşturduğumuz fiili durum, ABD’nin kantonları birleştirip, Türkiye’yi kuşatma planını akamete uğrattı. Şimdi, operasyonun bittiğini duyurduk. Peki, şimdi sırada ne var?

Malum Rusya da, rejim kuvvetleri ile Afrin bölgesine girdi. PKK/PYD bayraklarının yanına bir de Rus Bayrağı kondu. Neresi burası? Hatay Sınırımız.. Buranın malum Münbiç ile irtibatı yok. Kuzey Suriye’de Rusya da olmak istiyor.

Irak ayrı bir kaos alanı. Burada da askeri üslerimiz var. Düşmanlarımızın oyunlarını bozan üs bölgelerimiz. Ayrıca bu üslerde eğittiğimiz Irak Vatandaşı Türkmenler, Kürtler ve Araplar var. bu unsurların yarın kimin yanında yer alacağını zaman gösterecek.

Aslında, İngiltere başta olmak üzere Batı da Rusya’da politik bunalımda.

Düşünün, İngiltere’yi yine bölünme referandumu bekliyor. Kraliçe ortalıkta görünmüyor uzun zamandır. Kraliçe’nin zamansız ölümü kamuoyundan saklanıyor olmasın. AB parçalanıyor. ABD’nde sermaye çevreleri de bölünmüş durumda. Almanya, ABD ve müttefiklerle bir askeri harekâta katılmayacağını açıkladı. İran Batı ile ekonomik yakınlık kurmaya çalışırken, Rusya ile de askeri ortaklıklar geliştirme çabasında. Özellikle de Suriye’de.

Rusya’da Putin bir yandan Müslüman halka ki çoğu Türk, baskılarını artırırken diğer yandan halkı kendi yaptırdığı sansasyonel bombalama olayları ile sözde İslamcı teröre karşı yanına çekmeye çalışmaktadır. Rusya’da sistem her gün kötüye gitmekte, halk üzerindeki baskı artmaktadır.

Türkiye bölgede ne yapacak? Ne yapmalı!

Türkiye kendi politikalarını uygulamalıdır.

Öncelikle, TSK, yani Ordumuz 2. Dünya Savaşı’ndan sonra NATO’nun SSCB ve Varşova Paktı’na karşı planlamalarına uygun olarak tertiplenip konuşlanmıştı. Oysa ülkemiz tehdit değerlendirmesini yeniden yapmalıdır. NATO bizim açımızdan önemini yitirmiştir. NATO Ülkeleri ile askeri ve politik olarak sorun yaşamaktayız. Tehdit değerlendirmesi yeniden yapıldığında, Batı’da özellikle de Trakya Bölgesindeki birliklerin, yeni tehdit değerlendirmesine uygun olarak konuşlanması gerekir. 15 Temmuz İhanet Süreci ile başlatılan birliklerin yer değişikliği bir planlama ile devam etmelidir. Bu manada başlatılacak çalışmalar dost görünenlere de düşmanlarımıza da ciddiyetimizi gösterecektir.

Özetle, ordumuzun kuruluşları en üst seviyeden en aşağıdaki birliklerine kadar yeniden yapılmalıdır. Kışlalar, birliklerin yerleri yeniden planlanmalıdır. Birçoğu şehir içinde kalmış kışlalar, eğitim ve atış alanlarının zaten yenilenmeye ihtiyacı vardır. Tatbikat alanları aynı şekilde. Ordumuzun teçhizat ve silahlarının modernleştirilmesi ve millileştirilmesi kadar önemlidir tertiplenme ve konuşlanma. Konuşlanacağı bölgelere ekonomik canlılık, algıda değişiklik ve sosyal hayatta da farklılıklar olacaktır. Dolayısı ile Ordumuzun personel politikasının sosyal hayata yansıması o kadar önemli ki!..

Sınır ötesine, Irak ve Suriye’ye gelince; Türkiye’nin elinde dört tane kartı var. Birincisi Tarihi bağlar, ikincisi İslam Kardeşliği, üçüncüsü bölgedeki Türkler ve son olarak Bölgedeki ezeli Haçlı Düşmanlığı.. Türkiye bu kartları çok iyi ve planlı kullanmalıdır. Bu kartlar için ne tek başına TSK, ne de başka bir kurum yetmez. İçinde TSK’nin Özel Kuvvetleri başta olmak üzere, Diyanet, MİT, Dışişleri vb. olmalıdır.

Irak’ta ise, Türkiye, Farisi Şiası ile Osmanlı Şiası’nı birbirinden ayıramazsa sosyal olarak, tarihi olarak bölgeyi doğru analiz edemez ve kötü sonuçlar alırız. İran’da Farisiler ile Türkleri ve Kürtleri ayrı analiz edemezsek, bölgeyi geleneksel Pers Politikalarının kucağına bırakırız. Daha da kötüsü, Türkistan ve Afganistan’a ulaşmakta bölge engel halini alır.

Askeri harekâta gelince;

Öncelikli hedef, Afrin ve Münbiç’tir. PYD bölgesinde, daha önce ABD’ye verdiği sözde hatırlatılarak Fırat’ın doğusu temizlenmelidir. Sonraki hedef Sincar olmalıdır. Buraya ulaşan Türk Ordusu, Telafer şehrine de ulaşmış olacaktır. Rakka’ya yapılacak bir askeri harekâtta PYD olmamalıdır. Bunun için ÖSO ve bölgedeki PYD karşıtı aşiretler bir araya getirilip güçlendirilmelidir. Gerekirse silahlandırılmalı ve halk eylemleri yapmaya yönlendirilmelidir. Özellikle de PYD’nin kontrol etmeye çalıştığı yerleşkelerde çıkacak halk hareketleri çok önemlidir. Bu arada Kerkük’te Barzani’nin bayrak oldubittisi karşılıksız bırakılmamalıdır.  

Genel Kurmay Başkanı ve Komutanların bölge insanını ziyareti çok olumlu etkiler bırakmıştır. Devletin Milletle kucaklaşması, toplumsal barış, devlete ve ordumuza duyulan güven ve itimat artacaktır.

Ey Büyük Milletim..

Ey Ümmetin ve Dünya Mazlumlarının ümidi insanım… Anadolu kalesinin fedakar nöbetçileri.. Türkler, Kürtler, Çerkezler, Arnavutlar, Boşnaklar, Araplar, Gürcüler, vd. Sizin Anadolu’daki birliğiniz ve beraberliğiniz aslında ilk ve en güçlü tedbirdir. Siz bir araya gelirseniz düşmanlarınız çekinecek, dostlarınızın güveni artacaktır. Birliğiniz tüm çevre coğrafyaya ve soydaşlarınıza, dindaşlarınıza sirayet edecektir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çok önemlidir. Referandumun sonuçları da çok önemlidir. Şu an itibari ile, % 57-59 aralığı ile “EVET” çıkacaktır. Ancak düşmanlarımızı ve içimizdeki ihaneti sarsacak psikolojik eşik en az % 65-67 aralığıdır. Dolayısı ile bu son hafta daha çok çalışılmalıdır.

Hürmetle Ey Güzel Milletim….  

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Bu kategoriden diğerleri: « Dünya Beşden Büyüktür Derin Millet »

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...