Çarşamba, 27 Temmuz 2016 13:02

Şehit Albay'ın Kızından Babasına Mektup

DEVLETİ VE MİLLETİ UĞRUNA GÖZÜNÜ KIRPMADAN ŞEHİT OLAN P. KURMAY ALBAY SAİT ERTÜRK'ün KIZININ KALEMİNDEN Darbe girişimine karşı duran KAHRAMAN TÜRK ASKERİNİN HİKAYESİ

Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk. İki kızını babasız, yirmi yıllık eşini dul bırakmak pahasına vatanı için kendi hayatını feda etti ve 66'ncı Zırhlı Tugay'ının darbeye katılmasını engelledi.

O, 3'üncü Kolordu Komutanlığı'nda görevli bir subaydı. Darbe girişimi sırasında bir yıl önce Komutan Yardımcısı olarak görev yaptığı 66'ıncı Zırhlı Tugay Komutanlığı personelinin de kalkışmaya katılmak üzere hazırlık yaptığını haber aldı. Birliğin kurmay başkanının yardım talebi üzerine, darbeye engel olmak için kolordudan araç isteyerek yola çıktı.

Aracı yolda polisler tarafından engellendi ve yoluna devam edemedi. Bunun üzerine valiliğe haber verdi. Valiliğin gönderdiği bir polis aracıyla yola devam etti.

Sait Albay, birliğe gider gitmez derhal askerleri bir araya topladı. Uzun ve etkili bir konuşmayla askeri personeli yatıştırdı, komutayı ele aldı. 66'ıncı Zırhlı Tugayın darbeye katılmasına engel oldu.

Sait Albay konuşma yaptığı sırada birliğe bir helikopter indi. İçinden inen yüzü maskeli darbeci askerler Kurmay Albay Sait Ertürk'e ateş açtı. Sait Albay, yanındaki kurmay albay ve iki polis ile ilk ateşten kurtuldu. Silahlarını çekerek çatışmaya başladı.

Bunun üzerine helikopter yeniden havalandı. Havalanırken de üzerindeki makineli tüfek ile Sait Albay ve yanındakilere ateş açtı. Açılan ateşte iki polis memuru ve Kurmay Albay Sait Ertürk şehit oldu. Diğer Albay ise ağır yaralandı.

Sait Albay'ın çabası sonucu 66'ncı Zırhlı Tugay Komutanlığı darbecilerin eline geçmedi. Zira bu tugayın gücü İstanbul'u yok edecek büyüklükte...

İddiaya göre Sait Albay'ı şehit eden helikoptere ateş emrini veren halen yakalanamayan Tugay Komutanı Tuğgeneral Nail Yiğit'ti. Sait Albay'a ateş açan helikopterin ise Yunanistana iniş yapan helikopterdi.

Kahraman Albayın kızı, babasının ardından bir mektup yazdı.

Mektup;

