Toplantı bittikten sonra Mustafa ağabey beni ve Mehmet Kanmaz kardeşimizi Dudullu'ya bıraktı. Ben 22:30 da Ankara'ya hareket ettim. Otobüste İstanbul ve Ankara'da olağanüstü olaylar olduğunu ve ilerleyen saatlerde Vatan hainlerince darbe teşebbüsü olduğu ortaya çıktı.

Sabah 05:00de AŞTİ ye geldim. Bir simit aldım ve Vatan hainlerine karşı koyan halkımıza katılmak için yürüyerek Beştepeye gittim. Yaklaştığımda yoğun silah sesleri geliyordu. Beştepe mahallesindeki karakolun yanına geldiğimde silahlı polisler durdurdu ve çatışma olduğu için gitmeme izin vermediler.

Oradan Emek metrosuna yürüdüm ve Kızılaya gittim. Metro bana tahsis edilmiş gibiydi, ortalıkda kimseler yoktu.

 Önce Kızılaya oradan da Genelkurmayın önüne gittim. Birçok şehit ve gazi vermiş Kahraman Millet evlatları nöbetlerinin başındaydı. Ortalık savaş alanı gibiydi. Mevcut durum ve gelişmeleri ve fotoğrafları Başkanımız Prof. Dr. Nevzat Tarhan Hocamla paylaştım.

Ailecek Kızılay meydanına gitmeye devam ediyoruz.

18 Temmuz 2016 Pazartesi günü 28 Şubat Platformu sözcüsü sıfatıyla ASDER olarak Ankara Adliyesi Önünde basın açıklaması yaptık. Darbe ve hain darbecilerin Askeri Ceza Kanunu'nun 20. maddesine göre cezalandırılmasını talep ettik.

28 Şubat Davasının mahkeme başkanı hain darbe ertesi nümayiş olur korkusuyla olsa gerek biz müşteki ve müdahillere çok sert davrandı, hiç söz vermedi, söz isteyen bir arkadaşımızı dışarı çıkardı. Mahkeme başkanının tutumuna karşı sesimizi çıkarmak, basın bildirisi yapmak ve en azından sanıklara müsamaha şeklindeki bu tutumların darbeci vatan hainlerine cesaret verdiğini ve 15 temmuz'un gerçekleştiğini ve böyle yargılamalar olursa yeni 15 Temmuzların her zaman olabileceğini her platformda dile getirmemiz lazım. Öyleki Cuntacıların avukatları utanmadan davanın bitirilmesini,sanıkların beraatından sonra davacı ve müştekilerden hesap sorulacağını ifade etmekteler. 

  Selam ve saygılar.

  Hasan Hüseyin ULUDAĞ (Ankara Şube Başkanı)