Cuma, 26 Şubat 2016 11:34

ÜMMETİN UYANMA VAKTİDİR GEÇ OLMADAN

İslami kesimin kalemlerinden bilinen bazı isimler, Türkiye’nin dış politikasını yerden yere vuran görüşler serdetmeye başladılar. Eminim ki böyle düşünen ama konuşmayanların oranı konuşanlardan kat kat daha fazla. Daha ilerisini söyleyelim. Ak Parti milletvekilleri arasında da böyle düşünen ama yüksek sesle konuşmayanlar var.

 

Böyle düşünüp-konuşmalarının arka planı birazcık kurcalandığında bunların kabaca iki grupta toplandığını görürsünüz. İlk grup, Türkiye’nin ABD-NATO-BATI ekseninden (güdümünden) uzaklaşmasından varoluşsal bir rahatsızlık duyan ve ülkeyi ABD-AB çizgisinde tutma misyonunu, gönüllü veya ücretli olarak sürdürenler.

İkinci grup ise Müslüman-dindar aydın edasıyla boy gösteren, ama marazi, kompleksli, kendini karşı tarafa kabul ettirme arayışı ile yaranmaya çalışan, özgüveni eksik ancak bunun farkında olmayan, olayları yanlış veya yarım algılayan yarım aydınlar.. Bu son grup ilkine göre daha zararlı..

 

Mesela ilk grup içinde “Ümmet 'Kızıl Elma'sının çöküşü” başlığıyla olayları gerçekçi olarak analiz etmek yerine vehimlerini ve temennilerini yazanlar var. Ama bunları artık toplum net olarak tanıdığı ve belli bir yere oturttuğu için etkileri ve itibarları kalmadı. Lakin taşıdıkları misyon veya cibilliyetlerinin gereği olarak vazifelerini yapıyorlar..

Dillerine pelesenk ettikleri şeylerden biri “Hani tek parti iktidarı olursa istikrar gelecekti, her gün şu kadar şehit geliyor,” “Bu hükümet baskı yapıyor, mahallelerde sokağa çıkma yasağı uyguluyor, ülkeyi savaşa sürüklüyor” hikayeleri..

 

Hükümet, ülkeyi Ortadoğu bataklığına sürüklüyor yaygarası.. Takılmış plak gibi sürekli bunu tekrarlayan güruh, kendilerini akıllı, milleti de ahmak zannediyor.. Milletin, “Tamam da kardeşim bu bataklık dediğiniz Ortadoğu’da dünyanın öbür ucundan gelen ABD’nin ne işi var, Fransa’nın, Almanya’nın, İtalya’nın, İspanya’nın, Rusya’nın.. Dahası 65-70 yabancı devleti ne işi var” sorusuna cevap vermiyorlar..

 

Suriye savaşında son 5 yılda, diğer askerler hariç İran’ın tam 25 generali öldürüldü. Son 4 ayda Rusya’nı 6 üst düzey generali öldürüldü. Bu devletler Suriye’ye ne için gelmiş olabilirler..! Bunlar, kendi topraklarında değil ülkelerinden binlerce km uzaktaki başka ülkelerde savaşıyor ve kayıp veriyorlar..

 

İşgalci devletlerin maşası olarak kendini kullandırtan, ülkemizi toplumsal ve coğrafi olarak bölmeye çalışan PKK terör örgütünün tasfiyesi için başlatılan süreçte 23 Temmuz 2015’ten bu yana belki de içeride ve dışarıda 6-7 bin terörist temizlenmiştir. Tabi bunun bir de bedeli var. 300 civarında vatan evladı da şehit olarak toprağa düştü. Mekanları Cennet olsun. Allah ailelerine sabır ve metanet versin.. Elbette zor bir imtihan. Ama unutmayalım ki ülkelerin güvenlik güçleri, içerde huzur ve asayişin sağlanması ve sınırların korunması için vardır. O kurumların misyonu budur.

 

“300 şehit verdirdiniz” diye her gün manşetlerden şehitlerin çetelesini yayınlayan provokatörlere soruyoruz. Şunlara cevap versinler..