Iki gün önce babamı aldılar benden. Benden, 8 yaşındaki mis kokulu kardeşimden, biricik aşkı Ceylan'ından, doğurup büyüten, gözünün yaşına kıyamayan anneciğinden, benden kardeşimden farklı görmediği kardeşinden, dostlarından, kardeşlerinden, sevdiklerinden. Gece telefonda konuşmuştum babacığımla. Bana hiçbir şey paylaşma beğenme sosyal medyada ortalık karışık yanlış anlaşılmaya izin verme dedi. Başına gelmişti çünkü. Kaç yıldır o şerefsiz itlerin oyunlarıyla, kumpaslarıyla, ayağını kaydırmaya çalışanlarla uğraştı dün son yolculuğunda da yalnız bırakmayan bir sürü silah arkadaşı gibi. Ama sonra bir daha konuştuk. Tek tek o vatan hainlerinin, o şerefsizlerin, beddualarımın teker teker ulaşacağına emin olduğum o itlerin isimlerini saydı. Bana onların isimlerini bıraktı hissetmiş gibi. Anneme de söyledi. Ikimiz de çok şaşırdık ateş püskürüyor ilk defa açık açık konuştu diye. Kimseyi zan altında bırakmazdı çünkü benim babam. Bu şerefsizlere dur demek gerekiyor, sabaha durulur ortalık toplarız biz onları dedi. Baba evde dur gitme dedim. Tamam evdeyim dedi. Ama durur mu benim yürekli babam. Araç istemiş göndermemişler, gitmeyin ortalık karışık demişler. Gitmek zorunda değilken aramış valilikten araç istemiş. Anneme sağolsun valilik araç yolladı polis arkadaşlarla birlikte işe gidiyorum demiş. İşten kastı çalıştığı yer değilmiş. Herkesi kendi gibi şerefli, onurlu sanan babam eski çalıştığı, ayaklanan 66. Tugay'a gitmiş. Onlar beni dinlerler, severler demiş. Engellemeye çalışmış emir astsubayı, gitmeyin, yollamam komutanım çatışma olabilir demiş. İnmiş arabadan doğru yolda olmadıklarını söyleyip size emrediyorum demiş. O orda ne kadar yürekliyse, bi o kadar kendini bi bok zanneden şerefsiz vatan hainleri ateş açmışlar. Hiç durur mu benim babam? Siper etmiş kendini iki kişi için. Onlar ölmesin, onlar vurulmasın diye kendini siper etmiş kahramanım, şehitim benim.

Dün son kez gördüm onu. Dedelerimi verdim toprağa ama hiç ölen insan görmemiştim. Hiç şehit görmemiştim. 32 diş gülümsüyordu inanamadım.

Canımın en içi, biriciğim, vatanı için yıllarca çalışan dürüst, vicdanlı, akıllı kahramanım cenneti gördüğü için 32 diş gülüyordu. Son kez dokundum babama. Yüzüne karşı dolu dolu babam dedim. Beni duyduğunu biliyorum. Beni cennetten de görebildiğini, sevebildiğini, özlediğini biliyorum babam benim. Küçük kuzun, aşkın, anneciğin, kardeşin, kardeşlerin, Eylül'ün, Bartuş'un bana, ben onlara emanetim. Biliyorum gözün zaten arkada değil çünkü çok güvendiğin, çok sevdiğin insanlar bıraktın arkanda. Hep yanımızda olduğunu hissettir bize olur mu? Koruyucumdun benim, şimdi de koruyucu meleğim oldun biliyorum ben. Ağladığımızı görünce üzülme babacım. Özlediğimiz için. O kitaplarını altını çize çize okumanı, ilk 3-4 harfini yazıp gerisini hafif karaladığın yazını, sana alışveriş yaparken bize çok güvenmeni, bana bol gelse de şimdi benim kolumda olan saatini,takınca daha da havalı olduğun masada bıraktığın güneş gözlüğünü, bi bacağını altına koyup diğerini uzatarak elinde kumanda oturmanı,Isveç diyetlerini, o küçültmek istediğin göbeğini, her akşam çıktığın yürüyüşlerini, birlikte izlediklerimizi, konuştuklarımızı, planlarımızı, tavsiyelerini, isteklerini, bize olan sonsuz saygını ve özlediğimiz için. Yine sana anlatıcam okulda olanları, her akşam yine karşımda sen oturuyormuş gibi yiyeceğim yemeklerimi, kışın sahlep yapıp seninkini anneme içiricem, yazın dondurma koyucam akşamları, ama bak soğuk sade sodanı her akşam içicem. Anneme, Irem'e sarılıcam kapıyı açınca senin sarıldığın gibi. Annemi saçlarından öpücem. Seni çok özlüyorum, daha da çok özlicem. Seni çok seviyorum, hep sevicem.

Son Düzenlenme Cuma, 02 Eylül 2016 10:32
ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...