Yine bir terör saldırısı ve 38 şehidimiz...
Yine canımız yanıyor, yine Milletçe ayaktayız ve yine teröre lanet ediyoruz...
Bitmeyecek mi, bu rezil, aşağılık, adi katliamlar? Bitmeyecek mi bu elem, hüzün ve acılar?
İnsanlıktan çıkmış sefil yaratıklar daha ne kadar kan içmeye devam edecek?
Kanaatimce kısa vadede bitecek gibi görünmüyor. Çünkü; Türkiye yörüngesinden çıktı. Çünkü Türkiye artık kendi kararlarını kendisi almaya başladı. Çünkü Türkiye güçleniyor. Batı gerilemeye yüz tutmuşken, Osmanlının torunları, toparlanmaya başladı. Üzerindeki gaflet tozlarını silkeleyip, ataletten sıyrılmaya, kıpırdanmaya başladı. İslam dünyasına örnek ve hatta önder olmaya başladı. Bu kabul edilebilir mi?
"Dünya beşten büyüktür" dedi. Bunu kim diyebilmişti, bu güne kadar? Bu sözü söylemek o kadar kolay mıydı?
Avrupa Birliğine rest çekti. Olur mu böyle bir şey? Kapı önünde sittin sene avuç ovuşturarak beklemek gerekiyordu.
Orta doğuda büyük abinin senaryolarını uygulamak yerine, kendisi senaryolar yazmaya ve de uygulamaya başladı. Olur mu hiç? Senin neyine kendi kendine güvenli bölge oluşturmak?
Bir de yeni sistem tartışmaları, iki siyasi parti anlaşıp, Başkanlık sistemine geçmeye çalışmak.
Gittikçe güçlenen ve artık bir daha kontrol edilemez hale gelecek olan bir Türkiye hangi batılı dostlarımız(!) tarafından kabul edilebilir ki?
Olmaz... Böyle bir Türkiye'de terör tabii ki durmaz, tabii ki bitmez!
Ama onların planı varsa elbette Allah'ın da planı var. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, nasıl Türkiye'nin ilerlemesinin, büyümesinin, güçlenmesinin önünü kesemiyorlar ve de kesemeyeceklerse, aynı şekilde terörün bir gün bitirilebileceğini de engelleyemeyecekler.
Nasıl; Amerika çukur siyaseti ve savaşında yenildiyse, Fırat Kalkanı harekatının operasyonununda yenildiyse, darbe ve ekonomik hamlelerinde yenildiyse, iflas eden Obama politiklarını değiştirmek üzere Cumhuriyetçileri getirdiyse, terörist taşeronlarını kullanma politikalarını da değiştirmek zorunda kalacaktır. Fakat biraz zaman alabilir.
Lakin dış mihrakların ne yaptığı ve neler yapacağı Millet olarak bizi çok ilgilendirmemeli diye düşünüyorum. Bu görev Dışişleri ve dış istihbaratın görevidir. Onlar takibini en güzel şekilde yapacaklardır.
Halk olarak bize düşen görev ise; acilen birlik olmalıyız! Teröre karşı, tek yürek, tek ses olmalıyız. En önemlisi de ciddi ve kararlı olmalıyız.
FETÖ darbesine karşı 15 Temmuzda verdiğimiz mücadelede olduğu gibi birlik olmalıyız.
İstisnasız bütün siyasi partilerin yönetici kadrolarının siyasi kıskançlık, rekabet ve çekişmeyi bırakıp, ciddiyetle terör destekçileriyle mücadele etmeleri gerekiyor. Partilerin tabanlarında hangi inanç ve kimlikte olursa olsun teröre ve teröriste karşı bu nefret ve mücadele azmi vardır. Ancak yöneticilerin hepsinde aynı samimiyeti göremiyoruz. İşin en önemli boyutu budur. Bütün siyasi parti yöneticileri tabanlarını oluşturan halk gibi mecliste birlik olup, teröre ve teröristlere karşı tavizsiz, tek ses olmalılar. Kararlılıkla mücadele etmeliler.
Teröristleri ve meclisteki uzantılarının ellerindeki ve dillerindeki malzemeleri söküp almalılar, Bu da Doğu ve Güney Doğu bölgelerimizde yapılacak siyasi, sosyal ve ekonomik reformlarla olacaktır.
Sonra da teröristlere ve uzantılarına zerre kadar taviz verilmeden, en şiddetli tedbirlerle hepsinin yok edilmeleri gerekmektedir. Güneydoğu vilayetlerimize karabasan gibi çöken PKK/HDP illetinden vatandaşlarımız bir an önce kurtarılmalıdır. Orada gerçek güvenlik tam anlamıyla temin edilmelidir.
Yapılacak iş çok, ancak zannımca en acil olanlar bunlar, en önemlisi de biz bütün halk teröre, teröriste ve destekçisine karşı amasız, mamasız yürekten birleşebilirsek, inanıyorum ki, bu terör o zaman biter.
Allahualem.