 

ABD yönetimi, 11 Eylül 2001 saldırılarını bahane edip dünyanın diğer ucunda, ABD’ye binlerce km uzaktaki Afganistan'ı işgal etti. Güya küresel teröre karşı mücadele ediyordu. Afganistan savaşında ABD’nin 300-500 değil, 17 bin askeri öldürüldü, bu savaşa 2 trilyon dolar harcadılar... 29 bin ABD askeri hala hastanelerde sakat veya psikolojik tedavi görüyor. Savaş sendromu yaşıyorlar.

 

ABD, Afganistan’ın arkasından 2003 yılında Irak’a da girdi.. Burası da ikinci Afganistan oldu. Iraklılar da 9 bin ABD askerini öldürdüler, 34 bin ABD askerini sakatladılar.. ABD'nin Irak’taki maddi kayıpları Afganistan'dan kat kat daha fazla oldu. ABD bu iki savaşta sadece askerlerini ve parasını kaybetmedi.“Yenilmez” gibi görünen imajını kaybetti. Dünyadaki itibarını kaybetti. Şimdi ABD, askerlerini ülkeden dışarı çıkaramıyor.. Suriye’ye kara ordusu göndermeye cesaret edemiyorlar. İkinci bir Afganistan veya Irak sendromundan ödleri kopuyor.

2001 yılında  eğer bir-iki yerde küresel terör tehdidi var idiyse ABD ve Batı’nın büyük bir koalisyonla 15 yıl süren “mücadelesinden(!)” sonra şimdi en az on yerde küresel terör tehlikesi var. İşte bizdeki Batı hayranlarının düşünmesi gereken tablo…

 

“NATO’dan çıkalım. NATO bizi korumuyor, aksine gizlice ve örtülü olarak bize karşı savaşıyor”dediğimizde bizleri maceracı olarak görüp, NATO’dan çıkarsak bizi kim koruyacak diye altına kaçıranlara minik bir hatırlatma. Lüksemburg Dışişler Bakanı dürüst adammış. Kitabın ortasından konuştu.“Türkiye, NATO’ya güvenerek Rusya ile savaşmasın. NATO, Türkiye için savaşmaz” deyiverdi birkaç gün önce. Sivri Rus politikacı Jirnovski de aynısını tekrarladı.

 

İkisi de zaten doğru söylüyor. Niye bizim için savaşsınlar ki? Türkiye’yi dışarı çıkardığınızda NATO’nun aslında bir Haçlı ordusu olduğu gerçeğini daha net görürsünüz. 1952’de Türkiye, belki de NATO’nun bir Haçlı ordusu olduğu gerçeğini kamufle etmek için alınmıştı zaten.

 

Son soru: Bazılarının, “güçlüden yana olalım” diyemedikleri için “reelpolitik” dedikleri, Allah'tan daha çok onlardan korktukları, neredeyse “tapınacakları” Batı'nın gücünü görmek istiyor musunuz?

 

Eğer görmek istiyorsanız Suriye’ye dikkatli bakın.. 65-70 ülkenin ordusu koalisyon kurdu 2 senedir“IŞİD’le savaşıyor.” Savaştıkları IŞİD, bugün Suriye’nin % 40’ını, Irak’ın da % 30’unu elinde tutmaya devam ediyor. 10 sene önce kurulmuş bir örgütü 65 devletin ordusuyla yenemeyen Haçlı devletleri, Türkiye ile savaşmayı göze alabilir mi? Bunlar erkekçe savaşmayı asla göze alamazlar. Kalleşçe savaşırlar. Ama unutmayın ki biz sesimizi çıkarmasak da bizimle kalleşçe zaten savaşıyorlar.

 

Sizce PKK-YPG, Paralel, DHKP-C nedir? Batı'nın bize karşı yürüttüğü kalleşçe savaşın vekalet orduları değil mi? Buna sessiz ve tepkisiz mi kalalım. Böyle bir savaş karşısında dahi onurunu savunamayanlar, ne zaman savunabilirler?

 

İkide bir Sevr hatırlatması yaparak Osmanlı padişahının Sevr’i kabul ederek ihanet ettiği iftirasını atanlar, aslında bugün en az Sevr kadar teslimiyetçi ve tehlikeli bir ihanete çanak tutuyorlar.

Artık ümmetin uyanma vaktidir. Daha geç olmadan..

Alper Tan

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...